w Hayat Pahalılığı Ekmeğe zam yok! B ereketli yağmurlardan sonra “İk- tidarın başı” nın verdiği müÜjde geçen hafta kanunileşiyordu Buğ- day fiyatlarının 'r30 bir sıçrama ya- ekmek almuk zorunda ma ekmek başına eskisi gibi 30 ku- ruş ödemekte devam edecakti. Ek- mek fiatlarında 1 kuruşluk olsun bir yükselme olmıyacaktı. Bu, İktidarın fiat artmalarına karşı birkaç sene evvel icat ettiği Zati Sungur oyunla- rından biriydi. Böylece hem ylü sevindiriliyor, hem şehirli avutulu- yordu! İzmir Belediyesi şimdiden ek- mekleri 740 tan 580 grama indirmiş- ti. Diğer şehirlerin de İzmiri takip edecekleri muhakkak D.P. İktidarı yeni hır içtimat ada- let nuümünesi veriyordu: İstihlâk maddelerini cçoğaltmadan, çiftci geli- rini Aarttırarak köylüye “hayali bir refah” getiriyor, şehirliye de bu refa- hı ödemek mecburiyetini bırakarak adaletini kutmorlondihyordu Ekmek veznindeki son tenezzül, bu refah borcunun ilk taksidi olnrak kapıları çalıyordu. Doğrusu D.P. İktidarı bu nevi o- vunlarda bir hayli mahir göriülnilyor- Ama mesleğin tehlikelerini de u- nutmamak lâzımdı. Ekmek fiatlarına yapılan “gizli” zam kadar, cocuk yerine konmaya da içerliyen şehirliler reylerini kime ve- receklerini çok iyi biliyorlardı. > Primler uğday fiatlarındaki yükselme, fi- at artışlarına yeni bir hız vere- Artan fiatlar dünya pazarla- rında esasen parlak olmayan duruü- mumuzu daha da müşkülleştirecekti. Primlerle yürlitlilmeye calışılan ihra- cat, yeni primlere ihtiyaç gösterecek- ti. Türkiye Ticaret ve Sanayi Odala- rı Birliğinin sHon-raporu, prim çıkma- mak basmıştı. Halen prim ya mütehavvıl prim usulü mevcuttu. İhracatımızın © 88 ini teşkil eden 24 kalem ihracat maddesi için orta- lama 9. 24 prim veriliyordu. Odalar Birliği, elde sarih malümat olmadığı için muhtelif metodlara başvurarak prim mıktarını hesaplamıştı. 1956 yı- hndâ ihracata 210 civarında prim ödenmisti. Hesap edi- lemiyen kalemler için 90-100 milyon- AKİS,22 HAZİRAN 1957 Büyük çoğunluğun esas gıdası: Ekmek Sabit fiat, noksan vezin Tuk bir “endirekt prim” verildiği ka- bul edilirse, 1956 yılında yekün prim miktarı 3(W milyonu aşıyordu! Buğday ve pamuk başlıca prim a- lan mahsullerdendi. Toprak Mahsul- leri Ofisi 1956 da 22,4 ilâ 26,9 milyon lira arasında prim ödemişti. Tariş ve Çukobirliğin pamuk ihracından do- fğan zararları 34 milyonu bulmaktay- di! Unutmamak Jâzımdı ki 1956 ge- rek pamuk, gerek buğday ihracatının cok düşük olduğu bir seneydi. Bu yıl Üümit edildiği gibi, pamuk ve buğday mahsulleri bereketli olursa, bu teşek- küllerin zararlarım Merkez Buankas büyük ölcüde banknot sürmek mec- buriyetinde kalacaktır. Odalar Birliği bu yı! da, primlerin ithalâttan alınacak bir vergiyle kar- şılanmasını ileri sürmektedir. Hükü- met “ufacık” bir farkla tavsiyeyi dinledi: İthalâttan Hazine vergisi al- ma yoluna gitti, Fakat bu para ihra- cata değil, Bülçe açığını kapamaya sarfedildi. Bütçe ve İktişadi Devlet "l'eşek- küllerinin açığına prim - 1956 içi 00 milyonun üstünde - ılâve edilini oe. devlet sektörünün 19456 yılı açığı 800 c tan açığı fiat artışlarını körüklemek- tedir. Yükselen fiatlar da-prim ihti- yacını arttırmaktadır. İktidara ge- lınce. bu fâsid daireden çıkmağa ça- lışacak yerde buğday fiatlarını arttı- rarak tuttuğu yolda ısrar etm dir. Kalkınma Barajlara methiye ğer “İktidarın başı”, Siyasal Bil- giler Fakültesinin Profesörler salonunda uzun boylu, sarışın ve jön- prömiyeler kadar yakışıklı bir Ame- rikâalı profesörün zeçen haftanın so- nunda verdiği konferansı dinlemek fırsatını bulsaydı, şütphesiz büyük bir memnuniyet duyacaktı, Radyo ve Za- ferde bu sevinci vatandaşlara paylaş- tırmaya çalışacaktı. Siyasal Bilgiler Fakültesinin Pro- fesörler salonund im, “Az gelişmiş sermaye teşekkülü” adlı, cabucak “klâsikler” arasına giren kitabın ya- zarı Prof. Nurkse idi. Prof. Nurkse, fazla istihsal kapasitesi yaratmak yolunda İktidara yapılan tenkidlere bir cevap getiriyordu. Büyük baraj- lar. yollar, sulama tesisleri yapmak için talebin gelişmesini mi bekleme- liydi. yoksa bizzat sabit sosyal ser- maye tesisleri m; talebi yaratacaktı? Prof. Nurkse bu sualin cevabın XIX. asırdaki sanayileşme teLrı)hele- rinin işığı altında araştırdı. Geniş kültürü ve tarihi bilgisi sayesinde Nurkse, teoriyi ve tarıhi tecrübeleri uzlaştırmasını çok iyi bildi, XIX. asrın iktisadi gelişmesinde sabit sosyal sermaye tesisleri, talep- 13