PD ” Diğer bir nokta: Dünya Bankası, ikrazlarında kabul ettiği projelerin karşılanmalıydı. Prof. Nurkse bu metodu oldukça teh- likeli buluyordu. İç finansmanın azlı- ği, iktisaden iyi projelerin gerçekleş- tmlmesini önliyebilirdi. Veya kabul memle- d ç 5 3 Bel - o c © HLA © - 3 B B . z Bir Mi kullamlıbillrd İç finansmanı azalt- ! mak isteyen memleket “bulldozer”. ler kullanarak, dış finansman mikta- rını arttırmaya çalışabilirdi. Bundan başka Dünya Bankasının takip ettiği usul, “direkt yatırımlar” a gidecek iç tasarrufu sabit sosyal sermaye yatı- N rımlarına çevirebilirdi. Böyle bir du- rum, “cocukluk” devresini bir hayli uzatabilirdi. Victoria devrinde İngil- tere., sadece dış finansman imkânla- rının değil, işçilerinin beslenmesini de temin ediyordu. Dış yardım bu düşün- celerin ışığında yeniden gözden geçi- rilmeliydi Nurkse sözlerini bir hayali ştireceği sanılmamalıy- dı İktisadl kalkınma, iktisat ilminin aa. . x gi o *—:.*'İ A dışında kalan siyasi, sosyal, kültürel bir sürü faktöre bağlıydı. Ancak bü- tün bu meseleler bir arada ele alınıp halledildiği takdirde iktisadi kalkın- bir rüya olmaktan çıkabilirdi. ŞB D. Makaslanan dış yardım merikalı Prof. Nurkse, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde A- merikan dış yardımım yabancılar Ü- nünde tenkid ederken, Washington'- da da Senatörler ve Temsilciler de 1957 yılı dış yardım proğgramını bul ediyorlardı. rda “Washi mevzuu olmuştu. Az vergi ödemek i8- teyen seçmenlerin ötesini görmiyen sayın Temsilciler ve Senatörler dış yardımı azaltmak bahsinde âdeta rer aslan kesilmişlerdi. Bnltalar elle- rinde, sevgilileri İIke'ın dış yardım projesine hücum etmişlerdi. Parla- rilmesine razı olmuştu. Fakat gene de sayın Temsilcilerin ve Senatörle- rin öfkesini yatıştıramamıştı. Parla- mento dış yardımı biraz daha makas- lıyarak 3.6 milyar dolara indiriyordu. Aslanların her yerde kaçanları ko- valamaktan zevk aldıkları bir haki- katti. Halbuki miktarı gittikçe artan bir dış yardım, Amerikanın emniyeti ve komüÜnizmin yayılmasını önlemek için zaruriydi. Kremlin mahdut im- & &a rağmen, merlerini biraz dı.ha emniyetle bakabilmek için biraz az para harcamak mecburiye- tlne katlanmaları gerektiğini idrak etmeleri zamanı çoktan gelmişti. İran Şark işi bütçe ranın yeni başbakanı İkbal, gecen hafta Sam Amcaya ezile büzlüle memleketinin bütçe açığının 80 mil- yon dolara ükseldikını hatırlatıyor- habere heni şaşmış, h m de kızmıştı Son Üç sene zarfın- da Amerika. İrana tam 148 milyon dolar vermişti. Bütçe açıklarını ka- . Diğer taraftan daha birkaç Ri ds tarafından can-Ü zönülden ıebrık edilmişti. alde bu açık nereden çıkıyor- du? Bir şarklı için mesele gayet ba- sitti. Ama şarkiyatları pek zayıf o- rikalılar bunu anlıyamı- ğu lan yorlardı! Bütün anlaşmazlık İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Hüseyin Alâ Yatsıda sönen mum! ile Batı arasındaki muhasebe anla- yışındaki farktan doğuyordu. Hüse- yin Âlâ muhayyel vergilerin tahsilâ- tını bütçesinin gelirler hanesine kon- durmuştu. Şeker ve intikal vergileri- ha önce bunların gelirini kaydetmiş ve kâğıt üzerinde denk bır bütçe hazırlanmıştı. Ama yeni hükümet şeker fiatları- nı artırmaya cesaret edemiyordu. İ- n halkının başlıca gıdası bol şe- kerli çaydı. Şeker vergisine bir ka- lem çekince, denk bütcede tabiatiyle bir açık beliriyordu. Şark memleket- lerinde bunlar olağan şeylerdi. Esa- sen Sam Amcanın hikmeti vücudu neydi? Rusya ile hudut komşusu ol- duğu halde İran, Bağdat Paktına gir- meyi göze almıştı. Sam Amca da bu fedakârlığın karşılığını bütçe ıçıkını kapayarak göstermeliydi. Hem ten hakiki dostlar ırnsındı Üüç beş doların lâfı mı olurdu Fakat Sam Amca bu defa kızmış- tı. İran hükümetini boş yere kendini üÜmide kaptırmaması için ikaz ediyor- du: Bütçe açığını kapamıyacaktı. A- ma dottluğu da elden bırakmıyan A- bazı tavsiyelerde bulunmayı da vazife sayıyordu: İran arazi ver- gısini ıslah etmeliydi. Böylece zengin meclisten geçirmeye muktedirdi. A- ma iş arazi vergisine gelip dayanın- ca bu iktidarın yerinde yeller eserdi. Doğrusu Amerikalıların bu işe de a- kılları pek yatmıyordu. Ya İranlıları g&arplılaştırmak, t daha kolayı Amerikalıları şarklılaştırmak Jâzım- -