Di y e ı 1 K İ Ezie Pinza Altın ses.. İki kayıp T oscanini'den sonra musiki dünya- sı, son aylar Zzarfında, iki ehem- miyetli sanatçı daha kaybetti: Basso Ezio Pinza ve piyanist Josef Hof- mann. Kırk yıl boyunca Ezio Pinza, yumu- şak, eğilip bükülen basso sesi, yakı- şıklı görünüşü ve vakur çehresiyle o- pera sahnesinin en ço hayran ka- zanmış sanatçılarından biri olmuştu. “Resmi” bir musiki tahsili yoktu. Birçok şarkıcının yıllar sürmüş bir eğitim sonunda mesleğe atıldıkları bir yaşta Pinza, profesyonel bisiklet yarışçısı ve demiryolu frencisi olarak hayatını kazanmakla meşguldü. Gün- lerden bir gün, duşun altında, “O So- le Mio” şarkısını söylerken yanında- ki duşta yıkanan bir başka bisikletçi alâ.ka cekici bir müşahedede bulundu. “Yahu, nin sesin var” de- di. nza da bu nbzü ciddiye aldı. Bir şan hocasına başvurdu. Sonra Bolog- DEMET Aylık Eğitim ve Öğretim Dergisi Isparta'da Göller Bölgest Küy dâvAlarını tavunur. Bayısı Bö, yıllığı 4V0 Kuraugtar, ORUYUNUZ. AKİS, 22 HAZİRAN 13951 na konservatuvarına girdi. Kasaaba kasaba gezen bir opera kumpanyası- na dahil oldu. Derken harp çıktı. Pin- za asker oldu. Ama daha askerdey- ken Romada “Manon” operasında Kont des Grleux partisini söylüyor- du. Bir gün Toscanini onu La Scala'- da söylemeye davet etti. Derken Met- ropolltan'ın o zamanki müdürü Gat- ti-Casazza onun sesini işitti ve kont- rat imzaladı. Yıllar geçti. Ezio Pinza, seyircileri büyüleyen sahne şahsiyetiyle ve ge- rektiğinde bâriton partilerini söyle- mesine de imkân veren elâstikl sesiy- le opera devamlılgrının favorisi oldu. değişik bir rolde sahneye çıka- cağı yarım saat önceden haber veril- diğinde bile büyük bir selâhiyetle ve kusursuzlukla partisini söyler ve oy- . Bilhassa komik tiplerde, kö- tü adamlarda, baba ve papaz rolle- rinde başarı kazanmıştı “Sevil Ber- beri”'nin Don Basilio'sunu, “Faust”un Mefisto'sunu ve “Sihirli Fım"ün Sa- rastro'sunu on &- fızalarında bu roller nıkşednmiştir Nihayet 1948 yılında Metropolitan'ı bıraktı ve mensuplarına, ciddi opera sahnesine nisbetle çok daha büyük bir üÜn -ve daha kabarık bir servet- sağ- lıyan Broadway sahnesine atıldı. Ger- çi Broadway'in sudan operetleri, bu büyük şarkıcıya hiçbir zaman, kabili- imkânlar vermiyordu. gibi bir operetin duruk bir şarkısmı sbyıemek için Pin- za'nınki gibi büyük opera tecrübesine ve icracı yıratıcılığına ih- tiyaç yoktu. Fakat bugün bütün dün- yada milyonlarca insan Pi 'yı Don Giovanni'nin Aaryalarıyla değil, bu şarkıyla hatırlar. Pinza artık, zamandan daha fazla, kalp fethetmiye başlamıştı. Fa- öte yandan kendi kalbi de tahiat Pinza isminin yerini, Lawrence Tib- bett'in aldığını gördüler. O sıralarda gazeteler, büyük basso'nun bir kalb krizi geçirdiğini haber veriyorlardı. Birkaç ay sonra Pinza, yaşına ba- sacağı günden bir kaç gün önce, Con- necticut evinde, uykusu esnasında, hayata gözlerini yumdu. Kısa boylu dev I,_Terhnngi bir münekkide cağımızın len büyük piyanistlerinin -kana- atince- kimler olduğu sorulduğu Rahmaninof'lar, Horowitz'ler, Cortot'larla beraber Jo- sef Hofmann'ın da adını zikredeceği muhakkaktır. Geçenlerde 81 yaşın- dayken ölen Hofmann aslen Polonya- li bilâhare Amerikan tabliiyetine geç- miş, çocukluğunda bir “hârika” iken bilâhare asrımızın en olgun piyanist- lerinden biri olmuş bir sanatçıydı. Josef Hofmann, kısa 'mwlu kncük yapılı bir adamdı. Elleri « bi ufacıktı. Bunun için boyutları -ve tuşları- küçültülmüş — hususi olara yapılmış piyanolar kullanırdı Ama, n le r Yirminci asrın ilk yıllarî nın a.damıy- dı., Pek çok plâğı da yoktur. Ama mevcut olanlar, onun canlı konserle- rinde bulunanların ömürleri boyunca muhafaza ettikleri heyecanı değilse bile, dinleyicilerine Hofmann'ın hem teknik ustalığı, hem tefsir derinliği hakkında sağlam bir intiba sağlıya- bili mann'ın, genç bir piyanisti din- ledıkten sonra ileri sürdüğlü fikirler, kendi çalışında asla bulunmayan ek- sikliklerl belirtmesi bakımından alâ- ka ç “Duygunuı var: fakat bu gerekti- ği gibi belirmiyor. Kulağınız var fa- kat bu bir iç kulak. Yapmak istediği- niz'l duyuyorsunuz ama bunu Rercek- eknik kolaylığı- nız var; fakat bu henüz ifadeli bir teknik olma seviyesine yükseleme- miş. Ritminiz var; fakat bu ritm ta- bit ve temelli bir nabız atma haline gelememiş. Sizde şimdilik eksik olan şey bilgi: piyanistliğin ve musikinin ana prensipleri hakkındaki bilgi. Ça- lışınız hakkında hüküm verecek, ça- lışınızı düzeltecek ve inceltecek ölçü- lere malik değilsiniz”, dJosef Hofmana İnce bir teknik