YURTTA OLUP BİTENLER I Seçimler Saat çalınca.... n başında Ankmdı bü- telerin lisanı ile, “siyasi çevreler” idi. Aslına bakılırsa heyecan bir müddet- ten beri devam ediyordu. Fakat son hafta zarfında cereyan etmiş olan ha- E diseler tansiyonu son haddıne çıkar- mıştı. O günkü telâş Başbakı mühimi “İktidarın başı” deresin nihayet İstanbuldan ayrılıp şbakanların mutad hareketinin aksme Başkente gelmemiş, İstanbul- da “imar işleri" ne dalmıştı. İmar iş- leri aslında, hükümetlerın yardımiy- le dahi olsa, nihayet Belediye Baş- kanları tarafından tedvır olunan iş- lerdendi. Gerçi Menderes İstanbulun “Fahri Belediye Başkanı" Üünvanını hukuken almıştı ama, bu Ünvan bile hadiselerin en civcivli zamanında Başbakanın her şeyi bırakıp kendisi- ni Belediyeciliğe vermeıml izah ede- rhezdi. Aslında r” D.P. için - ve bilhassa Menderes iein - büyük şehir- lerdeki 1 numaralı seçim plattormuy- du ve gösterişli gayretlerin hakik! sebebi oydu Başbakan hava meydanında mu- tad kalabalık tarafından karşılanma- dı. Zira Ankaraya dönüşten haberdar olanların sayısı pek fazla iş KRuvvetiyle kendim Milletveklillerinin memk eçim ne zaman yapılacaktı? Heye- canın sebebi buydu ve aslında he- HAYIRLI DOST di? ÇCevap arayanlar muteber Hayadi& gazetesinin salı günkü hışıııa.kale—ılııi ııku—ıuıılur kan ber bausmuharririn işte Tin kınıla da tatbik edellin! iyle dostlarla D.P. bugün- kü haline de şükretmeyip. ne yapsın ? yecan haklıydı da. Seçimlerin tarihi hakkında bilgi sahibi tek insan Men- deresten ibaretti. Onun da ciddi ve kati bir karar vermiş bulunup bulun- madığı meçhuldü. Geçen haftanın sBo- nunda İnönünün seçim zamanını me- rak ettiğini bildiren demecini mütea- D.P. milletvekilleri bir şeylerin dönmekte olduğunu hissetmişler ve kendi Grup Başkanlarını sıkıştırmış- lardı. Seçimler bu milletvekillerini herkesten daha fazla alâkadar edi- yordu. Bir defa ödenekler meselesi vardı. Milletvekillerinin büyük bir ekseriyeti 19 ö ini — şimdiden çekmişler ve hitirmişlerdi de. Seçim- ler bu sonbaharda vapılırsa ödenek- ler devlete iade mi edilecekti? Buna kimse yanaşmıyor ve nikbinler Men- deresin bir formül bulacağını, ödenek- lerin sahiplerinde kslıcatını söylü.- yorlardı. Fakat daha mühimi, şairin dediği gib; “Gidip de gelmemek var” idi ve heyecan bundan doğuyordu. D. P. milletvekilleri, ne kadar nikbin o- lurlarsa olgunlar, aralarından bir çoa- gunun hattâ pek çoğunun kolay kw- lay gelemiyeceğini biliyorlardı Bu haftanın başından Menderesin yakınları, milletvekıllerl tarafından sıkıştırıldılar. hakikaten öne alınacak mıydı? Fa- kati bir cevap verilemedi. Doğrusu is- tenilirse D.P. nin pek yüksek çevre- leri arasında bır fikir birliğine van— lamamiştı. Hakikafen bu çevreler rasında görüş teatisi bütlün hafta bo- yunca devam etti. Cumhurbaşkanı ve Başbakan birbirlerine seyahat intiba- larını naklettiler. Hadiselerden anla- şıldığına göre Bayar seçimlerin 1958 de yapılmasını tercih ediyor, fakat Menderes bu sonbaharda milleti san- d Ü yordu. Geçen hafta Anadolu Ajansı Celâl Bayarın seçimlerin zamanında yapılacağını söylediği haberini itina ile tekzip etmişti. Halbuki o haberi gazetelere verenler bunu kendi kulak- larıyla duvduklarımı temin ediyorlar- dı. Yanılmalarına imkân yoktu. De- mek ki Anadolu Ajansının yaptığı bir tekzip değil bir tavzihti ve herkes an- ladı ki bununla İktidar Partisi seçim- lerin sonbaharda yapılabileceği hava- sını devanı ettirmek istemişlerdir. Teşklilâtlar hazırlaftıyor I şin aslında bütün partiler, D. P. dahil, sanki seçimler sonbaharda yıpılncnkmw gibi hnzırlınıyorludı Seçimler sonbaharda ilmazsa Mu- hnleret partileri zarar degil fayda gö- receklardi. Böylece dinamik bir haj alıyorlardı. Ama D. P. için vaziyet tamamile aksiydi. D. P. teşkilâtını sanki sonbaharda seçim varmış gibi ayaga Kkaldırıp sonra secimleri mutad zamanına birakmak hizıp kavgaları- nın Üstüne benzin dö ten fağksız- dı. Bunu İktidar partisının ileri gelen- lerinin nazarı di mamaları im- kânsızdı. D. P. teşkilâtına böyle bir