Gronchi İş başa düşünce... tan ve Avrupa Müşterek Pazarı and- laşmasını Parlâmentoya tasdik ettir- mekten öteye gitmiyecek bir “iş ka- binesi”'nin kurulmasıydı. Böyle bir kabinenin kurulması fikri Segni Hü- kümetinin istifa ettiği günlerde de ortaya atılmış, fakat İtalyan Cum- hurbaşkanı tarafından kabule şayan bulunmamıştı. İtalyadan gelen ha- berlerden İtalyan Devlet Başkanı Gronchi'nin bu fikri bu sefer de ka- bule şayan bulmadığı anlaşılmakta- dır. Gronchi bütün gayretiyle eski Kko- alisyonu canlandırmaya çalışmakta- dır ve bunun için, merkez partilerinin bütün ileri gelenlerini kendine yar- dıim etmeğe çağırmıştır. Bu davete i- cabet edilip edilmiyeceği ancak önü- müzdeki günlerde belli olacaktır. Onbeş günlük fikir ve sanat dergisi YILLIR ABONELERİNE 15 LİRALIK KİTAP ARMAĞAN EDİYOR. , Sayısı 50 Krş. Yıllık &âbonesi 12 Jiradır. Müracaat adresi : P. K. 914 - İSTANBUL AKİS,22 HAZİRAN 1957 .I YA TT Tümeler Komedi Bölümü Ankarada I stanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu 1956-57 mevsimi Üzeri perdele- rini kapar kapamaz iki koldan bir “Anadolu Turnesi” tertiplemiş ve bir saat bile geçirmeden soluğu İstan- bulun dışında almıştı. Tabiatiyle Şe- hir Tiyatrosunun bu turneden mak- sadı hem ziyaret, hem ticaretti, Sa- natkârlar deniz mevsimi geçmeden turneyi bitirip kapağı gene İstanbula atmakta acele ettiklerine göre, tur- nenin gayesindeki kefelerden birinin daha ağır bastığı da kuvvetle tahmin edilebilir. İstanbunu sanatkârların tertiple- dikleri bu turnelerden ilki “İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları sanat- kârları Anadolu turnesi temsilleri” namını taşıyordu ve bundan iki haf- ta önce şehrimizde “Benim Üç Me- leğim”, “Halanın Mirası”, “Üvey Ba- bam” gibi eserlerle temsillerini ver- miş bulunuyordu. Bu ilk grubun seç- tiği eserlerin hepsi de “gülünçlü” ne- viinden piyeslerdi. Başta İ. Galip Ar- can olmak iizeçe sanatkârların he- men hepsi de Ankaralı seyircinin “gülme” arzusunu bol bol yerine ge- tirdiler, güle güle yorulan seyircinin artık uykusu gelmeğe başlayınca da şehrimizi terkettiler. Bu birinci grubun hemen arkasın- dan bir başka Şehir Tiyatrosu grubu daha Ankaraya gelerek Küçük Ti- yatro sahnesindeki temsillerine baş- Jadı. Bu defaki turne küçük bir de- gişiklikle “İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Komedi Kısmı sanatkârları Anadolu tuürnesi” namını taşıyordu. Ve bilhassa turnenin “Komedi Kısmı” na ait olması bu defaki temsillerin daha kalabalık bir seyirci topluluğu tarafından takibedilme şansını arttı- rıyordu. Şehir Tiyatrosunun ikinci tuürne topluluğu ilk temsili, Noel Co- ward'ın dilimize Vasfi Rıza Zobu ve Reşiha Vafi tarafından adapte edi- len "“Ben Çağırmadım” isimli eseriy- di. Şehir Tiyatrosu Komedi Kısmı topluluğunun Anadolu turnesi reper- tuarında bu eserden başka “Vaşing- ton Bu Evde Kalmıştı”, “İşte Buna Talih Derler”, “Buz Dolabı”, “Melek Hanımın Kıskançlığı” ve “Merakti” gibi eserler yer alıyordu. Ankarada sanatkârlar bu repertuvardan sadece “Ben Çağırmadım”, “Vaşington Bu Evde Kalmıştı” ve “Buz Dolabı” isim- li piyesleri temsil edeceklerini ilân et- mişlerdi. Nerden nereye? uürnenin ilk temsilinde hazır bulu- nan Ankaralı seyircilerden çoğu “Ben Çağırmadım” namı altında sah- nede oynanan piyesi neredeyse tanı- yacak gibi oldular. Temsil ilerledikçe de tahminlerinde aldanmadıklarını ve piyesin ana hatlariyle geçen mevsim Devlet Tiyatrosunun Büyük Tiyatro ıa_hnesînde başarıyla temsil ewği uhlar Gelirse” isimli e n baş- kası olmadığını anlı.ma.km gemkme- diler. Noel Coward'ın bu pek sevdik- leri eseri hakikaten o kad hakikaten o kadar "gülünç" lulığa girmişti ki seyirciler ilk anda tered- düde düşmekte yerden göğe kadar haklıydılar. Denilebilirdi ki Vasfi Rı- za Zobu eseri sırf kendisi için adap- te etmiş, başrolü alan bir oyuncu o- larak piyesi kendi hünerleri dahilinde bir kalıba sokmaktan çeklnmemişti Ama çoktan beri artık kendini tek- rarlamaktan başka bir yön göstere- miyen bir Sanatkârın kaprisi için bir eser bu kadar suiistimal edilemez, he- le şu haliyle eserini Noel Coward gör- müş olsa bu sanatkârı sanat namına katiyen affetmezdi. Biri kalkıp bir eseri adapte edemez mi? Eder. Ama adapte ediyorum derken eserin ruhu- Jisör kalkıp bir eseri kendi anlayışı- na göre sahneye kovamaz mı? Ko yar. Ama bir eseri kendi anlayışıma göre sahneye koyuyorum diye kalkar da kendine göre, kendi oyun yetkisi- ne göre bir yol tutarsa - bu işi yapan gene Vasfi Rıza Zobu'dur ., artık din- leye dinleye gına getirdiğimiz ucuz espriler ve göre göre bıktığımız el kol hareketleriyle, Ürü cü yönünü yokedip gıdıklıyarak gül- düren bir komedi meydana getirirse bunu eserin yazarı kadar artık seyir- ciler de hoş karşılamaz. Şayet bu sa- natkâr kendine göre bir piyes isti- yorsa, ya otursun bir yenisini kendisi ca tanınıp bilinmiş bir eserini istedi- ği kalıba döküp oynamak hakkını kendinde bulmaktan vazgeçsin, Methiye olmayınca iz biliyoruz ki Şehir Tiyatrosu Lİ Komedi Kısmı Tuürnesi sanatkâr- ları bu satırları kale almıyacak ve ne Refi Cevat Ulunayın, ne Sabri E- sat Siyavuşgilin, ne de Hasan Alı E- dizin “Ben Çağırmadım” hakkındaki methiyelerine benzemediği için, turne münasebetiyle neşredilecek herhan, bir özel broşürde siyah çerçeve içe- risinde nakletmiyecek. Zaten daha tarafsız davranıp methiyelere verdi- ğimiz ehemmiyeti methiye olmayan- lara da verebildiğimiz gün gelseyât, kısacası Fransızların diliyle ları ve contre" ları saygideğer komedisi saygısızca hır- palanmış olmazdı. Şunu da söyliye- lim ki, şayet eseri adapte edenler me- selâ bir Noel Coward'ın eseri için ele aldığı mevzu ve fikir gibi ham mad- deye sahip olsalar tiyatro dili ve ti- yatro tekniği bakımından Türk tiyat-