ğ GÜZLER KÜYLERDE Secimler ister öne alınsın, ister alırmasın; seçim mücadelesi fi- ilen başlamıştır Hızlı artışı z da makinalaşma yüzünden ller şehirlere akın ederken bir- siyaset adamı da köy yolunu tutmakmdır, Haksız da değillerdir. Zira seçim- lerin neticesini köylüniin reyi tâyin edecektir. İktidarın başı “şeriatın keseceği parmak”tan hahsederken, *“içtimaf adalet köy dâvasıdır” der- ken köylü reyini düşünmekteydi. Bütün bunlar herkesin malümu- du. ko Bilinmeyen taraf köylü ne sebep- le reyini şu veya bu partiye ver- mektedir. Köylülerin siyasi davra- nışına neler tesir etmektedir? Bu hususta hemen hemen hiç bir bilmemekteyiz. Batı memleketlerin- de bile bu cins incelemeler yeni yeni yapılmaktadır XX. Asırda. XVITIİ, Asır filozofla- rının çizdigı şemadan bir hayli u- zakta y Cemiyet, ak mücehhez bir fertler topluluğudur diyorlardı. Akıl zariyelere pek iltifat etmemeye baş- Jadhlar,, Sivaset adamları ve reklâmcılık kumpanyaları bu hakikatı esasen çoktan amprik bir şekilde keşfet- mişlerdi. Aksiyon adamları ve ki- tabiler arasında açılan uçurum ge- nişliyordu. Sosyal ilimler mütehas- loji de kendi ufak hakikatını orta- ya koymağa gayret etmektedir. Türkiyede bu tarz çalışmalara daha yeni yeni başlanmaktadır. Si- yasi ilimler henüz hukukun haki- miyetinden kurtulamamışlardır. Bu- na rağmen köy meseleleriyle uğra- T iki sosyologğun dikkatı, Türk köqunnuıı siyasi davranışına da cevrilmiştir. Vardıkları — neticeler köylünün sağduyusu bakımından sık sık işittiğimiz nutuklara hiç benzememektedir.. Ankaraya yakın, olan Hasap anda rk S ileri bir “Beplerden dolayı köylülerin iki ve Efmx YEB'HABİRAN 19517 daha fazla gruplara ayrıldığını yazmaktadır. Bu hal sülâle grupla- rını teşkil eden fertler arasında hu- susi bir psikoloji yaratmaktadır ve başka gruplara karşı bir nevi “hu- sumet” duygusu uyandırmaktadır. Diğer bir deyişle, köyde ikilik veya kötü mânasıyla anlaşılan partici- liğin bir geleneği vardır. Siyasi par- tilerin çıkması, köyde esasen mev- cut olan bu ikilik duygusunu belki daha fazla geliştirmiş, fakat onun sebebi olmamıştır. O halde köydeki bir grup, farze- delim, D.P. yi tuttuğu zaman, diğer rakip grup diğer siyasi partilerden herhangi birini memnuniyetle seçe- cektir. Tabil ki her grubun bir ileri geleni vardır. Bu ileri geleni ele ge- çirmek, grubun bütün reyini kazan- mak demektir. Bu gruplaşmalar köy seçimlerinin neticelerini biüyük öl- çüde evvelden tâyin etmektedir. Bi durumu farkeden bir köylü “seçile- cek kimselerin seçimden önce seçil- diğini” söylemektedir. Seçimler sa- dece ftill bir durumu resmlleştir- mektedir. Gizli rey usultine rağmen grup mensubu, grup ileri gelenin- den başka türlü rey vermeyi düşün- se bile buna cesaret edememektedir. Zira “şüpheli”"ler kolayca farkedile- bilmektedir. Köylerde görtülen top- Ju parti değiştirmeleri de, grup ileri geleninin herhangi bir sebhepten mensup olduğu partiye kızmasın- dan doğsa gerektir. Son yıllarda aynı köyde inceleme- ler yapan İngiliz araştırıcısı Hanson da aynı düşünceyi başka bir şekilde ifade etmektedir: C.H.P., C.M.P., D.P. - başkanları da köyün hali vaku yerinde ailelerine mensupturla kendilerine bu mevkileri işgal edecek en tabil şah- siyetler nazarıyla bakılmaktadır” Demek ki köyün en zenginleri grup- ların liderleri olmaktadırlar ve re- kabet halinde bulunan gruplar siya- si partiler arasında taksim edilmek- tedir. Hanson'un diğer bir müşahe- desi de düşünceyi aynı neticeye sev- ketmektedir: “Büyük arazi sahiple- OKUYOR Doğan AVCIOĞLU rınden dnemli mâlt yardım gören D. n aynı zamanda köylmenn büyük bir kısmının da rey verdiği parti olması şayanı dikkattir”. Bu durum ancak D.P. nin köylerin en nlifuzlu kimselerin; ele geçirmesiy- le izah edilebilir. Zira bir köy ıleri geleni birkaç yüz reyi elinde tut- maktadır. Cerı_eveyl biraz daha ge- gidebilir. O halde büyük k reyi binlerce rey ifade edebile- cektir. Güney Amerikada uzun inceleme- lerde bulunan Fransız siyasi sosyo- loji mütehassıslarının da aynı neti- celere varması şayanı dikkattır. Bu mütehassıslar Batı siyasi yük arazi sahiplerini iş başına ge- tirdiğini — incelemişlerdi. — Araştır- malar iktisadi şartlar ne olursa olsun, siyasi partiler vaadlerde bulunursa bulunsun, köylülerin bağlı — bulundukları sahiplerinin — istediği rey verdiklerini göstermiştir. Tabiatiyle bu daimi bir durum değildir. Tahsil seviyesinin ve sanayileşmenin ilerle- mesiyle, çok yavaş bir şekilde de olsa değişmektedir. Fakat halen köylülerin siyasi davranışları hak- kında ircelemeler vapanlar için, köy ve köyler topluluğu içindeki grup- laşmalar iyi bir araştırma faraziyesi teşkil edecektir. Bu grupların mevcudiyeti kabul ortaya çıkmaktadır. Zira birkac bin yüksek gelir sahibtnin rey! değli, bu kimselerin temsil ettiği büyük bi köylü topluluğunun reyi bahis mev— zuu olmaktadır. Bu bakımdan Top- rak Kanununun siyasi neticeleri alâ- ka çekici bir inceleme mevzuu ola- caktır. Buğday fiatlarına yapılan son zammın da sadece kendi yiyeceğini is&ihsal eden büyük köylü kitlesin- n çok, esasen müreffeh durumda bulunnn büyük çiftçilere yarayaca- ğı bilinmektedir. Fakat müreffeh çiftçinin memnuniyeti, peşinden bin- lerce reyi sürükleyebilir u düşünceler bir iki münferit i celemeye dayanmaktadır. Daha sarih bir hlilkme varmak için Tür- i bölgelerinde de- bir iki iptidat incelemenin sev- kettiği neticeleri teyid ederse köy ve demokrasi hakkında memleketi- mizde münakaşasız kabul edilen fi- ktrlerl değıştırmek —mrured oru Ka