— DÜNYADA OLUP BİTENLER Irak Sir, oyuna geldi rakın genç kralı Faysal Iİ., geçen haftanın sonunda Pazar günu ge- cenin ilerlemiş bir sutında yan â- zası Ali Cevdeti çağırarak yeni Irak hükümetini kurmaya memur ediyor- du. Her şey son dakikaya kadar, “son derece” gizli tutulmuştu. Irakın fiili hükümdarı Sir Nuri Sait Paşanın hiç bir şeyden haberi yoktu. O kadar ki Pazartesi sabahı, sabık kabinesinin adık bakanlarına kraldan hâlâ bir kümet darbeleri tertiplemek Nâsırcı genç subayların ınhisarmda değildi. Genç Faysal da bu i mişti. Nuri Sait gibi bir adamı devirmek. dogn su ile çıkmasını bildiler. Nuri Sait hiç, ama hiç bir şeyden şüphelenmemişti. Ona artık “sıhhi sebeplerle” istifasını krala arzetmek düşüyordu. Fakat Meclis, Nuri Saidin adam- Jariyle doluydu. Bu sebeple yeni hü- kümetin ilk icraatının Meclisi feshet- mek olması kuvvetli bir ihtimaldi. muvaffak olmaya yüz tuttuğu bir sı- rada - yani en kuvvetli olduğu gün- lerde - kündeye gelmişti. Nuri Sait bu oyunu kendisine ki- min oynadığını da çok iyi bıliyordu aS dar kuvvetli Nuri Said; sahneden u- zaklaştırmak lâzımdı. İşte şimdi ar- zuları tahakkuk ediyordu. Fakat sa- bık başbakanın da kolay kolay mağ- lübiyeti hazmedecek bir adam olma- dığını unutmamak icap ediyordu. “Kanuni! hükümet darbesi”, Irakın dış siyasetinde her halde büyük de- . Yeni Sâidin temcit pilâvı İsrail tehlikesinden ihtimal pek daha az bahsedecekti. Zira Veliaht Prens de en az Nuri Sait kadar Batı taraf- tarıydı. 'Doğu - Batı Yeni bir şey yok! N ikita Amcanın televizyonda gö- rünmesinden sonra dünya siya- set sahasında ön plâna geçen Doğu- Fisenhower Dünyanın ipleri ellerinde Batı münasebetleri, aynı plânı geçen hafta da muhafaza etti. Bunun baş- hıca sebebi gene Nikita Amcanın, bu sefer Amerikan televizyontnda değil, fakat Helsinkide yaptığı bir konuş- ma oldu. Rus Komünist Partisi Bi- rinci Sekreteri bu konuşmasında bil- hassa sil&hsızıunma meselesi Üzerin- de duruyo Bılındıği gıbi silâhsızlanma mese- Jesi son günlerde Doğu-Batı münase- betlerinin ağırlık noktasını teşkil e- diyor, hattâ bir bakıma Almanyanın birleştirilmesi meselesini bile ikinci plânda bırakıyordu. Birleşik Ameri- kanın Silâhsızlanma Tali Komitesinde- ki temsilcisi Harold Stassen bu ayın başlarında silâhsızlanma mevzuunda yeni bir Amerikan plânı hazırladığı- nı söylemiş, fakat bu yeni plânı açık- lamaktan kaçınmıştı. İleri sürüldü- ğüne göre, Stassen'in yardımı ile biz- zat Başkan Eı'senhovxer tarafmdnn hazırlanan yeni rikan plânı cak Amerikanın batılı dostlırmın fi— kirlerl de alındıktan son lana- at etraftan sıznn hnberler Batılı dostların yeni Amerikan plânı- pek aşırı bulduklarını gösteriyordu. Amerikan plânının silâhsızlanma mevzuunda yarı yolu aştığına şüphe yoktu. Fakat Rusya da aynı iyi niye- iki aşmaya bu ikinci yarıyı aşmayı açıkça red ve eski plâkları çalmaya devam edi- yordu. Krutçef'e göre silâhsızlanma- nın kontrolu ve atom silâhlarının i- malâtına dair Batılılar tarafından yapılan teklifler “silâhlanma yarışı- nın devamını maskelemek için kulla- nılan bir perde” den başka birşey de- Kildi. Silâhsızlanmanın havadan kontrolü meselesine gelince bu kont- rolün şimdilik Kuzey Kutbundakı böl- und. lAhsızlanma m yük devletler arasında karşılıklı iti- eniden kurulması yoluyla hallledılebileceğme inanıyordu. Bu iİ- mat ise, ancak barış içinde beraber- ce yaşama prensibi benimsendiği gün kurulabilirdi. Bununla beraber Sovyet Komünist bu itimadın yokluğu rinin yasak edilmesi bahsinde bir an- laşmaya varmak imkânını ortadan tçef'in bu sözlerin- den, Sovyetlerin fikrinin hangi nok- ğu bütün açıklığiy- le anlaşılıyordu: Atom tecrübelerinin yasak edilmesi Nitekim Komünist Partisi Birinci Sekreterinin bu konuş- masından birkaç gün sonra, Londra- daki Silâhsızlanma Tali Komitesinde, Sovyet Temsilcisi Zorin de israrla aynı nokta ilzerinde duracak ve bu tecrübelerin hiç olmazsa 2-3 yıl için olsun durdurulmasını istiyecekti. Krutçef, bu gayeye ulaşabilmek için Batılılara bazı tavizlet vermeye bile razı görünüyordu. Helsinki'de yap- tığı basın toplantısında, “Sovyetler Birliği, Birleğgik Amerika, İngiltere ve diğer memleketlerde teftig'grupla- AKİS,?8 HAZİRAN 10671