YURTTA OLUP BİTENLER, Turan Güneş Hoca, hocalığını — unutmaz gelsin CHP li ve Hur P lı gençler hemen tekrar kurmalılar ve bu neviden "sen dedim" kavgalarını bırak- Kıbrıs Londradan dönüş u haftanın ortasında İngiliz Dış İşleri Bakanlığı bir tebliğ yayın- ladı. Tebliğde Türkiy hükümetinin Lord Radcliffe'in tekliflerinden doğan hususların aydınlatıl- malıdırlar. ları Safa Kılıçlıoglu ve Vedat cle- li tarafından —uğurlandığı — Yeşilköy hava meydanına döndü. Erim üzerine aldığı vazi- fenin ifasında, daha baştan birkaç va- him hata yapmıştı, dın "Sir John Harding'i X 80 zandık" gibi beyanlarım hiç beğenme- mişler, bunu ciddiyetle kabılı telif görmemişlerdi. Nitekim bir kaç gün hn Rarding bir Ni : ında temaslardan İngilizlerin Anayasa üzerinde esaslı' bir değişik- liğe ' yanaşmayacakları neticesinin çıkması lâzımdı. Zira İngilizler ha- kikaten şimdilik, teklif ettikleri Ana- yasanın kabulünü istiyorlar ve bunun tatbikinden faydalar — bekliyorlardı. Adanın taksimi, havaya atılmış bir lâftan başka şey değildi. İngiliz Müs- Avam Ka- demecinde hiç mahal bırakmıyacak şekilde ifade etmişti. İngilterenin va- ziyeti şuydu: Ma_ıesteııın Lennox-Boyd'a göre müke nt verilmiş olacak- tı. Bu, İngilterenin bir iç işiydi. Ana- yasa yururluge konduktan ve ışledik- ten sonra "“şartlar müsaade edince" Self-Dete rornınatıona geçılecektı, İn- en idi, Ada halkının ekse- Kraliçenin tacına bağlı makta de- ı tercih edeceklerdi. Yani Self- Determination'un safhasında Ada- hlara "Kraliçenin tacına bağlı kal- mak istiyor musunuz, istemiyor mu- sunuz" suali sorulacak Ekseriyet Yunanlı olduğuna göre, kararda el- KÜÇÜKLÜK Ankarada acıklı bir. kaza oldu. "İma hareketleri" cümle- sinden olmak üzere — kesilmekte bulunan — ağaçlardan — bir. - kavak, amelelerin tedbirsizliği yüzün- den devrildi ve altındı kalan genç bir tıbbiyeliyi öldürdü. — A- meleler acı 'SİD — pay- dos etmişlerdi, — işi mamlama- yi — ertesi üne bırakmışlardı. gün İşi, hem de fecı şekilde bir rüz- gâr tam aya kân tıbbiyelim'n Belediye- duyan arkadaştan — da Mesuller,, şüphe — yok cezalandırılacaklardır. ma şimdi gelımz ve Ulus gazetesini Ö âdisenin yazılısından edilişine şey - bir istihdaf Z r Frini — alma, için Iktıdardaki yıpratmaya çalışmak — da hakkı. Ancak — dünyanın böyle hâ- İstis- İTayı da anılarak yapı- kazas; ya- pan Kasım Güleğe "katil" de- kadar... mesi Ne yazık, şimdi aynı silâhı 6 Kasım Gülegin gazetesi kul- Ulusa! Nihat Erim (1945 - 1957) bette ki en büyük rol onların olacak- diyordu ki: şırsanız, yin hakkım Türklere de tanıyacağız ve Ada ikiye bölünmüş olacak; bunu böylece bılınız Yoksa kısa bir is- tikbalde Adayı Türkiye ve i tan arasında parçalamak, sonra da good-bye deyip gitmek Majestenin hükümetinin hatırından geçmiyordu. atladığımız Taksim, ucunda görülen ih- . Adanın tamimi Yunanlılara bırakılmıyacaktı. Bu kat- iydi. Anca ktüel mesele. naya sa esiydi ki ; Radcliffe plânı, prensıp ıtıbarıyle Türklere veto hak- kının tanınmasına açıkça muhalifti. Böylece ihtilâf, hakiki mahiyetine ir- ca olunduğunda, kolay halledilecek bir ihtilâfa benzemiyordu. Imar Psikoz eçen hafta içinde, uzun zaman- dan beri beklenen ses nihayet yüksekli. Bu, İstanbullu'nun sesiydi. İstanbullu, bir kısım muteber basını- levhaları gözlerin dı. Herşey Başbakanın bir basın top- lantısında başlamıştı. O Basın top- lantısında, dınlıyenlerı daima tesir altında bırak 1 No.lu tıbı, gazetecılere mustakhel Istanbu- lun gö kam aştıran bir tablosunu çizmişti. Son şehirde açılacak ve ferrahlatılacak yerlerı anlatmıştı. Bo- ğazın iki sahilindeki binalar yıkıla- ak ve geniş kornişler yapılacaktı. Sırkecıden Floryaya, bütün sahil çir- AKİS, 2 ŞUBAT1957