DÜNYADA OLUP BİTENLER İki Başbakan: Chou En-lai ve Nehru Kabak tadı veren misafir Hindisitan Tarafsızlığın bedeli u haftanın başından itibaren he- men bütün dünya memleketlerin- de bir devlete karşı ateş püskürülü- yordu. Doğrusu istenilirse bahis mev- zuu devlet kabahatsiz değildi. Ama ateşin tamamının başka sebebleri de vardı. Bunların başında, devleti idare eden Başbakanın adının Nehru olma- sı geliyordu. Nehru, tarafsızlık poli- tikası ile herkesi kızdırm mıştı: Ameri- kadan Rusyaya, Rusyadan Fransaya kadar.. Bunun netıcesındedır ki geçen haftanın sonunda venlik Konseyi Keşmir meselesinde Hındıstanın aley— hinde bir karar aldı. Amerika reyi- ni Pakistan lehinde kullandı, Rusya ise çekimser kaldı. Keşmir, dünyanın — büyük ihtilâf- larından biriydi. Hindistan ile Pa- kistan Aarasındaki bu toprak par— çası üzerinde hem Hindistan* hem Pakistan hak iddia ediyordu. İhtilâf 1947'den beri sürüp gidiyordu. Keş- mirin halkının ekseriyeti müslüman- dı, fakat hükümdarı hinduydu. Hin- duydu ama, Hindistanın idarecileri ile de arası iyi değildi. Bira meselâ Nehru vaktiyle Kaşmirde hapse a- tılmıştı. Keşmir 1947'de Pakistana mı, yoksa Hindistana mı katılmak ıstedı— ği hususunda karar vermek mevkiin- deydi. Hükümdar tereddüt ediyordu. Bu şurada Pakistandan kabileler Kes- mire taarruz ediyorlardı. Mihrace şaşkındı. İşte bu sırada Pakistan da, Hindistan da Keşmir topraklarına as- ker sokmuşlardı. Hindistan bir de se- çim yaptırtmış, seçilen hükümete kendisine iltihak kararı Verdırtmıştı Ancak Keşmire ilk nler Pakis- tanlılar olduğundan Hindıstan Güven- lik Konseyine de baş vurmuş ve Pa- kistanın mütecaviz ilân edilmesini is- temişti. Buna mukabil Pakistan Güvenlik Konseyinde daima Keşmir- den yabancı birliklerin çekilmesi ve bir plebisit yapılması tezini — savun- muştu. Doğrusu da buydu, Fakat Hindistan Pakıstanın mutecaviz ilân edilmesi hususunda ısrar ediyor, bu yapılmadan -veya Güvenlik Konseyı akistan mütecaviz değildir" deme- den- herhangi bir kararı tanımak is- temiyordu. Geçen haftanın sonunda Güvenlik Konseyi yeniden Pakistanı destekleyen bir karar aldı. Keşmirde, iki taraf kuvvetlerini çektikten sonra plebısıt yapılmalıydı. Hindistan buna ağmen, hakimiyeti altında bulunan topraklardakı bir Meclise Keşmirin Hindistana iltihakı kararını verdirt- ti. Işte, kıyametın kopmasına sebeb Tersıne donen oyun ehrunun tarafsızlık politikası, üs- telik İsveç veya İsviçreninki gibi pasif değil, aktif olduğundan cümle- nin memnuniyetsizliğine yol açmıştı. Nehru bir sulh havarisi rolü oynuyor, kendi elindeki bir hassas terazi ile herkesin hareketinin sevap ve güna- hını ölçüyordu. Meselâ Macaristan- da Rusyayı mütecaviz olarak dam- galamamış ama, bu memleketi müs- tevli sayıyor ve Sovyet kuvvetlerinin Macar topraklarını terketmesini isti- ordu. Fransız ve lngılızlerın Suveyş harekâtını ise tecavüz addetm takbih etmişti. Buna mukabil Komu— nizme karşı Hindistan dahilinde va- ziyet almıştı ve komünistleri amansız şekilde takip ediyordu. Böylece Neh- ru blokların arasında, dünyaya ah- lak dersi veren bir melek rolü oyna- mak istiyordu. Ancak bunun bedelini ödemesi lâzımdı. Hindistan Keşmir meselesinde bunu yapmayınca, başka- larını uymaya teşvik ettiği Birleş- miş Milletler kararlarına kendisi ria- yetsizlik gösterince, elindeki terazide kendi sevap ve günahlarını tartmaya yanaşmayınca dünyada kitleler üze- rindeki prestijinden pekçok şey kay- tti. Zira Pakistan mütecaviz olsa' bile, Hindistan' Keşmirde müstevliydi. Du- rum Macaristandakinden — farksızdı. Hele bir plebisite razı olmamayı te- vil imkânı yoktu. Güvenlik Konseyine rağmen kukla bir Keşmir Meclisine Hindistana iltihak kararı verdirtmek aklın alacağı, Nehruya yakışır bir hareket değildi. Nitekim Hindistanın politikasına kısanlar bu fırsatı kaçır- madılar ve Nehrudan intikamlarım aldılar. Bilhassa İngiliz ve Fransız ba sını çok sert yazılar yazdılar. Da- ha başkaları Nehruyu komünist kuk- " lası gibi göstermek yolunu tuttu." Bu Mareşal Zukof çamlar bardak oldu AKİS, 2 ŞUBAT 1957 Eski