2 Şubat 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

2 Şubat 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Orta Doğu Dulles'ın çilesi D oktor yanlış ilâç yazdı, korka- rım başka bir doktor arıyacağız. Bu sözler, geçen Rafta Amerikada Demokrat senatör Humphrey tarafın- dan Eisenhovver plânı hakkında mü- zakereler yapıldığı bir sırada söylen- di. Eisenhower plânı, Amerikan par- lamentosunda çok sert tenkitlere yol açmıştı. Planın mühendisi Dulles'e şiddetle hücum ediliyordu. Orta Do- ğuda buhranın genişlemesinden Dul- les'ın kararsız siyaseti mesul tutulu- yordu. Amerika, senelerden beri "A- man Nasırı — gücendirmeyelim", "A- man Ruslar kızmasın" gibi düşünce- lerle Orta Doğu bahsinde uzun vadeli bir siyasetten mahrum kalmıştı. Se- natör Fulbright, Dulles'ın Orta Do- ğu siyaseti hakkında bir tahkikat açılmasını istiyecek kadar ileri gitti. Fak sonradan bu teklifini geri al- Humphrey ise, Kuşların Eisenho- wer plânına karşı gösterecekleri tep- kiden de endişe ediyordu. Amerikanın iktisadi yardımına, Ruslar da aynı şekilde mukabele edebilirlerdi. Bunun neticesi ise sadece soğuk harbin kızış- ması, bir nya harbi tehlikesinin artması olacaktı Bununla beraber senatör Humphrey, demokratlar için Eisenhower plânım kabul etmekten başka çare bulunmadığını da itiraf ediyordu. Plân ne kadar şiddetle ten- kit edilirse edilsin, bu ayın başında, belki ufak tefek değişikliklerle ama John Foster Dulles Vur abalıya! 12 muhakkak, Kongreden — çıkmış ola- caktı. Sam Amcanın bir elinde kes- km kılıcı, diğerinde dolar kesesi Or- oğu curcunasını halle koşacağı gunler yaklaşıyorı Bağdat Paktı devletlerı Iralan u- fak bır tereddüdünden sonra, plâna taraftar olduklarını ilân etmişlerdi. übnan ve Suudi Arabistanın da A- merikan müdahalesinden memnun oldukları görülüyordu. Fakat Suriye, Ürdün ve Mısır -şimdiden Eisenhover plânına karşı cephe almış bulunuyor- lardı: Birleşmiş Milletler işe el koy- muştu, Amerikan müdahalesi lüzum- suzdu. Eğer 'Orta Doğuda bir "boş- luk" mevzuu bahisse, bu boşluk çok- tan Araplar tarafından doldurulmuş- tu. Nâsır ve şürekâsı Amerika Ve Rusyayı birbirlerine karşı koz olarak kullanmaktan vazgeçmemişlerdi. Hem Rusyadan, hem Amerikadan yardım görmek Kahireli - diktatöre çok tatlı gelmişti. —Hindistanda Rusya — ve Amerika arasındaki dolar - rub- le yarışı devam etmiyor muydu? Şu halde niçin Eisenhower pla- nıyla Nasıra Moskova kapılarını ka- pamaya uğraşıyorlardı? Bu kapı- nın açık kalması için Rusya elinden gelen her yardımı — esirgemiyeceğini açıkça söylüyordu. Müşterek Rus-Çin tebliği, Orta Doğu — memleketlerinin işlerine her türlü müdahaleyi önle- mek için Rusya ve Çin'in hazır oldu- gunu bildiriyordu. Dulles'ın da dedi- ği gibi, Amerika Mısıra usla dav- anmadıgı takdirde yardımda bulun- mayabilirdi. Fakat Nasırın tamamen Moskova tarafına dönmesine nasıl manı olunabilirdi? Kral Suud dostu Ike'a Mısır blokunu komünistlerin kucağına atmamak için, Nasıra pek sert davranılmamasını tavsiye ede- cekti. Fakat Mısırlı diktatör makul davranmamakta inat ediyordu. Şan- taj üzerine inşa edilmiş politikası Or- ta Doğudaki soğuk harbin şiddetlen- mesine yol açacaktı. Körü körüne sarıldığı milliyetçilik, dünyayı üçün- cü bir harbe suruklıyebılırdı Albay Nasırın tutumu "bir sizden, bir biz- den" diyerek Aarkadaşının suratına konan sineğin tabancayla öldürülen adamın halinden pek farklı değildi. Nasırın milliyetçiliğinin şimdiki ha- liyle Orta Doğu için huzursuzluk ve tehlike kaynağı olduğunda en ufak şüphe yoktu. Milliyetçiliği yeni tanı- y kitlelerini müsbet istika- metlere sevkedeceği yerde Donkişo- tun değirmenlerine saldırtmak an- cak bir diktatörün aklına gelebilirdi. Herhalde diktatörlerin milleti hüs- âanâ sürüklemesi, değişmez bir kai- eydi. Propaganda taarruzu Kahire Radyosu geçen hafta da A- merikayı — emperyalistlikle itham eden yaygaracı neşriyatına devam ederken, Amerika bu iddiaları ciddi ve enerjik bir eda ile cevaplandır- makla iktifa ediyordu. Sesi Radyosu, Orta Amerikanın Doğuya günde Albay Nasır Bükülecek — Kulağın sahibi 9,5 saat ayırmıştı. Eisenhower'in ye- ni propaganda şefi Arthur Larsen bu bölgeye hareket etmişti. Amerikanın emperyalist olmadığını, sadece pet- rol bölgesini sulha kavuşturmak, ha- yat seviyesini yükseltmek istediğini Araplara anlatmaya çalışacaktı. Fa- kat Arap halkının Kahire ve Taş- kent radyolarının haricindeki gazelle- re karşı kulağı tıkalıymış gibi dav- ranması ümit verici bir manzara teş- kil etmiyordu. Nasır gibi diktatörle- rin elinde yanlış yollara sevkedilen Arap milliyetçiliğine müsbet bir isti- kamet vermek hakikaten çok zor ola- caktı., Marshall Plânı ve Atlantik Paktı kolayca muvaffak olmuştu. Zi- ra bu teşebbüsler esasen Avrupa halk efkârınca arzulanmaktaydılar ve Av- rupalılar Amerikayla aynı medeniyet ailesine mensuptular, Aynı metodla- rın Orta Doğuda ne gibi kir netıce vereceği hakikaten meraka değer İktisadi menfaatlar Araplara vız ge— liyordu. Bizzat kendi elleriyle Kanal- dan, petrolden gelen dolarların yolu- nu 'kesmişlerdi. Kanalın açılmasında, Mısır petrol borularının tamirinde Suriye para kazanacaktı. Fakat biz- zat bu memleketler Kanalın açılma- sına, petrolün yemden akmasına ma- rn oluyorlardı. Bundan başka istiklâl- le sarhoş olan Araplar, en iyi niyet- lerin arkasında bile emperyalist e- meller görmek hastalığından bir tür- lü kurtulamıyorlardı. Nasıl Demir Perde gerisinde her olup bitenin ar- kasında faşist, İspanyada komünist parmağı keşfedilirse, Nasırın memle- ketinde de herşey bir emperyalist o- yunuydu. AKİS, 2 ŞUBAT 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: