22 Aralık 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

22 Aralık 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S P O R Futbol Galatasaray - Fenerbarçe eçen hafta Mithatpaşa Stadın- da oynanan Fenerbahçe - Gala- tasaray maçının başlamasına yarım saat bir saman vardı. Şeref tribünü ağır ağır yükünü alıyordu. Şehir Meclisi azalan, D. P. ileri gelen- leri arka saflara yerleşmişler, ön sıralarda işe Bakanlar, yüksek rütbe- li subaylar bulunuyordu Gayrııhtıya— ri gözler bu mühim karşılaşmada Şe- reftrıbununun âşinâ simalarını atıyor du. Halbuki tamamen aksi olmuştu. Maça pek ender gelen Emin Kalafat ve eski Ticaret Bakanı Fahrettin Ulaş Şeref tribünü için erken dene- cek bir saatte gelip yerlerını almış- lardı Sarışın, orta boylu, pardö- sülü ve kahverengi rölöv. e şapkalı şahıs ise etrafa tebessümler, selâm- Hakem Güiseppe Adamiyi buldular Doğrusu örnek bir hakemdi, karar- lan kelindi, en ufak bir tereddüt ta- şımıyordu. Maç başlıyor Sarı—Lacivertli takım kaygan ve ağır sahada bir fırtına gibi oyuna başladı. Üst üste akınlar yapıyor sütler atıyordu. — Galatasaray kalesi yirmi dakikalık zaman içerisinde a- deta abluka altına girmişti. Turgay güzel bir oyun çıkarıyordu. Bu müd- det içinde Fener forveti pek çok fir- sat yakalamıştı. Fakat talihsizlikle- rinden netice alamamışlardı. Diğer akınlar ise Galatasaray — müdafaası karşısında bir sabun köpüğü gibi eri- yordu. İlk devrenin sonlarına doğru oyunda bir muvazene hasıl olmuştu. Bu arada Galatasarayın iki tehlikeli hücum yaptığı görüldü. Az kalsın bu iki akın goölle neticelenecekti. Birini Meşhur maçta Turgayın bırkurtarışı Galibiyette lar dağıtıyordu. Halinden son derece memnun olduğu anlaşılıyordu. Bu Fenerbahçe Klübü İkinci Başkanı Os- man Kavrakoğlu idi. Sinirler gergindi ama.. O yun boyunca sahada kan göv- deyi götüreceğini tahmin eden- ler başlangıçta hiç de haksız değiller- di. Çünkü sinirler tam on beş gün evvel Galatasarayın 3-2 galibiyeti ite biten maçta gerilmişti. Bu maçta vahim hadiselerin doğması işten bile değildi. Hasılı herşey, her şey Fener- bahçe - Galatasaray maçının elek- trikli bir atmosferde yapılacağı hissi- ni veriyordu. Fakat tahmin edilenler olmadı değil, oldu. ma, bu netice itibariyle ümit edilenlerin yüzde on garsoniyesi idi. Taşkın hareket eden oyuncular ise karşılarında İtalyan 34 hissesi büyüktü Güngör, diğerini de Metin iyi kulla- namamalardı. Yoksa bütün hakimi- yetıne rağmen Fenerbahçe ilk dev- reyi 2-0 mağlup bitirecekti. Haftaynı 0-0 erabere bitmişti. Bu netice intaç kazanma hırsına ve hızına sa- hip olan Galatasaray için bir avantaj teşkil etmekte idi. Boşa giden ümitler n beş dakikalık haftayın arasın- da Kavrakoğlu kalenin arkasın- dan sahayı katederek karşı tarafta- ki tribünlerin altındaki soyunma o- dasına gitti. Orada çocuklara uzun bir nutuk çekti. Kart, ruh kelimelerini peş peşe sıraladı. Maçı kazanmanın icap ettiğini, bunun için herşeyi yap- malarım onlardan istedi. Fakat ta- kım sahaya çıkınca bilhassa hücum hattındaki — futbolcuların — yerlerini kayıp ittikleri görülmüştü. Bunu ta- kımın deplasman — yaptığına hamle- denler olmuştu. Fakat ilk gol yen- dikten sonra 'L' trtibününde bulunan bir otorite şöyle bir espiri yapıyor- "Ben size demedim mi? Kavrak- oğlunun nutkundan sonra takım a- muda kalktı. Futbolcular yerlerini kaybetmişlerdi. Sekiden üşünüp ayaklan ile düşündüklerini tatbik edıyorlardı yakları ile düşü mışlardı. Fener Lakımı adeta bir ba- lon gibi sönmüştü. Hatlar arasında irtibat kalmamış ve bağlar kopmuş- tu. Takım oyunundan ziyade herkes ferdi çalışmalar yapıyordu. Halbuki Galatasaray kelimenin tam mânasiy- le kollektif bir oyun Artık maçın kaderi Otuz, metre mesafeden Suatın kaleye havale ettiği top ileri kayan Şükrü- nün üzerinden ikinci defa Fener file- lerini bulunca stada bir ölü sükütu hakim oldu. Yirmi beş bin kişinin an- cak kapalı tribünün sağ tarafında bulunan beşyüz ilâ bin kişisi tezahü- rat yapıyordu. Takımlarını alkışlı- yorlardı. Mağlübiyetin akisleri Fenerbahçe camiasında — uğranılan mağlubiyetin akisleri menfi bir reaksiyon yarattı. Şu anda ortaya çe- şitli iddialar atılmış bulunuyor. Bazı şahıslar -idare heyetinde vazifeli o- lanlar da dahil- antrenör Szkelly'nin takımı teşkil ederken bazı idarecile- rin tesiri altında kaldıklarım iddia etmektedirle Maglubıyetın tesirlerinin büyük o- lacağı ve önümüzdeki günlerde bazı hadiseler doguracagı kuvvette muh- teme Güreş Dönüş G eri de bıraktığımız hafta içeri- sinde Melbourneden havalana- rak Yeşilköy pistine konan Güreş Milli takımımızın kafilesi sadece ba- sın mensupları tarafından karşılan- dılar. Güreş kafilesi her zamankin den farklı olarak sıkı bir Gümrük kontrolüne tabi tutuldu. Bazı itibar- lı zevatın dahi eşyası ala kondu. A- lışılmamış hadiselerdi bu. Ama doğ- rusunu söylemek icap ederse aldık- ları neticede alışılmamıştı. Gazeteci- lerin çeşitli suallerine muhatap olan iri yapıh gözlüklü, kır saçlı adam mümkün olduğu kadar sakin görün- meye çalışarak bu sualleri cevaplan- dırıyordu. Vehbi Emrenin bu kadar üzgün olduğuna son senelerde rastlanılmamıştı. Bir ara kendisine Melbourne dönüşü istifa edeceği sek- linde ortalıkta dolaşan bir haberin doğru olup olmadığı hatırlatıldı. Em- re: “Evet, işittiğiniz haber doğrudur. İstifa. edecegım " Seklinde bir cevap vermişti. Vakıa reş - Federasyonu — Ba Vehbi Emre çekilmiş değildir. etmek için herhalde onun da bekledi- ği birşey vardır. Mağlubiyetin sebeb— leri tam manasiyle efkârıumumiyeye açıklanmamıştır. Bazı güreşçiler ve antrenörler kabahatleri birbirlerinin üzerine atmaktadırlar. AKİS, 22 ARALIK 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: