İKTİSADİ VE MALİ Bütçe Hakikatların ışığı u haftanın başında Pazartesi gü- nü, öğleden sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Bü ütçe — komisyo- nu odasına sanki bir bomba düştü. Bombanın adı,/ Feridun Ergindi. Si- nema artistlerine nasıl "Sarışın Bom- ba" veya smer Bomba" deniliyor- sa, Hür. P. nin Meclis Grubu Başkan vekılıne de artık mutlaka "İktisadi Bomba emek lazım gelece Bom- bazede ise, tabii -gene bir sinema ta- biriyle- "come ack" yapan Maliye Bakam Hasan Polatkan oldu. Feri- dun Ergin öyle bir bütçe tenkidi ha- zırlamıştı ki, altından kolay kolay kalkılmasına imkân tu. O gün sabahleyin komisyon odası, ağzına kadar dolmuştu. İçerde sek- Celse, saat tam 10'da açıldı. Baş- kan Halil İmre elindeki tahta çeki- ci masaya vurarak i Bakanı- nın izahatına başlayacağını bildirdi ve söz alacakların isimlerini yazdır- malarını istedi. Bu sırada odaya sarı, ince çerçeveli gözlük taşıyan bir genç adam giriyordu. O da söz almak istediğini işaret etti ama, şişman baş- kan farkına varmaz göründü. Liste- sine diğer isimleri kaydediyordu. Bu- nun üzerine Muhlis Ete, -İsmini yaz- dırmıştı-, derhal bir tezkere ile söz sırasını Feridun Ergine bıraktığını, arkadaşının, bütçe tekniği üzerinde konuşacağından ilk söz alanlar ara- sında bulunmasının faydalı olacağını bildirdi. Maliye Bakanı Bütçe — gerekçesini okumağa başladı. Gerekçe metni kursun kalemle ve eski türkçe olarak kâğıtlar üzerine yazılmıştı. Basılmış Hasan Polatkan Butçe Komısyonunda izahat veriyor Hışımlı — bir. bakan senden fazla milletvekili vardı. Mali- — gerekçedeki fasıl ve fıkralar .arasın- Bakanlığından ve — bankalardan — da takdim tehir yapılarak ufak ilâ- gelen memurlar da kırka yakındı. Dinleyiciler arasında Adalet Bakanı Hüseyin Avni Göktürk, Ulaştırma Bakam Demirer ve rsü dü- ellosu" olmak istidadını pek gösteren yeni Ekonomi ve Ticaret Bakam Ab dullah Aker vardı. bazı milletvekilleri etmek, üzere . den Nuvıt Yetkin, Hür. P. nden Fe— ridun Ergin, Muhlis Ete, Selâhaddin Toker, Yusuf Azizoğlu, C. M.P. den Osman Bölükbaşı, Ahmed Bilgin, Mahmud Mahmudoğlu oradaydılar. "Partisizler'den Hüseyin — Balık ve Cemal Kıpçak kardeşler de -manevi- yerlerini Aalmışlardı. Hatta Nadir Nadi bile öğleden sonra bir ara uğ rayarak çalışmaları dikkatle dınledı 12 Muhalefetten de toplantıyı takip hazırdılar. P. velerle, çıkarmalarla metnin tekrar- lanması tam 3 saat 32 dakika sürdü. Bakan saat 13.35'de sözlerine son ve- rirken komisyona, muta nezaket cümleleriyle, yapacağı mesaiden fay- dalı neticeler beklediğini bildirdi ve konuşacak komisyon azasının "tavsi- ve "telkih"lerinin hükümetçe memnunıyetle karşılanacağını belirt- ti. "Tenkid" kelimesini, bakan ağzı- na almamıştı. Zaten Hasan Polatka- nın hal ve tavırlarına "Kudretli Ma- liye Bakam" olduğu devirlerdeki ha- şinliği ve azameti hemen derhal av- det etmişti. Gölgede geçirdiği günle- rin kendisine bir. ibret vesilesi olma- dığı anlaşılıyordu. Nitekim — öğleden sonraki celsede ilk sözü C. H. P. adı- na Nüvid Yetkin alıp da; bazı sualler SAHADA sordugunda Kudretli Bakan, asık bir çehreyle, hatipten, elındekı kâğıdı kendisine Termesini istedi. Nüvid Yetkin mutad nezaketini ve tebessü- münü bırakmaksızın istenilen kâğıdı uzattı. Müteakiben Sinobun C. 11 milletvekili Nuri Sertoğlu kısa bır konuşma yaparak, o da bir kaç sual sordu. Hasan Polatkan tenkid olun- maya ve kendisine sual tevcihine ga- liba hiç tahammül edemiyordu. Belki de bu, bir meşhur Grup toplantısın- da, "İstifa et, İstifa et" sesleri ara- sında kürsüye çekilip şimdi karşısın- da gülümseyerek — kendisine — bakan aynı simaların önünde hesap verme- ye çalıştığı ve en sonda oldukça ko- mik tarzda istafaya mecbur bırakıl- dığı günlerin hatırası — neticesiydi. Her halde görünen. Hasan Polatka- nın 1950'den evvelki mütevazi tav- rının, O yandan bu yana aldığı kilo- lara karşılık uçup gittiği idi. Feridun Ergin konuşuyor ri Sertoğlu sözlerini bitirdikten nra komısyon başkam ikinci başkan Şefik Bakayla — kısa bir istir şarede bulundu ve Feridun Ergim konuşmaya davet etti. Feridun Erginin iyi hazırlanmış ol- duğu anlaşılıyordu, İlmi olduğu ka- dar nükteli bir konuşma yaptı. Baş- langıçta İktidar mılletvekıllerınden Refet Aksoy ve Halil Turgut, araya kelime sıkıştırmak suretile, sözleri- nin cereyanım değiştirmeğe teşebbüs ettiler, yahud sadece hislerini izhar etmekten nefislerini — alıkoyamadılar. Ama Feridun Ergin, anında, arkadaş- larının attıkları lâfları — cevaplandır- unun üzerine komisyon, sözleri- nin sonuna kadar, konuşmasını alâ- kayla takip etti. Süleyman Çağlar da- hi, dikkatle hatibi — dinliyordu. Yal- nız, ar a y a sıkıştırılan nüktelere. Ota- man Bölükbaşı kadar, D. P. liler de gülmekten kendilerim alamıyorlardı. Feridun Erginin ifadesini bazen sertleştirdiği oluyordu. Her mütalâa- sını, muhakkak surette kanuna ve 1statıstıklere dayanan bir delille des- teklemeği ihmal etmiyordu. İlk hü- cum, hükümetin Bütçeyi Anayasa ta- rafından tâyin edilen müddet zarfın- da vermediğini — belirtmekle başladı. Halbuki hükümet ve Zafer bunu ilân etmişlerdi. Feridun Ergin — Maliye Bakanının ancak 5 Aralıkta bütçe rakamlarım açıkladıgını söyledi. Bu sözleri, n bazı tecrübeli ileri gelenlerınce tebessumle karşılandı. Zira muhalefetin bu emektar sözcü- leri, gecen senelerde de aynı tenkidi yapmışlar ve iddiaları hükümetin sert bir tekzibi ile — karşılanmıştı. Simdi yeni Muhalefet Partisi Grup Başkan Vekili de aynı tecrübeyi bir daha tekrarlıyordu. Lâkin tahmin hilâfına, Feridun Er- gin, meseleyi bambaşka bir cephe- den ele aldı. Cumhurbaşkanlığı bütçe- sine ait dosya üçerinde 5 Aralık ta- rihinin bulunduğunu, lip bakılırsa meselenin ğını söyledi. Dosya, tabiatiyle getiri- AKİS, 22 ARALIK 1956