22 Aralık 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

22 Aralık 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ (Türk masalları - Eflâlun Cem G - ney - Yeditepe yayınları 66, İstanbu Baha Matbaası 1956. 80 sayfa 100 kuruş emleketimizde masal uzun za- man ciddiye alınmamış bir sa- nat koludur. Halbuki, kabul etmek lâzımdır ki edebiyatın, yalnız Türk edebiyatının değil, dünya edebiyatı- nın anası, asıl kaynağı masallardır. Meşhur yazar —Andersen, masalları sözlü edebiyattan yazılı - edebiyata naklederek dünya edebiyatında bir açmış ve yalnızca çocuklara mahsus sayılan masalların büyükler tarafından da okunabileceğini — gös- termiştir. Bizde masal, uzun yıllar ninelerin ve dedelerin torunlarım avutabilmek için söyleyegeldikleri bir sözlü edebi- yat çerçevesi dışına çıkmamıştır. Halbuki Türk edebiyatında masal ta Dede Korkuttan bu yana muhayyile- lerde işlene işlene en olgun seviyesi- ne erişmiştir. İşte günümüzde Eflâtun Cem Gü- ney bu masalları sözlü edebiyattan yazılı edebiyata geçirerek Andersen'- in dünya edebiyatına yaptığı unutul- maz hizmetı Türk edebiyatına yap- mıştı Folklor araştırmaları ile — meşhur eski bir edebıyat öğretmeni olan Ef- lâtun Cem ney dilinin temizliği, duruluğu ve akıcılıgı ile halk arasın- da ağızdan ağıza dolaşan masalların en güzellerinden onüç tanesini kita- bına almış. İnsan bu kitabı okurken, gayri ih- tiyari çocukluğunu hatırlıyor. Masal- lardan birini okudunuz mu ister iste- mez ikincisini, Üçüncüsünü de oku- yor, kitap bitmeden de elinden bıra- kamıyor. İSTANBULUN FETHİ (Destan denemesi - İbrahim Minnet- oğlu - İstanbul, Ulku Basımevi, 1953. 66 sayfa, 100 k Istanbul un Fethının 500 üncü yıl ümü dolayısiyle 1953 yılında bastırılıp yayınlanan bu kitap ka- bartma nefis bir karton kapak ve bastan başa Fethi Karakaş'ın gra- vürleri ile süslü. Kitap Uç bölümden meydana gel- miş. En basta bir nevi destana giriş havası veren "Güneşle biz" İsimli 23 mısralık bir girizgâh yer alıyor. Bu- nu "Mehmet” adını taşıyan 477 mıs- ralık asıl destan denemesi takip edi- Uçuncu bölüm ise "İstanbul Üstü- adım taşıyan müstakil 9 şiirden meydana gelm Şunu peşınen kaydetmek gerekir ki, Türk şiirinde destan yazma işini bugune kadar başarabilen ya bir, ya iki şair çıkmıştır. Zira bu nevi eser, son derece zordur. Destan her şeyden önce büyük şi- ir ustalarının işidir. Geniş bir soluk. AKİS, 22 ARALIK 1956 bitmez tükenmez bir muhayyile, kuv- vetli bir dil ve anlatış ister. Bunlar- dan, biri veya biri eksik oldu mu, destan yazmaya kalkışan insan gü- lünç duruma düşer. Yazdığı destan değil ilk okullarda okutulabilecek birer manzume olur. Hele destanın uzaması için bir takım ucuz lâflar et- mek destan denemecilerinin ipliğini büsbütün meydana çıkarır. Bu kımdan destan yazmağa kalkışan şa— irlerin çok dikkatli, çok sabırlı olma- sı gerekir. Destamn destan olabilme- si için, mısra mısra üstünde durmak, gerekirse bu uğurda bir ömür harca- mak lâzımdır. Ancak bu şartlar al- tında destan belki başarılı olabilir. Buna dahi belki diyoruz, zira destan yazmak, öylesine güç bir iştir. İbrahim Minnetoğlu böylesine zor bir çeşniyi denemiş. Allah — nefesine kuvvet versin. Zaten kitabının başın- da "Destan denemesi" diyor FLÂTUN CEM GÜNEY Bir. Varmış Bir Yokmuş Geçmiş zaman peşinde Kitabın sonundaki "İstanbul Üs- tüne" adlı bölümdeki şiirler ise derli toplu ve daha ilgi çekici şiirler. Buraya bu şiirlerden "Üsküdar" ad- l1 olanından bir pragrafı alıyoruz: Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmış Bütün süslerden uza Bir hayat çeşmesidir akar İnanmış temizlenmiş Sularında el ayak!... İYİLİK (Hamit Macit Selekler'in şiirleri. Gün Matbaası, İstanbul 1956. 112 sayfa, 200 kuruş) E manuel Butler'in... "Eserinize, düşmanınız tarafından meydana getirilmiş gibi bakınız, onu hayran- lıkla seyrederseniz mahvolursunuz." SÖZÜ ile başlayan kitapta 77 şiir yer alıyo Hamıt Macit Selekler 1909 da An- talya'da doğmuş, Konya lisesinde o0- kumuş, Ankara Hukuk Fakültesin- den mezun olmuştur. "İyilik", Hamit Macit Seleklerin ikinci kitabıdır.. İlk şiir kitabının adı "Sulh ve Diğer şi- irler" dir ve 1944 yılında yayınlanmış- ır. Hamit Macit Selekler daha İlise sı- ralarında şiiri sevmiş ve devrine göre iyi şiirler yazmış bir şairdir. U- zun zaman hece vezni ile yazan şair İkinci Dünya Harbi yıllarında Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat gru- bunun şiir dünyamıza getirdiği ye- ni havaya başarıyla ayak uydurmuş- tur. Selekler, Orhan Burian'ın da de- diği gibi "Memleketinin Manzarala- rı, milletinin tarihiyle heyecanlandık- ça güzel şiirler yazan bir şair" ol- uştur. Hamit Macit velüt bir şair degıldır. Zira elimizdeki kitap, şairin 1928 den beri yayınladığı hemen bü- tün şiirleri içine aldığı, hatta ayrı bir bölüm halinde ilk kitabı olan "Sulh ve diğer şiirler”'e de yer verildiği hal- de şiir sayısı gene de 77 yi geçmiyor. Hamit Macit'in şiir anlayışını ge- ne kendi kitabının başına aldığı Art- hur O'Saughnessy'in şu — sözlerinden çıkarabiliriz: "Biz musiki yapıcıları- yız; rüyaların rüyasını kurarız; ci- hanlar kaybeder, cihanlardan vazge- çeriz; fakat dünyayı ebediyen sar- san ve harekete getirenler de bizle- riz." YAZ SONU (Erskine Cadwell'den hikâyeler. Çe- viren M. Zeki Gülsoy. Varlık yayın- ları 444. Cep kitapları serisi 161. Ekin Basımevi, İstanbul. — 1956. 94 sayfa, 100 kuruş) Erskine Caldwell çağdaşı Steinbeck, Faulkner, Hemingway, Saroyan'- la beraber memleketimizde çok ta- nınmış bir Amerikalı yazardır. "Yaz- Sonu" diye dilimize çevrilen hikâye- ler külliyatı yazarın yalnızca Varlık yayınları içinde yayınlanan — yedinci kitabıdır Erskine Caldvvell — verimli, kabına sığmaz, daldan dala atlavan bir ya- zardır. Şöhretini romanları ile yap- mışsa da hikâyeleri de büyük bir kıy- met taşır. "Yaz Sonu" Caldwell'i ta- nıyan veya tanımayan okuyucula- rın zevkle okuyabileceği bir kitaptır. 94 sayfalık "Yaz Sonu"nda 10 hi- kâye yer almaktadır. Caldwell he- men bütün romanlarında ve hikâye- lerinde olduğu gibi bu 10 hikâyesinde de küçük şehirlerde yaşayan Amerika lıların hikâyesini anlatıyor. Hikâye- lerinde öyle büyük mevzular, büyük adamlar ve lâflar yok. Herşey sade bir hava içinde, hatta çoğu zaman ocuğumsu hislerle anlatılıyor. Ama tabii Caldwell'in Üüslubu herşeye hâ- kim. Hikâye tekniği de öyle.. kısaca söylemek lâzım gelirse "Yaz e adlı hikâyeler cildi zevkle okunabi- lir ve tercümesi bu zevki kaçırmaya- cak kadar başarılıdır. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: