Ekrem Alican Her şeye samimi muhalif olmadı. Tebliğde küskünlük ifade e- diliyordu. Niçin? C.H.P. Recep Peke- rin eyinde hazırlanan parlak fikir- leri olduğu gibi kabul etmedi, diye.. Türkiyenin bir çok Vilâyetinde henüz teşkilât dahi kuramamış olan Hür. P. eski ve köklü. C.H.P. nin "seçimlerde müsavat" fikrini müzarekere mevzuu saymış olmasına kızmıştı! Müzakere ne demek? Hür. P. "müsavat" diyordu müsavat kabul edilecekti.. Hür. başka lâf istemiyordu! — Tebliğde sa- mimiyetten çok bahsedildi. Fakat metnin sonuna gelindiğinde insanın akhna bir tek sual takılıyordu: Ma- dem ki Hür. P. işbirliği mevzuunda samımıdır o halde C.H.P. nin "müza- kere edelim" demesine neden bu Ra- dar hiddetleniyor? İnsanlar konuşa konuşa anlaşmazlar mıydı? Karşılık- lı nota ile anlaşmak da nerede görül- müştü? Hür. P. niçin bir masanın ba- şına oturmak istemiyordu? Bunu an- lamak mümkün değildi. Hele "biz tek başımıza iktidara gelmek heves- lisi- değiliz, oturup konuşalım" diyen C.H.P. cevabının neresinin menfi ol- duğunu anlamak için ihtimal ki mut- laka bir Siyast Akademi azası olmak lâzımdı. Ama Hür. P. kurucuları, iyi niyetli amatörlerdi ve hep bulutlar arasında dolaşıyorlardı. Üçüncü hataları ile o kadar halisane şekilde arzuladıkları Demokrasiye ve rejim — meselelerinin halli dâvasına tamiri çok güç bir za- rar veriyorlardı. Tebliğden — sevinç duyan iki kişi olmalıydı: Adnan Men- deres ve Osman Bölükbaşı, Hür. P., D.P. Genel Başkanının partisi ıçındekı mevkiini bir defa daha kuvvetlendiri- . nin vereceği- cevabın, da AKİS, 13 EKİM 1956 mucip sebebını elıyle hazırlıyordu. A- ma kabahat e C.H.P. de idi; tam 23 sene bu memlekette siyaset ada- mı yetişmesine' imkân — vermemişti. Eldeki bundan ibaretti. C. M. P. Kasılan adam B u haftanın başında Bilecikte, ha- yatından memnun bir adam var- dı. Adı Osman Bölükbaşı idi. Haya- tından memnun bulunması için bü- tün sebepler mevcuttu. Bir yandan iktidar, öteki yandan Muhalefet, her- kes onun ekmeğine yağ sürüyor gö- rünüyordu. Aslına bakılırsa üstad, üstü yağla dolu sandığı dilimi ağzı- na götürdüğünde bunun bir kuru ka- buk olduğunu anlayacaktı ama, hiç olmazsa şimdilik hayaller içinde ken- disini ve taraftarlarım avutuyordu. ilk seçimlerde iktidar onlarındı. Eh iktidar alınınca Osman Bölükbaşı da elbette ki Cumhurbaşkanı olacaktı. Türkiye Devletinin dördüncü Cum- hurbaşkanı Osman Bölükbaşı! melerin ne tatlı bir sesi vardı. Kabi- ne meselesi de halledilmişti. C.M.P. Genel başkanı,, partisinden devlet adamı çıkmayacağı yolunda iddialar ileri süren münasebetsizlerin ağzının payını vermiş ve isterlerse elli tane hukumet kurabileceklerini bildirmiş- Bu elli kabine hep birden kurulsa 0 “kadar iyi olacaktı ki.. C. dara gelecekti ve her şey halledile- cekti. C.M.P. halkın ve fakirlerin par- tisiydi. Milletin ümidi, Osman Bölük- başının eteklerindeydi. Rejimi tek ba- şına o kurtaracaktı. Zira C.M.P. kud- retli bir siyasi teşekküldü. Osman Bölükbaşı Bilecikte bunun yeni bir delilini ifade etti. Baksanıza, C.M.P katılmadığı için Muhalefet partılerı anlaşamamışlardı. Genel Başkan çık- tığı kürsüden bunu güzel güzel belirt- ti. Bu memlekette artık C.M.P. siz hiç bir şey yapılamıyordu! C.M.P. her şeydi.. Hakikaten Hür, P. nin C.H.P. nin cevabı karşısında garip tutumu mey- dana çıktığından beri Osman Bölük- başıyla beraber dolaşan gazeteciler Genel Başkanda bir değişiklik — sez- mişlerdi. Kırşehir Milletvekilinde mu- vaffak olmuş, daha doğrusu kendisi- ni muvaffak olmuş sayan bir adamın çalımlı hali vardı. İşbirliği mevzuun— da güttüğü politikadan memnun gö- rünüyor, bir yandan C.H.P. yi, dıger taraftan Hür. P. ni kötülüyordu. İş- te C.H.P. buydu. Kendisi, İsmet İnö- nüyü 1954 seçimlerinde — denemişti. C.H.P. nın ipi ile kuyuya inilmezdi. Ama, r. e bundan başka bir şey degıldı Hür. P' Güldürmesinler- di. Osman Bölükbaşıyı. Daha dün, o partinin kurucuları D.P. nin ve Ad- nan Menderesin 1 numaralı taraftar- ları değil miydiler? Her icraatta on- ların mesuliyeti yok muydu? Şimdi, başka hava çalıyorlardı. Üstelik par- tileri de partı degıldı Çocuk, ölü doğ- muştu. Bu a nesne tutmuş, koca C. M P. ile ışbırlıgı istiyor, üstelik mü- YURTTA OLUP BİTENLER savat talep edıyordu C.M.P. neredey- e? C.MEP. iktidarın 1 numaralı namzedıydı ve memleket o- nun işbaşına gelmesini bekliyordu. İşte bu haftanın başında, C.M.P. gin bazı çevrelerinde esen hava buy- u. Yanıltan zevahir akikaten Hür. P. nin tavrı C.M.P. içindeki İşbirliği — taraftarlarının işini çok zorlaştırmıştı. .'de böyle bir mücadele uzun zamandan beri devam ediyordu. İşbirliği aley- hinde sarf edilen abuk subuk lâfların hakiki mahiyeti pek çok aklı başında C.M.P. linin gözünden kaçmıyordu. Işbırlıgıne muhalefet havası, tamami- le suni şekılde yaratılmıştı ve bunun körüğü “tek başına iktidara gelme" efsanesi idi. Yoksa bu memlekette, bu şartlar altında C.M.P. nin iktidara geleceğini sanmak için bir insanın bütün hayatı boyunca sadece çocuk masalı okumuş olması gerekirdi. Hat- ta o bile, kâfi değildi. Ama "İşbirli- ğine muhalefef'i siyasi âlet yapmak isteyenler çok konuşuyor, ötekiler su- suyorlardı. Meselâ Tahtakılıç, mese- lâ Arna, meselâ Aldoğan, meselâ Batur... Mesele aslında bundan iba- retti. Konuşanların başında, gene Genel Sekreter Abdurrahman Boyacıgiller vardı. Abdurrahman Boyacığgiller bir mahkemeden hapis hükmü — yemişti ve dosyası Temyizdeydi. Genel Sekre- terin, muhalif partilerin birleşmesini önlemek babında — faydalı hizmetler gördüğü ortadaydı. Bul hizmetler es ziyade, Muhalefetin işbirliği yapma- sı ihtimali karşısında gece — uykusu kaçanlaraydı. Abdurrahman Boyacı- gıller bu polıtıkanın şampıyonu kesil- Suphı Batur Boğazınız mı ağrıyor ?