13 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

13 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BASIN. Ankara Toplu Basın Mahkehîesi duruşma Karasu, Sevim Erdi, Mediha Fidan. Davete icabet eden saz sanatkârları da şunlardan ibaretti: Asım . Birim, Ali Erköse, Bedia Tunççekiç, Ruhi Günal, Seyfettın Sığmaz, Nevzat Sü- mer, Zeki Duygulu, Suat Sayın Selâ- hattın Erköse, Hüseyin (Köşkteki Fasıl başhklı) Sanatkar— lar Çankaya köşkünde ağırlandılar. Cumhurbaşkanlarının ikametgâhı o- lan pembe binaya girdiklerinde evve- lâ mermer hole alındılar, oradan ta- vanında Uç tane avize sallanan bü- yük yemek odasına girdiler. Onun yanındaki aynalı salon da davetlile- re ayrılmıştı. Yemek odasında Cum- hurbaşkanı Celâl Bayar ve o gece Ankarada bulunan Bakanlar vardı. Cumhurbaşkanı, — Bakanları hakika- ten iftar vakti nezdine — celbetmişti. Yenilip içilmişti; şimdi, ihtimal ki ku- lakların pası giderilecekti. Devlet a- damlarımızın bir kısmı viski, bir kıs- mı meyva suyu içiyorlardı. Cumhur- başkanı Celâl Bayarın elinde porta- kal suyu bardağı vardı. Muzaffer İl- kar da sanatkârların başında huzura kabul edilmişti, buna mukabil Asis- tanı Abdullah ÖOzman dışarda bekli- yordu. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar Muzaffer İlkarı — karşıladı. Alaturka musiki dinlemek istediklerini bildir- di ve her sanatkârın kendi arzuladı- ğı, sevdiği parçayı söylemesini rica etti. Sanatkârlar yerleştiler, kenarda bir ses alma âleti duruyordu, fasıl banda da alınacaktı. Hanımlardan bir kısmı bu bandın her halde Cum- hurbaşkanlığı arşivlerinde muhafaza edileceğini düşündüler ve üzerlerine aldıkları tarihi vazifenin mes'üliyeti- ni hissettiler. Salonda davetli hanım yoktu. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar 12 Karar: — Mahkümiyet!. Bakanları yalnız çağırmıştı; refika- ları ile birlikte değil... aten daveti haber alan gazetecileri yanıltan da bu olmuştu. Zira düşünmüşlerdi ki e- ğer Cumhurbaşkanı bir ziyafet ver- seydi veyahut tertiplenen bir konser olsaydı elbette ki bakanlar zevcele- rile birlikte gelirlerdi. Madem ki tek başlarına delmişlerdi, o halde memle- ket meseleleri görüşülecekti. Muha- birlerin kusurları buradan başlıyordu. Okunan şarkılar başlıklı) — Fasıl saat onda başladı ve bir küçük aray- la sabahın birine kadar devam etti. Sanatkârlar çok güzel şarkılar söy- lediler ve Cumhurbaşkanı ile davet- lilerine hoş bir gece geçirttiler. Ko- ronun söylediği Haydar Haydar pek beğenildi. Fahriye Caner arzu üzeri- ne Rumeli şarkıları okudu. Bunların arasında Edir Köprüsü Taştan, Sen Çıkardın Benı Baştan türküsü bilhassa alkış topladı. Ayni sanatkâ- rın Köşküm Var Deryaya Karşı şar- kısı da büyük alâka çekti. Dinleyici- lerin ekserisi geçenlerde Birecik köp- rüsünün açılış töreninde bulunmuş- lardı. Mefaret Atalayın söylediği Ne- ye Baksam, Neyi Görsem şarkısı ge- cenin sükse yapan şarkılarından ol- du. Davetliler sanatkârları alkışla teşci ediyor alâkalarını esirgemiyor- lardı. Bu arada Maliye Bakanı Ne- dim Ökmen ses sanatkârlarından Nursal Kemaninin sanatı ile anlayış- l1 'bir şekilde alâkalandı. Bakanların hemen hepsinin eğlendikleri görülü- yordu. İçlerinden yalnız Ethem deres son derece ağır ve ciddi idi. Ade- ta arkadaşlarından başka bir Alemde olduğu hissediliyordu. Nitekim bütün sanatkârlar üzerinde o ayrı bir tesir yarattı. Şarkılar devam ediyor, fa- sırasında sıllar geçiliyordu. Herkes coşmuştu. Neşeli parçalar hüzünlüleri, hüzünlü parçalar, neşelileri takip ediyordu. Bedia Tunççekiç'in kemence taksimi son derece beğenildi. Nursal Kema- niye gelince, o Hâlâ Kanayan Kalbi- mi Aşk Ateşi Dağlar şarkısını söyle- di. (Cömertçe ikram başlıklı) Sanat- kârlar için yandaki odada ayrı masa donatılmıştı ve masanın üzerin- de kuş sütüne kadar herşey vardı. em de herşeyin en iyisi, en âlâsı. O kadar ki bir çok sanatkâr yeyip iç- tiklerini ahbablarına günlerle anlata anlata bitiremediler. Aralarından ba- zıları başka davetlerde de, açılış tö- renlerinde de bulunmuşlardı. Ama hepsi, hiç bir yerde içkinin bu kadar nefisini içmediklerini, mezenin böyle iyisini yemediklerini teslim ediyorlar» di. Kendilerine köşkte hakikaten bü- yük misafirperverlik göstermişlerdi. Bir ara Cumhurbaşkanı Celâl Bayar odaya geldi ve sanatkârlarla teker teker tanıştı, kendilerine iltifatta bu- undu. arada o da genç sanatkâr Nursal Kemani ile ilgilendi. Kemani hem keman çalıyordu, hem de şarkı okuyordu. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar kendisinden babasının, hocasının kim olduğunu sordu. Ya- kın alâka göstermek lütfunda bulun- du. Zaten hemen herkesin gönlünü almak istediği görülüyordu. Herkese bizzat ikramda bulunuyor- du. Muzaffer İlk arla tekrar konuştu. Ama Muzaffer İlkar üzgün görülü- yordu. Fasıl arzu ettiği kadar iyi ol- mamıştı. Bazı sanatkârlar hatalar yapmışlardı Meselâ Fahriye Canerin Köşküm Var Deryaya Karşı şarkısın- da falso vardı, kendisini bereket koro AKİS, 13 EKİM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: