KİTAPLAR KUTU KUTU İÇİNDE (Orhan Hançerlioğlu'muı romanı. Varlık cep kitapları 160. Ekin Basım- evi. İstanbul 1956. 78 sayfa, 100 ka- Tuş). Orhan Hancerlioğlu günümüz ede- biyatının velüt yazarlarından birisi- dir. Hepsi de şu bir kaç yıllık Varlık Yayınları içinde neşredilen altı ro- man ve bir hikâyeler cildinin sahibi- dir. 26 Eylülde kullanan "Dil Bay- ramı'"nda. Türk il Kurumunun koyduğu edebiyat armağanını "Ali" adlı romanıyla kazandı. "Ali"nin Dil Kurumunun armağanını kazanmasın- dan Bir kaç gün sonra da Hançerlioğ- lu'nun Tromanlarının altıncısı olan "Kutu Kutu İçinde" piyasaya çıkı- yordu. Hancerlioğlu Iısrarla roman nevi üzerinde du_rmaktadır. Hikayelerini i- çine alan ' Insansız Şehir" adlı kitabı harıç, geri kalan * Karanlık Dünya", yük Balıklar", Oyun", "Ekilme- mış Topraklar "Ali" ve sözünü et- tiğimiz "Kutu Kotu Içınde adlı ki- tapları hep roman nevi içine girer. Hiç değilse bu kitaplar roman adı altında piyasaya — çıkarılmıştır. İşte Orhan Hançerlioğlunun şaşırtıcılığı da bu noktada kendini gösterir. Adını saydığımız altı roman da hiç bir şe- kilde birbirine benzemez. Altısını da peş peşe okusanız ve kitapların üs- tünde yazarının adı olmasa mevzuu işleme, teknik ve anlatış bakımından altı ayrı yazarın eserini okudum sa- nırsınız. Öylesine birbirine benzemez bu altı roman. ok yazar için velütluk, sanat değerinden kaybetme bahasına kaza- nılan bir haslettir. Hançerlioğlunda bu yok. Velüt olmasına, bilhassa mev- zu bakımından velüt olmasına rağ- men sanat değerlerim kaybetmemesi- ni biliyor. Ama diyeceksiniz ki sanat değerim kaybetmiyor demekle hiç birşey mi kaybetmiyor. Değil tabii öyle de değil. Bir yılda bir, bazan iki roman yazan bir insan elbette ki bir- şey kaybedecektir. Bu bazısında sanat değeri olur, bazısında da uzun nefes.. İşte Orhan Hancerlioğlu uzun bir ne- festen mahrumdur. Alın altı romanı- nı da, içlerinde 150 sayfadan uzununu bulamazsınız. 150 sayfalık bir roman ise çok kere okuyucuyu doyurmuyor. Eh doğrusu bu dâ bir romancı için az kayıp değil.. Belki de Hançerlioğ- lu'nun her romanında karşımıza yep- yeni bir hava Ve roman tekniği ile çı- kışı, okuyucuyu — şaşırtmağa çalışışı biraz da bu kaybım telâfi gayretin- den ileri geliyor "Kutu Kutu Içınde adlı romanın belli başlı iki kahramanı var: Doğan .. Doğan mahrumiyetler için- de yetişmiş genç bir adamdır. Bir ğa mecbur olduğu bir ablası ve bir annesi vardır. Kıt kanaat geçinirler. Doğan için evlenmek hemen hemen bir hayaldir. Otuzüç yaşına gelmiş- tir ama kazancı ailede bir dördüncü 24 Orhan Hançerlioğlu Velüt — yazar insanı geçindiremez korkusu Doğan'- n elini ayağım bağlamaktadır. Ama Doğan âşıktır da. Üç yıldır İnci adın- da bir genç kızı delice sevmektedir. Doğanla İnci'nin ilk karşılaşışları bir tuhaf olmuştur. Doğan bir akşam tiyatroya gitmiştir. Antraktta sigara içmek için dışarı çıktığında yedeksu- baydan arkadaşı olan birisiyle karşı- laşır. Yıllardan sonra iki arkadaşın karşılaşışı elbette ki heyecanlı olur. Konuşurlar. Bu arada Doğan'ın arka- daşının yanında bir de kız vardır; kardeşi İnci.. Tabit o da Doğan'la ta- nıştırılır. Ama o zamanlar İnci 17-18 yaşlarında bir kelebek kadar hafif uçarı bir kızcağızdır. Gençtir, güzel- dir, neşelidir. Nedense Doğan'la ta- nıştırılmasının üzerinde bile durmaz. Doğan ise daha İnci'yi gördüğü anda onun hayatının kadını olduğuna ka- naat getirmiştir. Arkadaşı durmadan ona birşeyler anlatmaktadır ama, Do- ğan'ın aklı çok başka yerlerdedir. Doğan'ın İnciye tiyatroda rastla- masından sonra tam iki yıl geçmiştir. Bu iki yıl içinde Doğan bir an bile İnci'yi aklından çıkaramamıştır. Fa- kat gidip onu aramak, onu görmek, ona hıslerını açmak cesaretini de gös- terememiştir. Hep kendi kendine kıv- ranmıştır. İ Derken bir gün Doğan'la İnci dost oluvermişlerdir. Birbirlerini delice se- verler. Doğan her pazar evde yalnız kalmaktadır. Annesi ile ablası bir ak- rabalarına gitmektedirler. Bu arada da İnci Doğan'a gelmekte, bütün gü- nü beraberce geçirmektedirler. Bu da böylece üç yıl sürer. Ama Doğan bir türlü İnci'ye evlenme teklif ede- memektedir. Çünkü maddi durumu bakımından İnciyi mesut edememek- ten korkmaktadır. Günün birinde Doğan'ın çalıştığı bankanın kuruluş yıldönümü dolayı- sıyla bir balo verilir. Doğan da baloya davet edilmiştir. Yakişıklı bır çocuktur. İyi de dans eder. Bir aralık Genel Müdürün kızı ile dana eder. Genel Müdür'ün kızı Tülin tam ma- ı'ıasıyla hoppa, şımarık ve kendini be- ğenmiş bir kızdır. Ama güzeldir, şuh- tur ve zengindir. Bütün erkekleri pe- şınden sürükleyebilir. Baloda tanıştı- ğı Doğan'dan hoşlanmıştır. Onu yaş gunune davet eder. Böylece de Do- ğan'la Tülin arasında kısa zamanda birden büyüyen bir aşk doğar. Tülin Doğan'ı iyiden iyiye avucunun içine almıştır. Kendi aralarında nişanla- nırlar. Ama D kendi kendısını bilmektedir, ne de müteh kişları onunde kendisiyle alay edile- ceği korkusuyla Tülin'e.. Ama Tü- lin'le evlenirse önünde butün bir is- tikbal kapısı açılacaktır. Kayınbaba- sı Genel Müdür olduğuna göre kısa bir zamanda Harlaması işten bile de- ğildir. Bu sayede annesi ve ablası da rahata kavuşacaklardır. Her dilediği olacaktır. İlk sevgilisi İnci'den vaz geçmege ona bütün hakikati anlat- mağa karar verir. İşte "Kutu Kutu İçinde" bu nokta- dan başlar. Günlerden pazardır. Do- ğan evde yalnızdır ve İnci'nin gelme- sini beklemektedir. Kendi kendine ka rarlıdır. Incıye herşeyi, ama herşeyi anlatacak, bu işi kesip atacaktır. Er- tesi günü Tülin'le buluşacaklar. Tü- lin'in babasına nişanlandıklarını ha- ber vereceklerdir Hançerlıoglu hikâyeyi buradan a- lır. Doğan pek uzun süren bekleyiş dakikaları içinde kıvranırken İnci çı- ka gelir. İnci ile beraber evin içi sa- adetle dolmuştur. İnci evde elini sür- düğü her şeye yeni bir ruh, yeni bir hava vermektedir. İnci bir melek ka- dar güzel, bir melek kadar temiz ve bir melek kadar iyidir. Hanım ha- nımcık yemek hazırlar. Doğan'ı do- yurur. Onun sevmcı ve Üüzüntüsüne ortak olur. Do e bu arada, yu- karda anlattigımız şeylerı düşünmek- te, itiraf edemediği için kıvranmak- Hancerlioğlu bu eserinde daha çok tahliller üzerinde — durarak, yepyeni bir tarzda iç olayları tahlil ederek bir erkeğin gerçek sevgisi ile kendine mevki ve servet şağlıyacak bir ka- dın arasında bocalayışım hikaye e- Roman zaman ve mekân olarak bugüne kadarki Türk romanlarında alışık olmadığımız bir çerçeve içine oturtulmuştur. Mekân hiç değişmez. Doğan'ın evidir. Zaman ise bir pa- zar günü sabahtan ogleden sonraya kadar geçen bir kaç saattir. Kısaca söylemek gerekirse Orhan Hançerlioğlunun "Kutu Kütü İçinde" adındaki bu romanı da öbür romanla- rı gibi muvaffak bir romandır. Han- çerlioğlunun bilhassa dilinin temizliği ve Türkçeyi kullanıştakı başarısı da ayrıca kaydedilmeğe değ "Kutu Kutu İçinde" 78 sayfanın i- çine sıgdırilmış küçücük bir roman olmasına rağmen zevkle, merakla o- kunacak bir kitaptır. AKİS, 13 EKİM 1956