Kurulu azalarından çoğu İşbirliği mevzuunda çok titiz ve çok hassas- tılar. İşbirliğine şiddetle taraftar ol- makla beraber, partilerinin bu mev- zuda çok dikkatli davranmak zarure- tinde olduğuna kani bulunuyorlardı. Teşkilâttan gelen sesler enel İdare Kurulunu bu şekilde düşünmeye ve davranmaya sev- keden haklı sebepler mevcuttu. Mem- leketi dolaşmışlar, teşkilâtla temas etmişler, partili partisiz birçok va- tandaşla hasbıhallerde bulunmuşlar- maslar neticesinde varılan kanaat şuydu: C.H.P. bütün memlekette bütün tahminleri aşacak bir alâka toplama- ya muvaffak olmuştu. Büyük bır halk topluluğu ümitlerini C.H.P.'n bağlamış bulunuyordu. Yapılacak se— çimlerde C.H.P.'nin kazanma şansı çok, ama pek çok artmıştı. C.H.P. diğer muhalefet partileriyle görüş- melere girişirken bu zunu bilme- mezlikten gelmemeliydi. Geniş teşki- lâtı ve kuvvetli lideriyle halkın alâ- kasını çeken Ve prestiji günbegün kuvvetlenen partileri, kendisine bel bağlayanları sukutu — hayale uğrat- mamayı herşeyden önce nazarı itiba- ra almalıydı. Bu temaslar neticesinde elde edilen dikkate değer bir müşahede daha vardı: C.M.P. teşkilât olarak, Hür P. den çok ilerde bulunuyordu. Fakat Hür. P. de, mensuplarının gayretiyle büyük bir 'alâka ve inkişafa namzet görülüyordu. Teşkilât itibarıyla kuv- vetli bir manzara arzeden C.M.P. nin, işbirliğinin, üçüncü uzvu olarak ka- zanılması arzuyu şayandı. C.H.P. Genel İdare Kurulu Hür. P. nin muhtırasını işte bu mülâhazala- rın ışığı altında tetkik etti. Muhtıra- nın hemen her maddesi üzerinde dik- katle duruldu. Uzun müzakerelerden sonra Hür. P. nin muhtırası hakkın- da bir rapor hazırlanarak meselenin Parti Meclisine arzedilmesine Karar verildi. Genel Başkan Parti Meclisini 28 Eylül Cuma günü İstanbul'da top- lamaya davet etti. Parti Meclisi muh- tırayı ve Genel İdare Kurulunun ra- porunu tetkik ettikten sonra kararı- nı bir tebliğ ile umumi efkâra açıklı- yacaktı. C.H.P. nin hararetle taraftar oldu- ğu işbirliği teşebbüsünün tahakkuku- na çalışacağı muhakkaktı. Fakat bu Hü nin muhtırasının bütün mad- delerini kabul etmek mânasına gele- mezdi. Mukabil tekliflerde bulunul- ması beklenebilirdi; Fakat temas ve müzakere kapılarının dâima açık tu- tulmasına dikkat edilecekti. Hür.P. Zayıf teşkilât, büyük rol P. nin ileri gelenleri, bu hafta ıçınde tekrar yurt içinde kafile- lerle seyahata çıkarak kendilerine oy vermesini istedikleri halkın alâka ve itimadını celbetmeye koyuldular. Bu yolun demokrasi hakkında parlak AKİS, 29 EYLÜL 1956 YURTTA OLUP BİTENLER Mr. İ(juarlos Anıtkabir'de Kıymetli fikirler serdetmekten ve aralarında uzun uzun münakaşalara girişmekten daha verimli olduğu da çok kısa bir zamanda anlaşıldı. "Dert dinleme ge- zileri", Hür. P. nin muhtaç olduğu hareket ve canlılıgı kazandırdı. Pek ü ünden şikâyet edilen teşkılatın genışlemesı işi, bu suretle sürat andı. Üçlü anlaşmanın mühim bir unsu- ru olan Hür. P. nin gelişip kuvvetlen- mesi, diğer muhalefet partilerini go- cunduracagı yerde, memnun ediyor- du. Zira Hür. P. adamlarını muhalefet partılerınden değil, D.P. den alıyor- vaktiyle D.P. ye canü gonulden bağlananların, sonradan or- taya çıkan memnuniyetsizlikler do- layısıyla, - muhalefete — geçmelerini sağlayan bir kanal vazifesini görü- yordu. Hür. P., D.P. ye küsenlerin pârtisiydi ve bu sebeple de kapısını çalanların çoğu vaktiyle D.P. ye ka- yıtlı olanlardı. Memleketin bır çok yerinde çok sayıda vatandaş, tasvib etmedıklerı, zaman zaman da aley- hinde b arı C.H.P. ye geçme- yi onu a na yedıremıyor Ve sabır- sızlıkla memleketlerinde de Hür. nin teşkilâtını tamamlamasını bek- liyorlardı. Hür. P. kuruluşunu olduğu gibi, genışlemesını ve kuvvet kazanması- ı da D.P. ıçındekı ihtilâflara ve hoşnutsuzluklara borçlu olacaktı. D. P. Muhalefetteki vaadlerinden, prog- ramından ne nisbette ayrılırsa Hü P. tam o nisbette kuvvet kazanıyor- du. Zira D.P. nin başındakilerin anla- mak ıstemedıklerı bir hakikat vardı: 1950'de seferber olan büyük kütleler D ve P harfleri için değil, bir ideal uğrunda mücadele etmişlerdi. Parti- nin bugüne kadarki inkişafı bu gö- rüşe kuvvet kazandıracak mahiyet- teydi. bir. - şapka!. Protokol Arkansas'lı bir centilmen G eçen perşembe günü — Esenboğa Hava alanına dört motorlu ve son derece gosterışlı bir Amerikan uçağı indi. Uçağın getirdiği yolcu, ufak tefek, narin, solgun yüzlü ve kır saçlı bir Amerikalıydı. ÇOuarlos adındaki bu Amerikan va- tandaşı bundan 62 yıl önce Arkan- sas'ta dünyaya gelmişti. Halen A.B. D.'nin Hava akanı bulunuyordu. Türkiyeye, Amerika'nın Türk Ordu- suna hediye ettiği uçakların teslimi dolayısıyla — Eskişehir'de — yapılacak törende hazır bulunmak için gelmiş- ti. Misafir bakan, özel uçağından in- dikten sonra, kendisini karşılıyanlar- la tanıştırıldı, ihtiram kıtasını teftiş ettı ve Amerikan Yârdım Heyeti Ha- a Grubu Başkanıyla birlikte, Ka- vaklıderedekı Amerikan elçıligine . İşte Donalt A. Ouarlos, kendi- hiç değilse — bir kısmımız için unutulmaz kılan programa orada muttali oldu. Kendisine Türklerin büyük kurtarıcıları — Atatürk'e olan bağlılıkları orada anlatıldı. Yabancı- ların, Ankaraya ayak basarbasmaz Anıt-Kabir'i ziyaret milletinin bu hislerine katıldıklarını göstermelerinin âdet olduğu izah e- dildi. Esasen bakan için hazırlanan programda "Anit-Kabiri ziyaret" te yer alıyordu ve Kabre konulacak çe- lenk hazırlanmıştı. Amerikan Hava Bakanı hüsnüni- yetle doluydu. Cebinde Eskişehirde okuyacağı nutuk hazırdı. Bu nutukta yer alan, Türk - Amerikan dostluk ve işbirliğini öven cümlelere kalben 1nan1y0rdu ve Türklerin kalbini ka- zanmak için uçak vermekten başka şeyler yapmanın da lâzım geldiğine 9