29 Eylül 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

29 Eylül 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATRO daşlarından "Mazur gör, çok yor- gunum, dinlenmeye ihtiyacım — var" gıbı sözler ışı iyorlardı. Hakikatta se hiç birinin günlerce şehir şehir dolaşıp temsil verme pahasına kaza- nılan beş altı yüz J1iraya ihtiyaçları kalmamıştı.. Ama bütün kış tem- sillerde en az Devlet Tiyatrosunun kıymetli, artistleri kadar yorulan bir Fransız aktörü -Jean Louis Barrault-, yaz tatılınde Tahıtı adalarına kadar uzanan ve 4 n kilometre süren bir turneye çıksın varsındı anat.. Sa- nat.. Sanat.. Dünyada bir budala ken- dileri miydi? Repertuarda telif eserler vlet Tıyatrosunun repertuarında lduğ esere Gece "si, Orhan A- Başkut'un da "Kleopatranın Mezarı" adlı bir komedisi.. İdare heyeti eçen haftanın başında — Devlet Tiyatrosu gen demokratik bir seçim faaliyetine sahne oldu. Tiyat ronun idare heyetine Tiyatr kıs- aatla- çogunluk teşkıl eden alt kadem ki sanatkârlar ve koro mensupları en haklı oldukları mevzularda bile ses- i ve bunda en büyük suçu kendi reyleriyle — İdare Heyetine giren ve seçilmeden önce bol keseden vaadlarda buluna ar- kadaşlarında buluyorlardı rİ- n Kutucuoğlu temsilci seçilmişlerdi. 28 Kapaktaki Müellif Cevat Fehmi Başkut AKİS'in bu sayısının kapağında tanınmış gazeteci Cevat Fehmi Başkut'un resmini görenler sakın telaşlanmasınlar. Bundan evvel AKİS'in kapagında resimleri çı- kan üç gazeteci -Hüseyin Cahit Yalçın, Bedii Faik ve Cuneyt Ar- cayürek-, hapishaneye — düşmeleri neticesinde uyandırdıkları merak yüzünden kapağa çıkmış bulunu- yorlardı Cevat Fehmı Başkut'un resminin zeteci olmasından değil - çok şü- kür -, 1 numaralı tiyatro müellifi olarak kazandığı şöhret yüzünden- dir. Bütün yurtta tiyatroların per- delerini açtığı şu günlerde, seyirci- lerin en fazla alâkasını çeken ve en fazla takdir toplayan müellif o- larak AKİS'in kapağında yer al- mak, elbette Cevat —Fehmi'nin hakkıydı. O Cevat Fehmi ki, cid- den yorucu mesaisinden sonra, İs- tırahat saatlarından ayırdığı za- manları piyes yazmaya hasretmış, eserleri aylarca kapalı gişe ile oy- nanmış ve seyircilerin — kalplerini fethetmişti. Hangi tiyatro seyirci- si vardır ki "Paydos u hatırlama- sın? Başka hangi eser vardır ki, memleketımızde 140 defa temsil e- dilerek ulaşılamıyacak bir rekor tesisine muvaffak olsun? Senelerden beri Cumhuriyet Ga- zetesinin yazı işleri müdürlüğünü ya t Fehmi Başkut, piyes mulıarrırlıgını dıger yazı çeşıtlerı- ne tercih ediyor ve bu ada ça- lışıyor. Eserlerının gelecek yıllara kalıp kalmıyacağı bilinemez. Bi- linen, Cevat Fehminin — bugün Türk tiyatrosunun popüler, en başarılı muellıfı olduğudur. Şim- -iye kadar eserini sahneye koyup ta seyırcısiz kalan tek ti- yatro yoktur Cevat Fehmi Başkut, bundan i Bey, askerlik hayatının büyük bir kısmını askeri liselerde Fransızca öğretmenliği yaparak — geçirmişti. Cevat Fehmi tahsilini Eyüp Rüş- diyesinde ve İstanbul Sultanisin- tı. Genç yaşlarında gazete- ciliğe atıldı. İlk vazifesi Vakit Ga- zetesinde musahhih muavinliği idi. Gazetecilikte kısa bir zamanda kuvvetti bir isim yaptı. Bugün Cumhuriyet gazetesinin yazı işle- ri müdürü ve 30 senelik gazeteci olan Cevat Fehmi, daha lisedey- ken tiyatroya karşı bir heves, bir temayül duyuyor ve piyesler ya- zıyordu. Bu piyesçiklerden bazıla- rının arkadaşları tarafından sah- Sanatkârların bu arkadaşlarından bekledikleri sadece "Verdiğiniz sözü neden yerine getirmediniz" su- çıkması ga- neye konulması, üstelik muvaffa- kiyet de kazanması onun arttırdı. Gazeteciliğinin rında "Geceleri Bizi Kimler Bek- liyor" isimli bir röportaj serisi ha- zırlamış ve bunu linde neşretmişti. na da heves etti. Fakat neticede, istidat ve —mizacına bulduğu piyes yazarlığında karar kıldı. Şehir Tıyatrosunda oynanan "Büyük Şehir", "Hacı Kaptan" gi- bi eserleri ona muellıf olarak hak- hi bir şöhret kazandırdı. Fakat Cevat Fehmi ismini tiyatro seyir- cilerine iyice öğreten, “Paydos" oldu. "Paydos"un temsilleri adeta bir sanat hadisesiydi. Tiyatro se- yircileri piyesi seyredebilmek için yer bulamıyorlardı ve "Paydos" bu suretle tıklım tıklım dolu bir salon önünde 140 defa temsil e- dilmek mazhariyetine erişti çen sene İstanbullu ve seyircilerin — alkışlarını "Harputta Bir Amerikalı lerde Konyalıların zanmaktadır. —Yakında da şehirlileri fethedecektir. “Paydos'"un memleketimizde ka- zandığı sükse, komşularımızın da alâkasını uyandırdı. Eser Rumca- ya çevrilerek Atina'da Ergulopu- los Tiyatrosunda sahneye konul- du ve 64 defa temsil edildi. Ya- bancı bir memlekette bir eserin 64 defa temsil edilmek muvaffakı- bebi olmalıydı. minin halk psikolojisini çok iyi bil- mesi ve kolay anlaşılır eserler yaz- Cev eh asıdır. at minin kahra- manları ökten zembille inmiş kimseler değildi. İçimizde yaşıyan, hergün gördüğümüz kimselerdir. Cevat Fehmi eserlerinde bu kim- s ; n yaşadığımız hayat içinde ele alıyor ve içtimai vaka- lara dikkatle eğilerek onları mü- samahalı ve iyimser bir şekilde hicvediyor. Kısacası Cevat Fehmi, halkın düşündüğünü sahneye ak- tarıyor. Büyük başarısının sırrı budur. Bu sebeple iki defa İnönü Tiyatro Mükâfatını kazanmaya muvaffak Son eseri “Kleopatranın Meza- rı" bu yıl Devlet Tiyatrosu sahne- lerinden birinde sahneye konacak- tır. Bu komedinin vakası, içinde muellıfin dıger eserlerı gibi büyük bir toplayacağı muhakkaktır alini, "Ne yapalım, bana söz hakkı bile tanımadılar" dıye cevaplandır- mamalarından ibarett AKİS, 29 EYLÜL 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: