JE Heim'ın mantosu Kış'a değil, modaya uygun.. bir elbisenin üzerine aynı kumaştan yakası kürklü bir ceket giymek, ka- dını tam 1957 modasına uyduracak- tır. Jean Desses 957 senesinde şık kadını birbirin- den tamamile ayrı iki değişik şe- kilde görüyoruz. Gündüzleri bu ka- dın, gorulmemış derecede sade ve süss dür.. Ne orijinalite yapmak hevesine kapılmıştır, ne de ufak bir ziynet eşyası takmaktadır. İdeal kı- yafeti, düz ve sade bir tayyörle,aynı kumaştan rahat ve ısıtıcı bir manto- dur. Bunlar için ise en ideal kumaş, büyük veya küçük desenli "tweed" lerdir. Pierre Balmain 1957 kışında kadın kendi tipine ve vkine göre ister dar, ister bol e- tek giyinebilir. Fakat dikkat edeceği nokta kol takılışındaki ve kol evleri- nin yerindeki değişikliktir. Jacgues Helm Bır kadın dört kıyafetle bütün bir mevsim şık olabilecektir. 1956 - 57 kış modasına göre bu dört kıya- fet şunlardır: l— Çok kısa ceketli, düz etekli sade bir tayyör. Bu sade tayyörün kumaşı güzel bir "tweed" bir "Shet- land" olmalı ve etek boyu yerden 37 cm. yükseklikte bulunmalıdır. 2 — Zengin, bol ve plili güzel bir Fakat bu manto tayyörün kendi kumaşından yapılmalıdır. 3 — Düz hatlı yün ve ipek karışık siyah bir ogleden sonra elbis 4 engin ve bol etekli suslu bir kokteyl elbisesi.. Vücudu müsait o- lanlar kokteyl için işli bir kılıf elbi- ğeyi tercih edebileceklerdir. 22 Z A B İngiltere Bir dedikodu kurbanı afifçe tombul, — altmışlık doktor John Bodkin Adams, Manş üze- rindeki kibarların gittiği Eastbourne plaj şehrinin sokaklarında artık ra- hat rahat dolaşamıyordu. Geçerken ona tuhaf tuhaf bakılıyor ve fisıl- daşmalar eksik olmuyordu. edikodulara göre, Doktor Adams üç yüz ihtiyar kadının ölmesine yar- dim etmişti. Bu üç r ka- dın, ölmeden evvel vasiyetnameleri- ni hazırlamaya vakit bulmuşlardı. a: bu meselede, gösterilen delıllere bakılırsa ihtiyar doktorun kurban olmadığına inanma- mak için hiç bir sebep mevcut de- ğildi.. Bugün meslek hayatı yıkılan bu adam, belki tamamiyle masum- di Zira meseleyi tahkike memur e- dilen — Skotland Yard müfettişi Herbert Hannam, onun suçlu oldu- ğunu gösterecek hıç bir delil bula- madı. , ok İngiliz için, doktorun ba- şına gelenler. İmzasız mektupların ve bu mektupları yazan "karga"ların kudretini gösteren hazin bir misal- den başka bir şey değildi. Bu işten sansasyon gazetelerı de açık alınla çıkamıyorları Sempatik görüniişlü doktorun halk efkârında Landrudan sonra en kî)â'kunç katil haline gelmesi şöyle oldu: İyi dostlar ayet tabii hadise, eksik olma- sınlar, dostların gevezelıklerıyle başladı. Doktorun müşterilerinden, bir kaç ihtiyar kadının vasiyetlerin- de, doktora mühim miktarda para bağışlamaları, bu iyi dostları heye- cana duşurmuştu . Bu haber doktorun sadece zengin dullan tedavi ettiği, maksadının onların itimadını — ka- zanmak olduğu şayiasının çıkarılma- sını kafi geldi. Hakikat, ga yet ta— bü, çok farklıydı. Doktor hat Servisine bağlı yüzlerce — işçiyi muntazaman tedavi etmekteydı Hal- buki kimse onun mütevazi insanla- rın doktoru olduğunu görmek iste- medi. Herkes vasiyetlerle meşgul- dü. Dedikodu çabucak yayıldı: — Zira EFastbourne'un ahalisinin — ekseriye- tini ihtiyar mütekaitler ye dul ka- dınlar teşkil ediyordu. Bu ihtiyar- DEMET Aylık Eğitim ve Öğretim Dergisi Isparta'da Göller Bölgesi Köy Öğretmenleri Derneğince çıka- rılır. Köyün ve Öğretmenin dâvalarını savunur. Sayısı 35, yıllığı 400 kuruştur. OKUTUNUZ. I TA lar mevzu sıkıntısı çekiyorlardı. Ak- la hayale gelmez söylentilerin çoğal- ması Üüzerine, mahalli polis işe el koymaya mecbur oldu ve kısa bir tetkikten sonra işi kudretinin üs- tünde buldu. İş Skotland Yarda ak- setti. Bu safhadadır ki basın, dok- tordan "kadınlar katili" diye bah- setmeye başladı. Hipnotizma 29 ağustos çarşamba günü, Daily Mail'de çıkan yedi sütunluk bir yazının başlığı şuydu: — "Skotland Yard seri halindeki zehirlenmelerden endişeye düşmüştür. Eastbourne'da- ki esrarlı hadise. Yirmi beş ölü var. 400 vasıyetname tetkik edıldı Kur- banlar zengin kadınlardır." Bu yedi sütunluk makaleden başka, dokto- run müşterilerinden MIrs. Gertrude Joyce Hulle'un ölümü dolayısıyla a— çılmış tahkikattan bahseden — diğe bir yazı da gazetede yer almıştı. Bu yazının başlığı şuydu: — "Coroner doktorun hastayı tedavı tarzım ha- talı buluyor ve hastanın doktora ver- diği bin İngiliz liralık bir çeki bahis mevzuu ediyor". İki hadise arasında yapılan — bu yakınlaştırmayı, okuyucular şu şe- kilde tefsir ettiler: Doktor Adams mutlaka katildi. Daily Mail ertesi gün, bundan hiç mesul değilmiş gi- bi, tahkikatı ıdare eden polisin hük- münü, dünkü haber gibi sansasyo- nel bır şekilde vermek lüzumunu duym. ufacık bir haberdi: "Sınırlermden rahatsız Mrs. Hullet intihar etti Mühim hadıselerle dolu şu sıcak a- ğustos ayında, her şeye rağmen he- yecan verıcı bir haber bulmak lâzım- dı. Fakat doktora karşı ileri sü- rülen ıthamlar, bir cinayet dahisi- nin bile kabiliyetinin üstündeydi. Ta- savvur edilen 300 cınayet için baş- ka bir izah bulmak lâzımı Bu s bepten Evening Standard tarafın- dan ortaya atılan hipnotizma teorisi bütün gazeteler tarafından benim- i: Doktor Adams evvelâ has- uyuluyor, sonra onlara is- yaptırıyordu. — Tabiatıyla, şimdiye kadar bu faraziyeye hak verdiı('lecek en ufak bir delil ortaya a- adı. Bütün bu hikâyeden ortada kalan Dr. Adams'ın senelerden beri tedavi ettiği, Ççocuksuz ve dostsuz ihtiyar kadınların yaptığı bağışlardı ve bir de Eastbourne'da, rakip bir doktorun Mrs, Hullet'yi meslekdaşından da- ha iyi tedavi edebileceği iddiası.. On günlük tahkikattan son- ra. Eastbourne'un büyük esrarından ortada kalanlar bundan ibaretti. Bunun yanında bir kaç ihtiyar kus dedikodusu, gazete arşivlerinde bir im ve arkadaşları, komşula- rı tarafından terkedilmiş yalnız bir dam. ikâyeden kalan buydu Skotland Yard müfettişi, bir ipucu keşfetmedikçe hiç bir şey ihtiyar doktoru itham etmeye kâfi gelemez- AKİS, 29 EYLÜL 1956