s P Tenis Defilenin sonu İstanbulu kaplıyan boğucu — sıcak, geçen haftanın sonunda da Dağcı- lık Kulübünün tribünlerinin — tıklım tıklım dolmasına mani olamamıştı. Hele fînallerın oynandığı pazar gü- nü hakikaten iğne atılsa yere düşmi- yecekti. Tribünlerde — ekseriyet, ha- nımlardaydı. İstanbul — sosyetesinin ütün tanınmış simalarına orada raslamak mümkündü. Bu sene teni- se gösterilen alâka, cidden çok bü- yüktü Sayfiyede bulunanlar bile bu boğucu sıcakta kalkıp Dagcılık Kulübüne gelmişlerdi. Tenisin bu. seçkin seyircileri, her gün değişik bir kıyafetle arzı endam etmekte hu- susi bir itina gösteriyorlardı. Bu se- beple kortlarda raketler savrulur- ken, tribünlerde de daha heyecanlı bir yarışın tezahurlerıyle gözleri a- vutmak mümkün oluyordu. Bu yarış moda yarışıydı ve kımsenın diğerle- rinden geri kalmaya tahammülü ol- madığı kolayca anlaşılıyordu. Bu sebeple Enternasyonal — Turnuvanın devamı boyunca Dağcılık Kulübünde esen hava insanda bir sportif kar- şılaşmadan ziyade, bir moda defilesin- de hazır bulunduğu intibaını uyan- dırıyordu. Bu halden en çok mem- nuniyet duyanlar hiç şüphe yok ki, gazetelerin dedikodu sutunlarını dol- uran muharrirler oluyor! Karşılaşmalar Domı -fınallere perşembe günü sıra Seldi o günden sonra müsaba- kaların havası birden bire — değişti. Oyuncular daha hırslı oynamaya başladılar, seyirciler de tabii daha heyecanlıydılar. Bilhassa tek erkek- ler arasındaki mücadele -AKİS'in da- ha önce haber verdiği gibi- - turnu- vanın cazibesini teşkil etti. Diğer ra- kiplerini kolaylıkla atlatan Drobny, Davidson, Candy ve atty müsavi şansa sahıp gibi görünüyorlardı. Fa- kat seyircilerin sempatisi, genç şam- piyon Davitson'un tarafındaydı — ve Davidson hayranlarını sukutu haya- le uğratmadı. Fakat final maçı u- mumi tahminlerin hilâfına Davidson ile Drobny arasında oynanmadı. Tec- rübeli tenisçi Drobny, Patty ile dömi- finali oynarken çizgi hakeminin bir kararını yersiz bularak sinirlendi ve sız ve dikkatsiz bir şekilde oynaya- rak final hakkını Patty'ye bağışladı. Drobny'nin bu beklenmeyen hareketi seyircilerden — çok sevimli — karısını müteessir etmiş olmalıydı ki, kurdu bezgin bir eda ile korttan çı- karken gözlerinin yaşını tutamayan yegâne seyirci, karısı oldu. Tek erkeklerin finalinde Davidson, bu sene de karşısında Patty'yi buldu ve rakibini çok çekişmeli bir müsa- AKİS, 1 EYLÜL 1956 O R Davidson Şampiyon bakadan sonra üç sette mağlüp etti (11/9, 8/6, 6/1). Tek kadınlar final karşılaşması da oldukça heyecanlı geçti ve seyirciler tarafından hararetle teşci, edilen genç Alman tenisçisi Edda Buding'in şampiyonluğu kazanmasıyla niha- yettendi. Miss Seeney'in sakatlana- rak turnuvayı terketmesi, İngiliz Pat Ward'ın şampiyonluk şansını arttır- mışa benziyordu. Hakikaten Pat Ward, genç rakıbıne nazaran epeyce üstün görünüyordu. Nitekim maçın başında da hakimiyet tesisinde hiç te güçlük çekmedi. İlk seti rahatça kazandı ve ikinci sette de 4/0 — ga- lip vasiyete geçiverdi. Fakat seyirci- çe lehindeki tezahürat artıyordu. Ed- da Buding bu ısrarlı tezahürat karşı- sında birdenbire silkindi. Adeta ken- disine gösterilen — sevgiye lâyık ol- maya azmetmişti. İkinci seti, 4/0 mağlüp vaziyette olmasına rağmen 6/8 kazanmaya muvaffak oldu. Pat Ward üçüncü seti de aldı. Fakat Ed- da Buding canım dişine takarak son iki seti rakibine kaptırmadı ve tek kadınların şampiyonuna ait kupayı kazandı. Diğer galipler Pat Ward, tecrübesiz rakibi karşı- sında ugradıgı mağlübiyetin acı- piyonluğunu Güney Afrikalı Vermaak la birlikte kazana- rak unuttu. Çift erkeklerin şampiyon- luğunu da Vermaak ile Forbes kazan- dılar ve böylelikle 11 inci İstanbul Enternasyonal Tenis. Turnuvası da sona ermiş oldu. Gösterilen alâka bılhassa hanımlar tarafından- gele- turnuvanın dört gözle tâeklenılecegı intibaını — uyandırıyor- Futbol Sarı -Kırmızılılar Geçen haftanın sonunda, — pazar akşamı radyolarının başında Bük- reşte Dinamo takımıyla karşılaşan Galatasaraylıların aldıkları neticeyi öğrenmek için merakla bekleyenler üzülmekten kendilerini — alamadılar. Galatasaray 3-1 mağlüp olmuştu. Fakat bu beklenmeyen bir netice de- Çift erkeklerin finalinden sonra Galipler de yere bakıyor 33