TİYATRO “Finten" piyes olarak yasılmış ol- masına rağmen, sahnede oynanmaya müsait bir eser sayılamazdı. Abdül-- hak Hâmit hakkında en derlı toplu araştırmayı yap ündüz Akın- da "Finten" hakkında şöyle di- yord : “Şu: de nız, gece, fırtına dal, içinde yalnız Finten — bulunduğu halde vapurun kaptan yerine düşer, mecnün gibi sandaldan fırlayarak (386 - 393 sf.)... nanabilir?" Fakat kim ne derse desin, Devle Tiyatrosu "Finten"in oynan bılecegı— ne kanaat getirmişti ve oynayacak- tı. sahnesi nerede oy- Diğer eserler Davalaciro'nun sahne olurken "Yaz Bekârı", Ü da "Çöpçatan" Tiyatro, kıskançlıklarına Küçük Sahne'de Ü- çüncü Tiyatroda oy- mıştı. Fa- kat o derece kötü bir şekilde oynan- mıştı ki, Ankaradaki temsil ancak piyesin uyand enfi tesiri giderdiği takdırde faydalı olabılecek- ti. “Çöpçatan" Reşat Nuri Güntekin tarafından kaleme alınan telif bir eserdı ve halk tarafından çok tutula- ağa benziyordu. İstanbul Bir jübile undan 31 sene önce, nın oldukça serin bir 1925 yılı- ilkbahar * Bu kısım yayının orjinalinden kaynaklı hata nedeniyle indekslenememiştir gününde çocuk genç, sandalla bula geçiyorlardı. erkek, diğeri ise denecek yaşta iki Üsküdardan İstan- kızdı. Heyecan içinde oldukları har hallerinden belli oluyordu. ava bi- raz serindi ama, onlar soğuktan tit- remiyorlardı. Biraz a karşıya geçecekler, Şehzadebaşına çıkacak- lar ve Ferah Tiyatrosunun direktörü ile konuşacaklardı. Bu iki genç o za- man için çılgınlık sayılan bir heves- ten — kendile urtaramamışlardı. Tiyatroya âşıktılar ve sahneye çık- mak için can — atıyorlardı. Halbuki, muhit, bu hevesi hiç te hoş karşıla- mıyordu. "Oyunculuk" ad verilen bu mesleğe girenlere iyi gözle bakıl- mıyordu. Hoş, buna meslek de denil- i . Fakat Ferah Tıyatrosu- soy'un ve halk sanatkârı Halide Piş- kin'in sanat hayatları böyle başladı. Bugün yaşlı bir sahne sanatkârı 0- lan Halide Pişkin'in en tatlı hatırası bu sandal yolculuğudur. O gün Ferah Tiyatrosunun direk- törü ile görüşmüşlerdi. Kumpanya yakında İzmir turnesine çıkıyordu. Kumpanya bu turnede Halide Pişkine rol vermeyi kabul ediyordu. Mavi gözlü Halide, Şehzadebaşından Üskü- dara etekleri sil çalarak döndü ve "Milif Sahne" Kumpanyasının İzmir turnesınde, Bahribabadaki eski bir binasında -"Sevda hanım, vodvılındekı rolüyle sah- neye ilk adımını Bundan sonra seneler biribirini ko- Halide Pişkin Model: 1925 valamaya başladı. Sahne hayatının çok zaman neşeli, cümbüşlü ama da- ha ziyade meşakkatli günleri sanat aşkı ile maişet derdinin pençeleşme- leri arasında geçip gidiyordu. Halide kendi tertip ettiği heyetlere ve so- nunda rar "“Şehir Tiyatrosu"na girdi çıktı İrili ufaklı çeşitli rollerde oynadı. Halide Pişkin'in yıldızım par- latan Müsahipzade'nin "Şehir Tiyat- rosu"nda oynanan "Fermanlı Deli Hazretleri" piyesindeki rolü — oklu. Bunu "Mum Söndü", "Bir Kavuk Devrildi", "Aynaroz Kadısı" takip etti. Bu piyesler Halide Pişkinin şöh- retini hergün biraz daha arttırıyordu ve onu gitgide —"Halkın sanatkarı" yapıyordu. Böylelikle İstanbul Rad- yosunun “"Onbeş — günde bir" prog- ramlarının sevgili "Pişkin Teyze"si- nin şahsiyeti — yoğruluyor ve ortaya çıkıyordu. Arkadaşları bu yaz, - bizde âdet olduğu veçhile - onun için de bir jü- bile tertip ettiler. Halk, Açıkhava Ti- yatrosunu — doldurduğu bir sırada, ateşler içinde, bir hastahanede yatı- yordu. Onu bu sırada hastalığından çok, seyircileri meşgul ediyordu. Dok- toruna yalvararak hiç olmazsa onbeş dakika izin istedi. Bu izin onu çocuk- sevindirmişti. Bir arabaya koluna giren meslekdaşla- rının yardımı ile çok sevdiği seyir- çıktı, onlara te- hastananeye sahne hayatı onu mişti, fakat seyircilerin kalbini fes- hettiğini bir daha görüyordu. Daha ne istiyebilirdi ki?. AKİS, 1 EYLÜL 1956