SİNEMA Filmler Az salon - çok film Eylül'den itibaren 1956 - 57 si- nema mevsimine — başlıyacak olan lpekçılerın film listeleri bir hayli i- sim ihtiva ediyor. Fitaş'ın elinde sa- dece iki Beyoğlu sineması kaldığına göre sayısı 130'u bulan filmlerin hepsinin — gösterilmesi — imkânsızdır. Listeye oynatılması muhtemel film- ler gözüyle bakmak daha doğru ola- caktır o00od'un beş büyük studyosu Metro Goldwyn-Mayer, — 20th — Cen tury Fox, Paramount, Warner Bros. ve Columbia arasından sadece Warner Bros. u Lâlecilere bırakıp diğer dört şirketi inhisarında bulunduran Ipek— Listelerinde hatırı sayılır mikdarda talyan filmi bulunması yüklerini büsbütün — ağırlaştırmaktadır. Film sayısının salon sayısıyla nispetsizli- ğine rağmen, isimlerden bazıları ye- ni mevsimin eskisinden daha başarılı geçecegı umıdını uyandırıyor. "La Strada", "Senso", "L'Oro di Napoli" gibi Italyan, Waterfront" ve "Julius Ceasar" gibi — Amerikan sinemasının öÖrnek eserleri pek tabit bu ümidin başlıca kaynaklarıdır. Geçen mevsim tertiplenen Italyan Film aftası münasebetiyle “"La Strada" lstanbulda hususi surette gösterilmişti. "La Strada" yalnız ne- fis bir film degıl İtalyan sinemasın- da yeni bir çığırın işaretidir. Sinema tarihindeki onemını tam manasıyla kavrayabilmek için, Türk seyircisi- nin pek yabancısı kaldıgı bir cerya- nın - İtalyan neo-realizminin - ge- lişmesini takip etmiş olmak gerekir. eo-realizm klâsiklerinden sadece i- kı tanesini, "Roma Açık Şehir" ve "Sciuscia - Kaldırım Çocukları" nı görmek lkıncı Dünya Harbinden son- olan ra en büyük sinema hareketi bu cereyan hakkında yeterli bir fi- kir vermez. 1949'da Giuseppe de San- tis adlı genç bir rejisörün "Acı Pi- rinç"te bir güzellik kraliçesi - Sil- vana Mangano-- nin biçimli vücudu- nu, gerçekçilik maskesi altında us- talıkla teşhir etmesi, daha sonra bu tesir altında bir sürü filmin çevril- mesi ve memleketimize de akın et- mesi neo-realizmin bizde yanlış anla- şılmasına yol açtı. İtalyan sineması cinsiyet avcılığına çıktığı sırada ger- çek neo-realist eserler tükeniyordu. Nıtekım 1952'de — Vittorio De Sica'- nın "Umberto D."siyle neo-realizmin artık tarihe karıştığına inanıldı. Cer- yanın ustaları Rossellini'ler, De Si- ca'lar, Visconti'ler eskisi gıbı heye- can uyandırmaz olmuşlardı 1954'te "La Strada"nin çıkışı neo- realizmin — ölmediğini, yeni bir veç- heye büründüğünü gösteriyordu. Luchino Visconti'nin ilk hamlesi, Roberto Rossellini'nin cüretkâr de- nemeleri, Vittorio De Sica'nın şahe- serlerıyle Dünya sinemasında birinci plâna geçen İtalyanlar, sarsılan iti- barlarını şimdi Federico Fellini ila kazanmak istiyorlardı. Harbin — aç- tığı yaraların kapanmasıyla sona e- receği sanılan neo-realizm şimdi gö- zünü mevzii sosyal gerçeklerden a- yırıp, beşeri gerçeklere dikiyor, öl- mezliğe kavuşuyordu. İşsizlik, kara- borsa, fuhuş gibi tedavi edilmesi mümkün sosyal dertler yerine neo- "La Strada" dan bir sahne Neo-realizmde — yeni bir. hamle Farley Granger ve Alida Valli "Senso” - çevriliyor realizm attık bütün insanlara has özelliklerin üzerinde duruyordu. Zam- pano ile Gelsomina'nın hikâyesi, kuv- vetli ile zayıfın mücadelesi yalın ger- çekler serisi halinde — değil, bir şiir gibi anlatılıyor, dolayısıyla film or- taya bir problem koymayıp, asıl te- sirini akıldan çok his yoluyla kaza- nıyori Fıtaş lıstesının değerli bir başka filmi olan "Senso", İtalyan' sinema- sında "La Strada" kadar mühim bir yere sahiptir. "Senso" tarihi hikâye anlatmasına rağmen — Hollywood'un yapmaya alıştığı romantik macera filmlerinden değildir. Luchino Vis- conti'nin kahramanı Avusturyalı su- bayın Achilles gibi bir erkek idealiy- le ilgisi yoktur. Ne Farley Granger ne de Alida Valli , üstün bir ahlâkı temsil etmezler. Birbirlerinden soğu- yunca, aşklarının sıcak hatırası unu- tuluverir, ekilen düşmanlık tohum- ları felâketlerini hazırlar. Mussolini ltalyasının propaganda fîlmcılıgıne rağmen, İtalyan, hayatı- na samimi gözlerle bakmasını, dene- yen Luchino Visconti'nin 1942 de yaptığı "Ossesıone"de Neo-realizmin ilk belirtileri sezilir. 1948'de "La erra Trema" adlı dokümanteri cereyanın başlıca klâsiklerinden bi- riydi. enso", "La Terra Trema dan mevzu bakımından çok ayrıymış gibi görünür. "La Terra Trema" se- falet içinde yaşayan Sicilyalı balık- çıların meselelerini ele alırken, "Sen- " insan münasebetlerindeki psiko- lojik çatışmaları incelemektedir. Vis- conti'nin mevzii sosyal gerçekçilik- ten beşeri gerçekçiliğe geçişi, neo- realizm ustalarından birinin daha i- çinde bulunduğu ceryana yeni bir veche kazandırma gayretini göster- mektedir. Oynaması muhtemel filmlerden *L Oro di Napoli -Napoli —Altım" AKİS, 1 EYLÜL 1956