BELEDİYECİLİK Ankara Mamur belde cen hafta sonunda gazeteler An- kara Belediye eisi Orhan E- ren'in Tokyo'ya davet edildiğini bil- diriyorlardı. Japon başkentinin 500 üncü yıldönümü münasebetiyle Eki- min ilk haftasında Dünya başkent- leri belediye reisleri - toplanacaklar ve belediyecilik sahasındaki son ge- lişmeleri gözden geçirecekler, hem- şerilerini rahat yaşatmak için yeni görüşler ileri sürecekler, kararlar a- lacaklardı. Esasen belediyeciliğin ga- yesi şehirde yaşayan insanların me- deni ihtiyaçlarını en iyi şekilde temin etmekti. Dünyanın her — tarafında belediyeler bu gaye ile çalışıyorlar- dı. Medeni şehirlerde — yaşayan in- sanların, medenilik vasfının icabı o- lan ihtiyaçlarını temin etmek bele- diyelerin başta gelen vazifesi olma- lıydı nci asrın — ortasında bir memleketin başkentinde yaşayan bir insanın Zzaman zaman susuz, ışık- sız kalması tasavvur dahi edilemez- di. Meselâ Orhan Eren Tokyo'daki Belediye Reisleri Toplantısında bir vesileyle bunu, söylese kendisine i- nanmazlar, lâtife ettiğini sanırlardı. Susuz musluklar Ankaraya gelen yabancılara gez- dirilip gösterilen yerlerden biri de Çubuk Barajıydı. Bu baraj şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere se- nelerce öÖnce yapılmıştı Barajı gö- renler Ankara'nın su sıkıntısına bır türlü akıl erdiremezlerdi. Fakat Baş- şehir bütün vaadlere rağmen, sene- den seneye şiddeti artan su sıkın- tısından kurtulamazdı. Zaman za- Orhan Eren Tokyo yolcusu belediyeci AKİB, 1 EYLÜL 1956 man gazetelerde su derdine çare bu- lunduğu, gelecek yıl su sıkıntısı çe- kilmiyeceği büyük — başlıklarla ilân edilir, hemşeriler biraz sevinecek o- ur, fakat sıcaklar bastırınca bazı semtler müstesna musluklardan su yerine — acaip — hırıltılar — gelmiye başlardı Ankarada günlerce su yüzü görmiyen semtler de vardı. Buralarda oturan hemşeriler, ma- alesef medenıyetten biraz — uzak, hatta orta çağ hayatı sürüyorlar- dı. u insanlar içecek su dahi bulamadıkları için, a içme suyu dağıtmak hıssetmıştı Su işinde Ankaralıların ötedenberi dikkatini — çeken bir şey vardı. Bazı yerlerde sular hiç kesil- miyordu. Şehrin bir tarafı susuzluk- tan kavrulurken bir tarafı bahçe su- luyordu. Meselâ Ankara — Sergisi, Stadyum, Istasyon bolgelerınde her zaman su mak mümkündü. Fakat Bakanlıklarda oturanlar — muslukla- rında günde ancak onar dakikadan iki defa, yani yirmi dakika su bula- bılıyorlardı Bu nasıl olabiliyordu ? Su sıkıntısının sebebi fazla istihlâk ise bu ayarlanamaz mıydı? Yok filt- reler ihtiyacı — karşılamıyorsa, bazı semtlerde daimi su bulunurken di- ğerlerinde hiç olmayışı nasıl izah e- dilebilirdi? Ankaralılar su sıkıntısı- na yavaş yavaş alışmışlar, hayatla- rını oOna göre ayarlamışlardı Ama dışardan, suyu memleketlerden gelenler, Ankarada bu boğucu sıcak- larda susuz ne yapacaklarını şaşın- yorlardı. Ankara belediyesi ne dü- şünüyordu? Hemşerinin bundan ha- beri yoktu. Su sıkıntısının bütün şiddetiyle devam ettiği bu hafta ba- şında Ankara gazetelerinde — çıkan bir haberde İse Baraj su yolunda ya- pılacak — tadilât yüzünden ehrin muhtelif semtlerinde suların kesile- bildiriliyordu. Halbuki bu ha- sular aylardan beri — kesilmekteydi. Belediye, bu işin boru değiştirmekle, su yolunu tadil etmekle düzeltilemiye ceğini artık anlamış olmalı ve nüfu- su yıldan yıla büyük ölçüde artan ve o nisbette genişleyen başşehrin su der dini kökünden halletme çarelerini a- rayıp bulmalıydı Sönen ışıklar undan bir kaç yıl önce Ankara Elektrik Santralında bir arıza ol- muş, şehir saatlerce ışıksız kalmış- tı. man bazı gazeteler bu arı- zaya santraldeki — jeneratörün içine giren bir farenin sebep olduğunu' id- dia etmişlerdi. Farenin santrala gi- rışı başlangıç diye kabul edilirse, o günden bu güne Ankara şehrının e- lektrikleri düzelemedi. — Münasebetli münasebetsiz zamanlarda arızalar birbirini takib ediyordu. Ankara Pa- lasta mühim bir ziyafet - esnasında, köşkte bir resmi kabulde hükümet adamlarımız yabancı memleketler mümessilleriyle mühim meseleleri N B Temizlik faaliyeti Toz duman içinde Genç Osman goruşurken elektrikler sonuverıyor ve Türkiye'nin başkentin rın ortasında Ziyafetler, kabul re— simleri ,kokteyller mum Iışığında de- am edıyordu Batılı misafirler bu aksaklıkları umumiyetle ciddiye al- mıyorlar, gecenin daha — romantik, daha şarka yakışır atmosfer ıçmde geçmesım temin için bilhassa yapıl- olduğunu zannediyorlardı. Bir defasında teknik yardım mevzuu ile ilgili bir basın toplantısının ortasın- da ışıklar sönüvermiş, mumla kıldıktan sonra bu olay türlü espri- lere yol açmıştı. Elektrik arızaları- nın tatlı esprilere sebep olduğu kadar, hayatları tehlikeye soktuğu da un tulmamalıydı. Geçen yıl şehrımızde— i bir hususi hastanede mühim bir ameliyat, cereyan kesilmesi yüzün- den yarıda kalmış, operatör ameli- yatı çakmak ışığında tamamlamağa mecbur olmuştu. Farenin jeneratöre düşmesinden beri vukua gelen elekt- rik arızalarının müddetleri birbirine eklense sekiz on saati doldurabilir- di. O gündenberi Ankaralılar Çatal- ağzı Enerjı Santralından alacakları elektriği bekliyorlardı. Ondan sonra cereyan kesilmesi diye bir mesele- nin ortadan kalkacağı katiyetle ifa- de ediliyordu. Gazeteler aylarca önce, Çatalağ- zı Santralından Ankaraya elektrik verildiğini bildirmişler, bu haber ga- zeteler arasında tartışma konusu ol- muştu. Ankaranın elektriği Çatal- ağzından geliyorsa, santral ikide bir arıza mı yapıyordu, yok gelmiyorsa sebebi neydı" Belediye, hemşerileri- nin en mühim ihtiyaçlarından biri o- lan elektrik bahsinde de — susmayı cih ediyor, sık sık vuku bulan a- rızaların sebeplerini izaha lüzum 17