İtalyan sinemasına dört şaheser - Bi- siklet Hırsızları, Kaldırım Çocukları, Milano Mucizesi, Umberto D. - ka- zandıran Vittorio De Sıca nın son ha- reketler karşısında termesi bakımından Şüphesiz "Napoli- Altını"nın bir baş- ka "Bisiklet Hırsızları" yahut "Mi- lano Mucizesi" olması beklenemez. Ama gene de Silvana Mangano ve Sofia Loren gibi iki Yıldız sinemaya eğlenmek için gidenleri çekecek, sa- nat meraklıları da De Sica'nın son zamanlarda aktörlükten başka ney- le uğraştığını merak edip filmden alâkalarını esirgemiyeceklerdir. İtalyan sinemasının bu üç önemli eseri yanında listede çoğunluğu teş- kil e Amerikan filmlerinin de bahse degenlerı var. Meselâ Elia Ka- zan ın "Gentleman's Agreement" ve "On the Waterfront - Rımtımlar Ü- zerinde" adlı 1947 ve 1955'te hem en iyi film hem de en iyi mizansen mü- kafatı kazanan — filmleri... "Gentle- n's Agreement" Ame rika'da yahu- di aleyhdarlığı — meselelerini ele al- maktadır. "Rıhtımlar - Üzerinde" ise doklarda çevrilen kirli işleri, sen- dika - işçi mücadelelerini ve ahlâk problemlerini i yaklanma sahnesinden Ötürü filmin geçen yıl oynatılmasına örfi idarece izin verilmemişti. "İnsanlar Yaşadıkça - From Here to Eternity"'nin ordudaki düzensiz- liklere parmağını basmasından son- ra "Denizde İsyan - Caina Mutiny" ayni işi bahriyede yapacak. Bu arada başka bir askerlik filmi "Tokorı Köprüleri - Bridges at Toko-ri"nin Kore savaşına dair çevrilen en iyi ve en dramatik eser olduğu ilâve edil- melidir. Laurence Olivier, Orson Welles ve Renato Castellani'den sonra Joseph 'La Traversee de Paris Fransız filmciliğinin elçisi AKİS, 1 EYLÜL 1956 SİNEMA "Moby Dıck"den heyecanlı bır görünüş enedik Festivalinin favorisi Mainkiewicz'in Shakespear'in al- tından nasıl kalktığı "Julius Ceasar" ile anlaşılaca Bususi alakaya ihtiyaç gösteren filmlerin yanında İpekçilerin favori filmleri romantik tarihi maceralar, - Moonfleet, Beau Brummell -; mü- zikaller Carmen Jones, Kısmet, Ca- rousel—; western'ler - Broken Lan- ce -; komediler - Court Jester -; me- lodramlar - Last Time I Saw Pa aris, VII Tomorrow - v.s. listede fazla- sıyla mevcuttur. Festivaller Sağlam vücutta çürük kafa talya'da Venedik — Film Festivali hazırlıkları ilerlerken bir festival de Türkiye'de cereyan ediyordu. Ha- dise . Unitalia Film'in Türkiye mü- messili durumunda bulunan M. Bal- dini'nin Sinema Derneği Başkanı Se- mih Tuğrul'a verdiği cazip haber'e başladı. Türk sinema yazarları Uni- talia Film'in davetlisi olarak Venedik Festivaline çağrılıyordu. Semih Tuğ- rul teklifi memnuniyetle — karşıladı. Demek nihayet Türk gazetecileri bü- yük sanat olaylarını takip edebile- ceklerdi. Dış temaslar şimdiye kadar tiyazıydı. larda değil falanca memleketi ziyaretinde bile kafileye tümen tümen gazeteci refakat eder- di. Nihayet kültürel temasların değe- ri de anlaşılabilmiş, sağlam vücudun sağlam kafasız iş gormıyecegıne ina- nılmıştı. Semih uğrul'dan yüksek tirajlı Türk gazetelerinde yazan sine- ma muharrirlerinin isimleri isteni- milli karşılaşma- takımın filânca yordu. Bu müşkül bir meseleydi. Çünkü günlük gazetelerde sinema yazıları yazanların çoğu sinema sa- natından çok yıldızlarla meşguldü. Onlardan istenilen netice elde edile- miyecek, sanat yarışması yerine yıl- dızların — yeni hovardalıklarından bahseden — yazılara rastlanacaktı. Bundan kaçınmak gayretiyle hazır- lanan listedeki bazı isimler sinema meraklılarını şaşırtabilirdi. Meselâ Cumhurıyet Vâlâ — Nureddin, Va- tan' 1 Burhan Arpad, Yeni Sabahı Adli Moran temsil edecekler Tuğrul Tercüman, Ankara Ad- nan Ufuk ise Sinema dergisi adına yolculuğa katılacaklardı. Liste Bal- dini vasıtasıyla İtalya'ya gönderildi. Gelen cevap bir hayli şaşırtıcıydı. Listeden bazı isimler çıkarılmış, yer- lerine ne sinemayla ne de gazetecilik- le ilgisi olmayan bir iki hukukçunun adları yazılmıştı. Bu değişikliğin ga- yet esaslı bir sebebi vardı. Bahsi ge- nin yakın — dostlarıydılar. duktan sonra artık sinemadan anla- maya yahut gazeteci olmaya luzum yoktu. Akan suları durduran bu m, kul hareket karşısında Semih Tugrul ancak şaşırabilirdi. Başlangıçta — düşünüldüğü — gibi çıksaydı İtalyan dostu hukukçular değil de sinema yazarları gitseydi, başka meselelerle — karşılaşılacaktı. Bir Türk haberler ajansı vasıtasıyla Cannes'a gidip. Tercüman'a gönderdi- ği yazılarda Mark Robson adlı yeni bir artist keşfeden Zeria Karadeniz, muhtemelen Venedik Festivaline de iştirak eden yegâne Türk gazetecisi olacaktır. Ama kendisine yol tahsi- 25