Fırıldak nasıl dönüyordu? İhracatçı Transmetal firmasının ku- rucuları resmi dairelerin dikkatin- den kaçmak ve kanun hükümlerin- den zarar görmemek için basit, bır yol bulmuşl rdı Ayrı ayrı muh kur k yekdigeriyle mu fealı mua ler yürütüyorlardı. Bu suretle bırı hakkında konulan ted- birden diğerleri kurtuluyor ve fırıl- man meydandaki kaynaşma son had dak durmamacasına dönüyordu. Tah- — dini buldu. Fotoğrafçılar, Amerikan kikin neticesinde Transmetal kuru- kolonisi ve caz meraklısı gençlerden cularının dört ayrı firmaya sahip ol- —müteşekkil bir kalabalık, Türkiye'ye dukları ortaya çıkmıştı gelen ilk modern Amerikan caz or- 1 — Transmetal, Tica- — kestrasını karşılamaya hazırlanıyor- reti 3 — Asas Lımıted Şırketı, 4 — — du. Gençlerin taşıd "Wel, Kardeşler Şirketi.. Dizzy Gillespie" yazılı bir levhanın Vergıkaçakçılıgı altında yor alan Ankaralı birkaç caz cı, uçak meydana inince, bebop re- pertuarının demirbaşlarından "Good B it'i çalmaya başladı. Türk topra- ğına ilk defa adım atan Dizzy ve ar- kadaşları, sarsıcı bir yolculuğun yor- unluğunu bu hararetli karşılamay- la unuttular. Kafileyi teşkıl eden onbeş zenci ve beş beyaz cazcı, Ankar da ya- bancı bir şehrin imkân rebildiği Caz Dizzy Ankara'da Kıbrıs'tan gelen DHY uçağı, Esen- boğa göklerinde — göründüğü za- firmaların yukte kaçakçılıkla iktifa etmeyerek çok miktarda vergi kaçırmış ol- dukları ihtimali de ortaya çıkmıştı. Defterdarlık hesap uzmanlarından müteşekkil bir grup bu şirketlerin senelik muamelesine el koyarak durumlarını tesbite girişmişti. Araştırmalar bu mevzuda da bir yolsuzluğun — yapılmış olduğunu —kadar - normal hayatlarını yaşadılar ortaya koymuştu. Hepsi, profesyonel — musikişinas ol- rler makla beraber, amatör tabiatlı — in- sanlardı. Musiki yapmadan duramı- yorlardı. Akşam olunca trombonla- rını, trompetlerini, saksofonlarım a- hp şehrin gece klüplerine dağılıyor- lar ve oradaki çalgıcılarla beraber Haklarında tahkikat yapılan ka- çakçılık sanıklarının Türkiyedeki mevcut menkul ve gayrimenkul bü- yük mallarına ihtiyati haciz konul- ması kararlaştırılmıştır. Emniyet mensupları ile kombiyo müdürlüğü sabahlara kadar çalıyorlardı. Cumar onların mallarını tesbite çalışmaktadır. tesinden başlayarak geçen beş gün ankalara Ssanıkların — Zârfında İntim'e, yahut Gar Gazino- suna gidenler, cazın an iyi musikişi- naslarından bazılarım dinleme fırsa- tım buldukları için kendilerini şans- lı saydılar. Bundan başka Dizzy Gil- lespie ve tenor saksofonist Billy Mit- mevcut paralarının bloke edilmesi istenmiştir. Gayrı menkullerin satı- şını önlemek için de tapu dairelerinin dikati çekilmiştir. Bu arada Izmir limanında bulu- nan Mete şilebindeki 3 bin tonküspe — ©hell, A'Ilkal"'a radyosunda Mithat haciz altına alınmıştır. Haciz sı- Akaltan'ın "Batı - Enstrümanlariyle rasında N Türk Müziği" programının provasını rin transfer muamelesinin apılma— ve ses kaydını dinlediler; Ses ve Tel dığı hayretle görülmüştür. İhracatçı Bırlıgı nin kokteyl partisinde, Türki- e'nin bir "harika çocuk" diyarı ol- duğuna görme fırsatım buldular. Bil- hassa heyecanlanan Dizzy, 11 yaşın- daki piyanist Verda Erman'ın elini 15 şubattan beri İzmir lima- nda beklettiği gemıye günde 1600 Avlun vermeyi taahhüt etmiştir. ne derece ehemmiyetsiz bir ihraç n bu kadar büyük bir kul- fetin altına girmekteki maksadın olduğu bir türlü anlaşılmamıştır. Ruben Asa tevkifediliyor Irkçılık hadısesının tahkikatı sı- rasında hissi neler de cereyan ediyordu. Ruhen Asa muvazaalı işle- rine annesini de karıştırmıştı. Top- lanan deliller Madam Asa'nın da tev- kifini icab ettiriyordu. Madam Asa gelını ile beraber gelmıştı Genç ka- öptü; 13 yaşındaki bestekâr ve piya- diye nist Ateş Pars'a "bir dâhiye" cezaevini boylaması karşısında i-- radesini muhafaza edememiş, hüngür hungur ağlamıştı. Son derece şık ir k dının goz ŞI dokm esi basın mensuplarının bile dikkatini celbetmişti. Faydasızlığı bilindiği halde teselli sıralandı. Fakat hiç bir şey bu gözyaşı yağmurunu dindireceğe ben- zemiyordu. Genç kadın mendılı ıle yüzünü y eve döndü. 28 M U S İ Kİ İthaf ettiği fotografını verdi ve onu alıp konserine götürdü; Siyasal Bil- giler Fakültesi'nde, kafileye refakat eden caz munekkıdı Prof. Marshall W. Stearns (Hunter College İngiliz Edebiyatı Profesörü ve New York Üniversitesi caz öğretmeni, Caz E- tüdleri Enstitüsü Müdürü) bir kon- ferans verdi ve cazı meydana geti- ren yan tesirlerden bahsetti. Taşkın tezahürat Gıllespıe Orkestrası'nın Türkiye'de- ki büyük konseri, memleketi- mizin musiki hayatında eşine rastlan mış, caz musikisi tarihinde — bile yer alabilecek bir hadıseydı Bugüne kadar canlı olarak hiç iyi caz dinle- memiş bir şehirde, ne de olsa halkın yabancı sayılabileceği bir musiki ça- lan sanatkârlar, konser salonlarımız da bugüne kadar benzeri görülmemiş bir - tezahüratla karşılanıyorlardı. Büyük Sinema salonu Pazartesi ge- cesi alkış ve ıslık - bu. caz dinleyi- cisi için takdir alâmetidir - sesleriy- le, bravo haykırışlarıyla yıkılıyordu ku ve anlayışı yıllardır. caz musıkı— siyle yoğrulmuş memleketler dinle- yicilerini bile aşıyordu. Gillespie ve arkadaşları da, bu turne esnasında ziyaret ettıklerı memleketler - Pa- kistan, İran, Suriye, Lübnan - ara- sında caz sanatına en büyük yakın- hk gösteren memleket olarak Tür- kiye'yi gördüklerini söylediler. Kon- ser esnasında kendini tutamayan bir dınleyıcının sahneye fırlayıp Dizzy nin elini sıkman ve boynuna sarıl- ması da bu görüşün bir sembolü gi- biydi. Antraktta gazeteciler Dızzy nin etrafını sardılar ve onu sual yağmu- runa tuttular. İşte birkaç sual ye ce- vapları: En begendıgınız orkestra? "Count Basie", Nat Kıng Cole hak- kındaki fikriniz? "En iyi piyanist ve şarkıcı, ne yazık ki cazdan uzaklaşı— Y: nkie Laine? "Alay edıyorsunuz ?" AKİS, 28 NİSAN 1956