28 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

28 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Aile Tehlikeli bir oyun Gün ne artan aile geçimsiz- lıklerınde 'cinsi hayat" anlaşmaz- lığına da mühim bir yer ayıran mü- tahassıslar bazı şayanı hayret keşif- lerde bulunmuşlardır. Bu mütahassıs lardan biri, kendisine müracaat eden bir kadın hastanın başından geçen hâdiseyi şöyle anlatmaktadır: M. hanımla zaman, yani bir hasta olarak muayenehane- me getirildiği. zaman, —onun birgün düzelip, tekrar hayata dönebileceği- ni, eskisi gibi mesut bir zevce ve me- sut bir anne olabileceğini kestirmek cidden müşküldü. Onu konuşturmak bile bir mesele idi, ekseriya yeise ka- pılıp susuyor, bazan ağlama buhran- la irerek ölmek istediğini, fa- kat daha evvel yapacak mühim bir işi olduğunu soyluyordu Yaz ayların da idik. M. nin daima uzun kollu elbiseler giyinerek, kollarım bir kor- sil. tanıştığım ku ifadesile kavuşturup oturması na- zarı dikkatimi celbetmişti. Bu yol- dan yürüdüm ve nihayet hakikati keşfettim. Kocasını çok seven, evine son derece bağlı olan bu kadına, u- zun zamandanberi, usta bir çapkın musallat olmuş. Kendisinden çok e- min olan kadın erkeğin bütün teklif- lerini çocukça bularak reddetmiş ve ona, bir aile dostu olduğu için, apça muamelesini devam ettirmiş. Bir bahar günü, aılece yapılan bir kır gezmtısınde fena tesadüfler neti- M., çapkın adamla bir müddet başbaşa kalmış. Hiçbir şey M. yi kor- kutmuyormuş. Çünkü kocasına ne Berec baglı ise, bu yabancıya o de- rece lakayt miş. O gün M. nin Üze- rinde kısa japone kollu bir elbise Karmış. Çapkın adam birden onun elini avucuna alm kşamaya başla mış. Kadın ilk hamlede elini çekmiş, takat erkek hareketini onun kolları- na doğru götürünce kadın birden tat- lı bir ürperme duymuş ve hiçbir za- man izah edemiyeceği bir zaafla, af- edemedıgı bir cinsi arzu ile kendın— den geçmiş. Hadise tekerrür etme- miş. Fakat M. vicdan azabı içinde kvranmaya, kendinden nefret etmeye başlamış. Herşeyi kocasına anlat- mak, o çapkını öldürmek, sonra da intihar etmek istiyormuş. Tedavi es- nasında öğrendim ki, kadının annesi ve babası, çocuk buluğ devrine gelin- ceye kadar onu, avucundan başlı- larak koltuk altına kadar güldürürlermiş. "Şu masum ya geliyor, tasasından ölüyor, a anım işte annen geliyor" Gıdı gidi oyunu! Bu ve buna benzer oyunlar çocuklara ne kadar kolaylık la yapılmaktadır halbuki ne derece tehlikelidir.M. nin kolunda çok kü- çük yaştan, teşekkül eden şehevi tahiye" onu en beklemediği anda 1stemedıgı bir harekete suruklemış gıdıklar "Vadika- tasa- Tabiat herşeyi halleder ocuklarına çok düşkün bazı anne ve babalar, meselâ çocuğun sağ o uzunu, sol yanağını, gerdanını a- ralarında paylaşır çocuğu daima ay- nı yerden öperek, okşııyarak onu eğ- lendirmeğe, neşe'lendirmeğe uğraşır lar. Öyle anneler vardır ki, kundak- taki çocuklarının ayak altlarını u- zun uzun Öper veya onların kulakla- rım emer ve çocuğu keyfinden bağır- tıncıya kadar bu hareketlerine de- vam ederler. Öyle babalar vardır ki, çocuklarım kucaklarına alır ve da- kikalarca bacaklarının Ustünde hop- latır, onu oyalamaya çalışırlar, — ga- yet masumana yapılan bu hareket- ler, çocuklarda "şehevi nahiye"ler vücuda getirir. Şehevi nahiye vücutta herhangi bir tenebbüh neticesinde şehvet hissi uyanabilen yere verilen isimdir. Büyüklerin bilmedikleri ve- ya bilmek istemedikleri bir şey, ço- cukta şehvet meylinin çok kuvvetli min eder veya vaziyetinden bihaber- i kendisini izdivaç — hayatında büyük bir eksiklik duyar ve duyu- rur. Modern çocuk terbiyesi bir çok sahalarda çocuklara karşı aileleri fevkalâde müsamahakâr olmaya vet etmektedir. Fakat birçok sahalar da da vaktile "yasak ve tehdit" ile elde edilen şeyi "tedbir" ile elde et- meyi öÖğretmektedir. Anne ve baba- ların çocukları koyunlarına alıp u- yutmaları, hattâ birkaç saniye sev- mek için yanlarında yatırmaları mo- dern terbiyede tamamiyle yasak edil mistir. Çocukla lüzumsuz oynaşma- lardan katiyetle sakınmak lazımdır Çocuğu kendi kendisiyle başbaşa bı- rakmak, onun inkişafını bozmamak lâzımdır. Çocukta görülen bazı z mansız arzular ve hareketler de aıle— lerde fazla endişe — uyandırmamalı- dır. Tabiat herşeyini mükemmel su- rette halleder. Ona müdahale etme- mek fakat aynı zamanda gıdıklama- lar, oynaşmalar, — fazla öpüşmelerle onu yolundan çevirmemek İlâzımdır. Çocuğunu seven anne bölgelere dikkat Şehevi oluşudur. Bütün muhati gışa, ağız, cilt, adale, bütün uzuvlar şehevi te- nebbühlere müsaittirler. Şehevi nahi- yeler, buluğ devrinde cinsiyet uzuv- ları asıl vazifelerini ifaya başlayınca ya kadar, çocukta şehevi hislerin tat- minine imkân verir. Bu hisleri ba- zan fazlası ile uyandırabılırler. Eğer çok kuvvetli bir tenebbüh, — cinsiyet uzuvlarım kendi vazifesini - yapmak- tan alıkoyacak kadar sabitleşmez3e, vücudun muhtelif kısımlarındaki ş hevilik normal ölçüde kalır, Karar- sızdır. Fakat bazan bu şehevılık cin- siyet uzuvlarının vazifesini körlete cek kadar sabitleşmiş, yerleşmıştır Bu ilerdeki izdivaç hayatı için gayet tehlikelidir. Duyduğu zevki cinsiyet uzuvlarına intikal ettiremiyen çocuk aşka ve hayata karşı kabiliyetsiz o- lur. Çoğu zaman kendi kendini tat- Sanat Bir seramik sergisi Öyle yerler vardır ki, insan orala- aima,zevk ile gıder Bunlar- dan bır tanesi de Türk Elsanatlarını Tanıtma Derneğinin Ankarada Adil Handaki daimi satış yeridir. Geçen hafta bu güzel lokal, Medi- ha Akarsu'nun İstanbuldan gelen se- ramik eserleri 1le zenginleşmiş — bu- lunuyordu Me arsu bu sene seramiği, tam le zamanımıza has zıhnıyetle 1ş1emışt1 Eserlerine "ba- ve "nü” etüdleri, çok temiz bir mavı, güzel bir pembe hâkimdi. Bu fon değişikliği tablolara, — çanaklara, surahılere beklenmedık bır cazibe ve- iyordu. Zaten bu " havası sergıdekı bütün parçalarda nazarı AKİS, 28 NİSAN 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: