28 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

28 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Gazıanteptekı usta tarafından hazır- lanan dört köşe, ufak kenarlı bir ba- kır tepsi siyaha boyanmış ve soma bakırcı kalemi ile üzerine kilim mo- tifleri çizilmişti. Bilâhare cilalanmış olan tepsı gayet zarif "fer forje" bir ayak üzerine oturtulmuştu. Böylece serginin en güzel parçalarından biri olan, demir ayaklı bakır masa, mey- dana gelmişti. Geçen sene Türk Elsanatlarını Ta- nıtma Derneğinin daimi satış yerini gezenler, bu sene de orayı ziyaret e- decek olurlarsa aradaki muazzam farkı derhal göreceklerdir. Çeşıtler zenginleşmiş, güzelleşmiş ve sürüm- leri kayda değer şekilde, fazlalaşmış- tır. Çalışanlar aynı sanatkârlar olsa da, eserleri çok güzelleşmiş, teşvikin ve taktir edilmenin huzuru ile ba- yağı aydınlanmıştır Çok muvaffak olan bu derneğin daha geniş bir or- ganizasyonla da çalışması, arzu edi- len birşeydir. Meselâ ince işlerin ya- nında daha harcıalem işlerin çok u- cuza temin edilip, piyasaya sürülme- si, Derneğin Anadolu vilâyetlerinde kuracağı teşkilâtlarla kabil olacaktır. Avrupada, Amerikada açılacak ser- giler de ince işlerimizi yabancılara tanıtmak bakımından — herhalde çok faydalıdır. Moda Paris haberleri Bu sene iki büyük terzi, gelenekle- re riayetsizlik ederek, defilelerini diğerlerinden bir ay sonra yaptılar. Bunlardan bir tanesi — son senelerde Dior'a rekabet eden Hubert de Gi- venchy'dir diğeri de Balencioge. Balemcioge modeli Beyaz tunik, siyah aksesuar 26 Givenchy Bu genç sanatkarın yeni kolleksi- yonu fevkalâde zengin ve çeşitli idi. Fakat en değişik modeller dahı bir noktada birleşiyorlardı: — "Gi- venchy" imzasını taşıyan her kıya- fette "hareket hali" hâkimdi Yani hepsi de ancak giyen insanın hare- ket etmesi, ile bir kıymet kazanıyor, bir mana İfade ediyordu. Gece elbi- selerinde uçuşan panolar vardı, tay- yorler ve birçok elbiselerin sırtı bol- ve bedene oturmadığı için, kadın hareket ettiği zaman muhtelif şe- killer alıyordu. Vücudu saran kılıf elbiseler de yürüdükçe biçim değişti- recek şekilde drapelerle zenginleşti- rilmişti. Önden dümdüz görünen bir- çok dans elbiseleri de arkada topla- nıyor ve dansta devamlı bir hışırtı ile hareket ediyordu. Givenchy bir- çok tayyörlerinde ve rob mantoların- da iki tarafı birbirine düz bir hatla değil, çarpık bir hatla kavuşturmuş- tu. Mesela önden açık bir elbisesi- n parçası sol omuzda bir fi- yonkla baglandıktan sonra, sağ diz hizasından aşağıda birbirine kavuşu- yordu. Balencioge İki sene evvel tünik modasını orta- ya atan Balencioge, yaz modelle- rinde de bu aynı hat üzerinde İsrar etmiş ve bunu adeta bir prestij me- selesi yapmıştı. Kışın çok tutunan bu tunik modası, İlkbahar ve yaz koleksıyonlarında 'tabiatı ile azalmış- . Balencioge yaz tüniklerinde, ufak bır değişiklik yapmak lüzumunu duy muş, meselâ onları belden büzerek, fiyonklu kuşaklarla sıkmıştı. Bu hususiyeti hariç, Balencioge, modanın bütün hatlarına sadık kal- mış hatta bir modelinde, tunikli bir elbisenin üzerine bir bolero bile ilâve etmişti. Bel üstünden başlıyan geniş kemerler, onun modellerinde sık sık görünmekte idi. Çarşı - Pazar Bu derde çare yok mu? Bugün — 5 yaşındaki bir çocuk için ayakkabı fiyatları onsekiz liradan başlamaktadır Çocuk 10 yaşım geç- mişse . otuz-kırk lirayı gözden çıkar- mak lazımdır. Vasat bir dükkânda vasat bir erkek veya kadın ayakka- bısı en as elli - altmış lira arasında- dır. Kaliteliler ise doksan, yüz, yüz yirmi.. İhtimal dahası da var! Buna mukabil Ankarada birkaç ucuzcu a- yakkabı deposu vardır. Bunlar hem çok kazanırlar, hem de - Allah için - halka mühim bir hizmette bulunur- lar. Sattıkları ayakkabılar doğrusu daima pak u mürlü degıldırler, ama l'ıyatlar adeta unuttuğumuz fi- yatlardır. Bu ayakkabı depolarında erkek ve kadın ayakkabılarının on lüksü 35 liradır. Hele 12,5 liraya sa- tılanlar birbiri üstüne yığılır durur. Şaplı çocuk ayakkabıları, 5 liradan başlar en büyük numarası 10 liradır. Bu şaplı ayakkabılar çok ta dayanır- Vitrindeki Ayakkabılar pahalı fiatlar lar. Sürüm o kadar fazladır ki, müş- te rıler ekseri kendi servıslerını ken- dileri yaparlar aktiyle halk bu ayakkabıların ucuzluğunu demode oluşlarına, büyü ayakkabıcılarda tek numara olarak kalışlarına hamlederdi. İçlerinde ta- nınmış ayakkabıcıların — etiketleri vardı. Zaman zaman etiketler gene görünmektedir ama halk oyunu ar- oyu tık anlamıştır: Ayakkabılar tek de- ğildir, büyük mağazalar için değil u- cuzcular için imal edilmişlerdir. A- m a halk razıdır. Madem ki, bazı şahıslar sürüm te- min etmek için bu ucuz ayakkabıları piyasaya sürebilmektedirler, deme ki, bu memlekette ucuz — ayakkabı yapmak ve satmak pek âlâ müm- kündür. "Yerli mallar"da da nispe- ten ucuz ayakkabılar Vardır ve ora- dakiler dayanır da.. —Fakat "Yerli mallar"ın mamulatı daima çok mah- duttur. On defa gitseniz ancak işte- diğinizi birinde — bulabilirsiniz. — Bir bakarsınız kız çocuğu için ayakka- bı yoktur, bir bakarsınız oğlan çocu- ğu için.. veya ikisi birden tükenmiş- tir. Kadın ayakkabıları da hele un sene evvelki modelleri muhafaza et- mektedir. Ucuz depolar pek sağlam olmıyan en son modelleri piyasaya sürerken "Yerli Mallar" sağlam fa- kat demode ayakkabılarla — mahdut bir zümreye satış yapmaktadır. Bu dert büyük bir derttir. Yerli mallar pazarları buna el atmalı, ih- tiyacın bir kısmını karşıhyacak ayak kabıyı piyasaya sürmeye gay t melidir. Ucuz ayakkabı depolarından İm hususta alınacak dersler vardır. AKİS, 28 MART 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: