ASKERLİK Ordu İhtiyaçlar ve leğen örtüsü Geçen hafta içinde gazetelerde bir takım acaip kukla resimleri gö- renler resimlerin altındaki yazıyı da- ha merakla oku aha merak- la okudular ama, okudukça hayret leri azalacak yerde arttı. Bu kukla- lar, ordumuz için düşünülen merasim kılığını gösteriyormuş! Halbuki re- simleri görenler evvela, bunları Dev- let Tiyatrosunda oynanan yeni bir operetten sahneler sanmışlardı. Gazetelere 'bakılırsa, ordumuzun kıyafet işiyle uğraşılmaktaydı. Genel Kurmay Başkanlığı orduya yaptığı bir tamimle kara, hava ve deniz su- baylarının tören kıyafetlerinin de- ğiştirileceğini ve bunun için bir mü- sabaka açıldığını bıldırmıştı n da ordumuza katılacak olan kadın subayların merasim elbiselerine de bilhassa ehemmiyet veriliyordu. Bun- lar en cazip renklerden en göz alıcı şekilde hazırlanacaktı. railerin pantolonlarına da eskiden ol- duğu gibi kırmızı bir band konması düşünülüyordu. Apoletler eskisi sırmalı olacaktı. Genel Kurmay kanlığının tören kıyafetlerini daha süslü yapmak suretiyle askerlik mes- leğine karsı ilgiyi arttırmağı düşün- dugunu pek zannetmemekle beraber, eğer maksat bu ise tören elbisesin- den önce ele alınacak, düzeltilecek pek çok işin bulundııgunu hatırlat- mak lâzımdır. Kıyafet meselesı el- bette en sonra gelmelidi Askerlikte eğitim Amerikalı gazeteci Pat Frank bir romanında Türkiye'ye yapılan aş- Orgeneral Tunaboyra Amerikayı gördü 14 Kapaktaki Bakan Şemi Ergin S emı Ergın in bir gün Milk Sa- olacağı her halde hıç aklına gelmemiştir. Me- selâ Adalet, İçişleri Bakanlıklarını belki düşünmüştür. Manisa C. Sav- cılığından 1947 yılında ıstıfa ederek Demokrat Parti içinde siyasi ha- yata atılan Semi Ergün'i yakından tanıyanlar iyi bir adliyeci olduğu- nu söylerler. Mesleki hayatı ada- let mekanizmasının hudutları dışı- na çıkmamıştır. Esasen Şemi Er- gin Milli Savunma Bakam da ol- mamıştır. Kendisi elan Milli Sa- vunma Bakan Vekilidir, asli vazı— fesi ise Devlet Bakanlıgıdır Sem Ergin'in bu durumu 1956 büt çesı- nin görüşülmesi sırasında bir Ana- yasa meselesi olarak ortaya atıl- mış, Milli Savunma Bakanlığının vekâletle idare edilmesinin Ana- yasaya aykırı olduğu ileri sürül- müştü. O zaman Semi Ergin adli- yeci hüviyetiyle meselenin içinden sıyrılıp çıkmak istemişti. Anaya- sanın 49 uncu maddesi ile ilgili bir tefsiri hatırlamıştı. Bu tefsire göre umu ayasaya aykırı degıldı İstifa eden bir bakanın ye- rine vekıl tayın edılebılırdı Semi Ergin'e o gün m istifa etti de onun yerıne SİZ geldınız ?" diye bir sual sordular ve bu sual cevapsız kaldı: Çünkü Milli Savunma Ba- kanlığı kendisinden önce de vekâ- letle idare ediliyordu ve bu vekil bizzat Başbakan Menderes Şemi Ergin'in Dordııncu Men- deres hükümetine takaddüm eden kabine buhranı günlerinde Adalet Bakanlığına getirileceği söyleniyor du. Rivayetlere göre kendisi IV. keri yardımdan bahsederken şöyle der: "Türk ordusunun her şeyden ön- ce eğitime ihtiyacı vardır. Türk as- kerinin radarları, elektronık cihazla- rı kullanabilmesi ancak eğitimle ka- bildir.” Amerikalı yazarın haklı ol- duğuna şüphe yoktur. İstatistiklere göre, Türkiyede nüfusun yüzde 65 i okuma yazma burnaz. Bundan askere alınanlar arasındaki okur yazar nis- betinin yüzde iki veya üç olduğu ne- ticesini kolayca çıkartabiliriz. Ordu bizde bir bakıma okuldur. Okur ya- sar nisbetinin yükselişinde ordunun hakkım vermek lazımdır. Er askere alındığı zaman büyük bir çoğunlukla okuma yazma bilmediği ve küttür se- viyesi çok düşük olduğu için bir ace- mi eğitimine tabi tutulur.. Bu müd- det içinde kendisine okuma yazma öğretilir, ilk okul kultııru verılmege çalışılır. Ancak bu emi eğitimin- den geçtikten sonra sıra mesleki e- ğitime gelir. Mesleki eğitim, sınıfla- Menderes hükümetinde vazife al- mak istemiyordu ve teklifleri red- detmişti. Fakat 9 Aralık 1955. gü- nü Mecliste ilan edilen hükümet listesinde Semi Ergin'in de ismi vardı. Menderes onu Devlet Bakan- lığına getirmişti. On gün sonra Menderes Milli Savunma Bakanlı- ğı vekâletinden istifa ederek bu vekillik vazıfesını Şemi Ergine devretti. Ergi M. de Ekono- mi ve Tıcaret Komısyonu Başkan- lığı ve Adalet Komisyonu raportör- lüğü yaptığı sıralarda ismi etra- fında bir itimad yaratmıştı. Şimdi Milli Savunma Bakanlığı vekâle- tinde kendisinden müsbet işler bek- lenıyordu 1956 bütçesinde tenkid- imi karşılarken politikadan uzak, bir bakana yakışır şekilde konuş- muş, haklı tenkidlerin hepsini ka- bul etmişti. Nitekim tayın bedelle- ri meselesinde davayı kazandı. Me- sajında vadettiği seyahatlere baş— ladı, Balıkesirdeki Jet Üssünü zi- yaret etti. Orada 36 Jetin iştira- kiyle yapılan tatbikatı seyretti, memnun oldu, pilotları birer birer tebrik etti ve donuşunde jet pilot- larına yüzde yüz tazminat verilme- sıne dair tasarı kanunlaştı. Şimdi nerjik Şemi Ergını yeni başarı- lar beklemektedir. Şemi Ergin 1913 de Gebzede doğmuş, yüksek tahsilini Hukuk Fakültesinde yapmış ve adalet mesleğine hakimlikle — girmiştir. 1950 seçimlerinde Manisa'dan mil- letvekili seçilen Ergin, 1952 den beri Kanlayın Umumi Merkez Baş- kan Vekilidir. Evlidir, ben çocuğa dır. ra göre değişmekle beraber, genel o- larak eskiye nisbetle kültüre daha çok ihtiyaç gösteren bir hususiyet arzetmektedir. Asker modern har- bin icaplarını, hatta bundan sonra atom, hidrojen ve kobalt harplerinin nasıl yapılacagım öğrenecektir. Bü- tün bunlar için elinde iki yıllık bir zaman vardır ki, bunun as olduğu bile iddia edilebilir. Zaman zaman as- kerlik hizmet müddetinin çokluğu dan şikâyet edenler, indirilmesini is- teyenler görülür. Halbuki kültür me- selesini ve bugünün silâhlarım goz önünde tutarak bir konuyu düşün mek lâzımdır. Asker eskisi gibi yal— nız kılıç kalkan kullanmasını, yahut tüfek temizlemesini öğrenmiyecek- tir. Bu iki yıl bugünün şartları ile asgari bir müddettir. Orduda kültür seviyesini yükseltmek için acemi e- ğitimine daha çok ehemmiyet ver- mek, hattâ yurdun muhtelif yerle- rinde eğitim merkezleri açmak su- AKİS, 28 MART 1956