meyen bir takım hareketlerin ihtiyarı mecbbiriyeti ortadan kalkardı. Adnan Menderes, Ama belki de başka bir namzedin ortaya sıkması ihtimalini hesaba katmıştı. gurubun gayesi ve neticesi Bu karışık vasiyete, bizzat D. P. Meclis gurubunun sebebiyet ver- diğinden zerrece şüphe yoktu. Bütün bakanlarına ademi itimat verilen bir hükümetin başkanı, otomatikman e- kalliyette kalmış sayılmak gerekirdi. Bir kısım milletvekillerinin hissi se- beplerle hareket etmeleri, bir kısmı- nın ise yanlış hesap yapmaları ga- rip durumu doğurmuştu. Hakikaten bazı demokratlar Adnan Menderese hükümet başkanı olarak değil, D. P. Genel Başkanı olarak verdiklerini ileri sürüyorlardı. [' tasvip Onla- ın kanaatlerınce Menderesi de de- mek umumi efkâr önünde nın beş senelik icraatını inkâr mana- sına gelecek, hiç bir iyi iş yapılma- dığının delili sayılacak t ve partinin prestijini kıracaktı. . Halbuki hiç bir hareket D. P. nin prestı_ımı şu son üç gün içinde cere- yan eden hadiseler kadar kıramazdı. Meclis gurubu, partısıne iyilik yapa- t tiyi yım derken, en ağır darbeyi vurmuş- u. Zira, ancak radikal tedbirler par- kurtarabılırdı, yarım tedbirler gemiyi büsbütün su altına gömüyor- du. Bir çizgi ç baştan başlamak: Salah yolu buy- du. İ ekip, her — şeye yeni Hür. P. lk hedef: Seçim Kanunu Kocaelinin genç milletvekili Turan Gün! kardı, lüklere birşey olmadı. kırılmaz camdan mamul bu leri Paristen satın almıştı. mücadelesine hazırdı. Nitekim AKİS, 3 ARALIK, üneş çerçevesiz gözlüklerini çı- şiddetle masaya vurdıı. Göz- Turan Güneş gözlük- Meclis "Se- Şekip İnal Tüyler ürpertici ifşaat 1955 Kapaktaki Politikacı YURTTA OLUP BİTENLER Turan Güneş Bundan beş senekadar evvel Pa- ı'ıste, Sorbonne Üniversitesinin bir salonunda uk Fa- kültesinin profesörleri ve kalabalık dinleyiciler orta boylu, gözlüklü bir gencin doktora tezini müdafaasını dinliyorlardı. Tez "Temsili hükü- met sistemi ve siyasi partıler adı- nı taşıyordu. Gözlüklü u te- zinde siyasi partilerin, mılletvekıl- lerinin fikirlerini serbestçe müda- faa etmelerine mani olucu tatbi- katlarını tenkid ediyor ve bazı par- tizan usullerin milli iradeyi nasıl zedelediğini izahla milletvekilinin istiklâlini koruyucu tedbirlerin a- lnması lüzumunu — belirtiyordu. adamın tezi Sorbonne Üni- versıtesı Hukuk Fakültesi profe- sörleri tarafından o zaman pek iyi dereceyle kabul edıldı ama bu, beş sene sonra onun öyledi" diye Demokrat Partıden ıhracına ahis mevzuu genç, Kocaeli mılletvekılı Turan Güneş- Turan Güneş bugün 33 yaşında- dır. Bandırada dogmuş, lise tahsi- İini Galatasarayıla , İstan- bul H Fakııltesını bitirdikten sonra bu Fakültede Esas Teşkilât ukuku Asistanı olmuştur. Sonra Pariste doktor payesini kazanmış- tır. Daha 6 da memleketin yeni ölçülerle ıdaresı lüzumunu görmüş, Hürriyetin ve Demokrasinin şam- piyonluğunu yapan Demokrat Par- tiye gönül vermişti. Okumuş, yaz- mış bir kimse olmasına rağmen Demokrat liderlerin orada burada söyledikleri nutuklar, o nutuklar- da ifade edilen fikirler, genç hu- kukçuyu cezbediyordu. Nitekim 1948 yılında, Nihad Erimin hüküm sürdüğü Bandırada D. P ye gir- mekte ve onun inkişafında bütün gucuyle çalışmakta tereddut etme- di. Tur. üneş, partisi iktidarı aldıktan sadece beş sene sonra o günleri hasretle anacaktı. Muhale- fet partisi saflarına karıştığı, hat- ta orada faal bir rol oynadığı hal- m Bakanı ken- dısını hakanlık emnne almayı dü- şünmemişti bile.. Halbuki beş yıl sonra Celâl Yardımcı adını taşıya- cak bir "Demokrat Milli Egıtım Bakanı", bundan pek hafif "suç- lar" dan. dolayı Üniversite profesor ve doçentlerini bombardımana tu- tacaktı. o sırada, kendi yaşındaki bütün gençler gibi Taran Güneş de Demokrat Partiye, ideallerine u- çim kanununda tadilât" teklifi bu- günlerde onun imzasiyle - ve tabii müstakbel Hürriyet Partisi adına Meclise getınlıyordıı İspat hakkın- dan sonra bu, âsi demokrat milletve- yan parti olarak bağlanmış, onun tealisine gayret sarfetmişti. On i- kiye beş kala demokratlarından değildi. Pariste bulunduğu — müd- detçe de Demokrat hemşehrilerini teşvik etmekten geri kalmadı ve partiye aidatım muntazaman öde- di. 14 Mayıs 1950 akşamı ise D. P. nin muzaffenyetı şerefine arkadaş- ları mükellef bir talebe ziyafetine kondular. 1954 milletvekilliği yoklamala- rı başladığı sıralarda doçentlik im- anlarını veriyordu. Hemşehrile- rinin arzusu uzerıne adaylığını koydu. Meclise girdiği gün Seçim Kanunu ile karşılaştı. Mensup ol- duğu Anayasa Encümeni dışında da encümen encümen dolaşarak kanunu tenkid etti ve Mecliste a- leyhinde rey verdi. Emekli Sandı- ği unu değiştirilirken, Tastiye kanunu hazırlanırken ın hâ- kim istiklâlini ve unıversı e muh— tariyetini nasıl zedeledıgını anlat- maya çalıştı nununa, Belediye ve vılayet meclısı seçim- lerini değiştiren kanunlara muha- lif rey Verdi. D.P. gurubu kendisini Avrupa Konseyine delege seçti. Şimdi Kon- seyde Türkiyeyi temsil edenler a- rasında bulunmakta ve hukuk işle- ri komisyonunda — çalışmaktadır. Komisyon kendisini İngiltere - İz- landa arasındaki ihtilâfın halli i- çin vazifelendirdi. Bu maksatla ya- -ın İzlandaya yaptığı seyahat, bu memlekette Türkiye lehine birçok yazılar çıkmasına vesile oldu. Giineşin bu kadar mezi- yeti vardı ama, şeytana uymuş ve 10 arkadaşıyle bırlıkte basına is- t hakkının tanınması lehindeki takrıre imza koymuştu. O zaman liderin bütün şimşeklerini başının üstünde hissetti. Bunların hepsine mukavemet etti: yıldırımın düşme- sine, yani kendisinin partiden ko- vulmasına kadar.. Paristeki tezin- de şikâyet ettiği "parti istibdadı"” tesirini göstermişti. Kocaelinin bu genç milletvekili, neslınm tipik bir nümunesidir. Bin- lerle ve binlerle Turan Güneş şu anda araı mokrat Parti saflarında bulamamanın hayal kı- rıldığı içinde yüzlerini yeni ufuk- lara dönmektedirler. Azimleri ve cesaretlerı kırdmadığı, yılmadık- takdirde bugün ufukta görü- nen ideal Türkiye için bir serap ol- maktan çıkacaktır. killerinin ıkıncı kanım teklifi olacak- tı. İlk sözlü soruyu ise Diyari Milletvekili Mustafa Ekinci İçişleri Bakanı Ethem Menderesten sormuş- tu, Bahis mevzuu olan, İçişleri Baka- 7