İKTİSADİ VE MALİ SAHADA minesi var, kâh yerleri parke, kâh ise bu sokak eskiden mevcut değildi mü- lâhazaları ile 1953 te mümasilleri ol- madığı iddia edilen gayrimenkullere 700, 800 lira hattâ daha fazla kira takdir edebilmişlerdir. Belediye Ki- ra Takdir Komisyonunun 1953 sene- ine ait kontratı mevcut daireleri bile, sırf 12.5.1953 ten sonra kiraya vi veril- miş oldukları için, kiraları kendileri tarafından yeniden takdir edilecek gayri menkul olarak kabul ettikleri ve 1053 Eylül, hattâ Haziranında kontrat ile katiyet kesbetmiş kira bedellerinden bu defa 100, 150 lira da- ha fazla takdir ettikleri bilinmekte- dir. Belediye Encümenlerinin kira be- dellerini takdir ederken her iki ta- rafın haklarını koruyup korumadığı- nı aramak selâhiyeti mahkemelere bile verilmemiştir. Anlaşılan şikâyet- ler için yegâne merci Şurayı ev- Yani şikâyet kira takdir ko- misyonunun selâhiyetini aştığı, veya maddi hataya düşmüş olduğundan şi- kâyet şekline sokulauldiği takdirde, şikâyet sahibi Şürayı Devlette hak- kını arayabilir. Fakat bu kapı ur de- fa açıldığı takdirde iş hacimlerinin çok genişliyeceğinden korkan Şürayı Devletin dahi bu gibi müracaatları hiç tevsik etmediği, "kanun sarihtir, Belediye Takdir Komisyonuna mut- lak selâhiyet verilmiştir" diye müra- caatları red yoluna saptığı duyul- maktadır. Bu doğru ise Türkiyede ilk defa ur encümene, kendisine kar- şı hakkı tanınmadan selâhiyet veril- miştir. Bütün bu mülâhazalardan dolayı, tali ur tashih dolayısiyle kira kanu- nu mevzuu tekrar Meclise getirilmiş- ken, metnin muğlaklığı yüzünden hu- kuki hatalara sebebiyet veren 6570 numaralı kanunun heyeti umumiye- siyle, daha doğrusu bütün gayri men- kul kiraları mevzuunun ur daha ve bu defa esaslı ur şekilde ele alınma- sının muvafık olacağı fikrindeyiz. Dondurulmada gaye ne olabilir ? Kira sahiplerinin bütçelerinde mühimce ur r gal eder. Garp memleketlerınde gelır kategorileri tefrik edilmeksizin geli- rin takriben üçte biri normal mesken masrafı olarak kabul edilmiştir- Biz- de bu hususta ne ur istatistik mev- cuttur, ne de bütçelerin yüzde kaçı normal kira yükü addedildiği husu- sunda efkârı umumiyenin fikri bilin- mektedir. Ancak kira bedelleri tak- riben gelirlerinin üçte biri civarında olan kimselerin pek şikâyet etmedi- ği, altında olanların kendilerini be- dava oturan talihlilerden addettikle- ri bu haddin üstünde kira verenlerin ise ur hayli müşteki olduğu müşa- hede edildiğine göre, mesken fiyatla- rının serbest rekabet neticesinde mu- vazenelerini bulmalarına müsaade e- dildiği takdirde, istikbalde, Türkiye- nin iş merkezi şehırlerımn muhtelif mahallelerinde vasati kira o mahalle tabii sakinlerinin, vasati gelirlerinin takriben üçte biri cıvarında istikrar kesbedeceği tahmin edilebili her türlü gelir Kira normal zamanlarda dahi her cins bütçenin bu kadar mühim ur kısmına tekabül ettiği içindir ki, fi- yatların süratle artmağa yüz tuttugu devrelerde modern hükümetler, hat- tâ Türkiyenin Demokrat Hükümeti gibi, plâna, programa kat'iyyen iti- bar etmiyen liberal kapitalist tema- yüllü hükümetler bile kiraları don- durmak siyasetini benimsemişlerdir. Kiraları dondurmak ile en az iki ik- Yeni bir inşaat Helva yapan yok tisadi, ur de siyasi gaye gözetilmek- tedir. İktisadi gayelerden bırıncısı sabit gelirli kimselerin geçimini ken fiyatları da serbest bırakıldıgı takdirde düşecekleri daha büyük müş- küllerden korumak, ikincisi, ur mü- im maddenin fıyatını sabıt tutmak- la, umumi fiyat artıyı fasit çemberini mümkün mertebe frenlemektir. Siya- si gaye de, buhran zamanlarında da- ima en müşkül durumlarda kalan kimselerin ur takım tedbirlerle hıç değilse gönüllerini almaktır. Ancak malların arz ve talep durumlarına göre, serbest piyasada muvazeneleri- ni kendi başlarına bulmalarına mü- dahale eden her tedbir gibi, kiraları donduran kanunun da hem iktisadi hem siyasi mahzburları meydana çık- makta gecikm Nitekim bızım 1947 tarihli kanu- numuzda yeni inşaat kiralarını bağ- lıyan ur kayıt olmadığı için, sonra- dan yapılan meskenler ile evvelden yapılmış olan meskenlerin kiraları a- rasında bazı vatandaşların diğerlerin- den farklı olarak ödemek mecburiye- tinde kaldıkları kira bedelleri bakı- mından gayri kabili müdafaa farklar meydana gelmiştir. anunun neşrinden sonra yapıla- cak inşaat dahi evvelce yapılmış gay- ri menkuller ile ayni şerait dahilinde kanunun çerçevesi içme sokulacak 0- lursa inşaat faaliyeti, bilhassa inşaat masrafları yükselmekte olacağına gö- re, ur hayli geriler. Türkiyede oldu- ğu gibi umumi nüfusun, bahusus şe- hir nüfusunun 'süratle arttığı mem- leketlerde böyle ur kanun — mesken buhranını daha da arttırabilir. Mes- ken fiili fiyatlarının, arka yollar a- ranmak suretiyle kanuna rağmen pek yukseldıgı müşahede edılebılır 6570 yılı kanunda olduğu gibi, yeni inşaatın hali hazır duru ve mevkileri nazarı itibara alınarak tes- bit edilen ur arihte mevcut olmuş olsalardı, o günün rayicine göre, kes petmiş olacakları kira bedellerini be— lediye encümenlerine takdır yoluna gidildiği zaman ise nkü tecrü- bemizden anlaşılıyor ki, ur sürü kır- tasi muamele sonunda, talihli veya daha başka ur takım mezıyetlere sa- hip ur kaç ev sahibi veya kiracı müs- tesna, umumiyetle hem kiracıları hem de ev sahiplerini müşteki bırakmak- tan başka ur netice elde edilemiyor. Şu halde kira dondurma kanunla- rının güttüğü gayeler, siyaseten de mubah olmaması lâzım gelen gayri iktisadi gayeler midir? Binaenaleyh hiç ur hükümetin bu yola tevessül etmemesi mi lâzım gelir? Bu günkü dünyamızda iktisadi liberalizm görü- şünü bu derece ileri götürüp, kayıt- sız ve şartsız bu fikirde olduğunu a- çıkça beyan edecek ur hükümet ta- savvur etmek bile müşküldür. Bilâ- kis: 1 — Fiyatların fasit ur daireye kapılıp namütenahi yükselmeğe doğ- ru olan temayüllerine karşı hazırlık- li bulunup icap eden şiddette tedbir- ler al 2 — Bu hran zamanlarında bilhas- sa sabit gelirli kimselerin geçim yü- AKİS, 3 ARALIK 1955