gösterememektedir. yettin hakemliği bu konusu olamaz... Hadiselere idareciler de karışıyor Günlerden — 25 Kas Kısa boylu kır saçlı tıknazca bir şahıs Mithatpaşa stadının tribünle- rinde oturan altı gencin yanına so- kularak "eğer sahaya çıkmıyacak 0- lursanız bu, spor hayatıma için iyi ol- mıyacaktır" dedi. Konuşmasından si- nirli olduğu anlaşılıyordu. Aldığı ce- vap büsbütün asabını bozdu. Çünkü antrenör Gündüz yanında oturan beş Galatasaraylı futbolcunun o gün yapılacak olan anbul - İzmir kar- masına katılamıyacagını ifade etmiş- ti. Hele bu yukardan atış bardağı ta- şıran bir damla olmuştu. Tehdidi sa- vuran Federasyon As Başkanı Hakkı Yetendi. O, spor hayatında da böyle sert hareketler yapan bir şahıstı. A- ma idarecilikte bunu yürütmek el- betteki imkânsızdı. Biraz sonra sta- dın hoparlörü Galatasaraylıların ma- ca çıkmak istemediklerini ilân edi- yordu. Hakkı Yeten, Saim Kavur, Hasan Ekinden müteşekkil federas- yon heyetinin kaleme alıp okuttukla- rı tebliğ, gayet politik bir ifade ta- şıyordu. Her üç ıdarecı müştereken hükümlerini vermişlerdi: — Galatasa- raylı futbolcular haksızdılar!. Bunun neticesi olarak trübünlerde yerleşen spor severler Galatasaraylıları gayet ağır bir lisanla protesto ettiler. Karma maçı T,am bu sırada her iki takımda sa- haya çıkmıştı. Fakat İstanbul kar- masının iki kişi noksan olduğu kısa zamanda fark edildi. İdareciler trü- bünlere dağılarak şehir — karmasına davetli davetsiz olduğuna bakmadan sırf takımı tamamlayabilmek için ö- nüne geldikleri oyuncuları soyunma odasına çağırıyorlardı. İşin — garibi teklif ettikleri elemanların hiç birisi bu daveti kabul etmediler. Bunun ü- zerine Mılh akım antrenörlüğüne getirilen "Giov ayni zamanda çahştırdıgı Vefa takımından Garbis Refik'" ndi otoritesini kulla- narak sahaya çıkardı. Aman yarab- bi! bu bir federasyon için ne büyük acizdi. Aciz; teville kapatılacak ne- viden degıldı İzmir takımı sahaya zorla on bir kişiyi çıkarabilen İstan- bul karmasını, rahat bir oyunla 2—0 yendi Gulatasaruy ın tebliği asyon. faaliyetinin Galatasa- ray tarafından baltalandığını öne sürerek antrenör Gündüz'ün ve be! futbolcunun cezalandırılacağını ilan etm Bunun üzerine o aksam Be- yoglundakı lokalinde Galatasaray i- dare hey'eti bir fevkalade toplantı yaptı. Kaleme aldıgı teblıgde Evve- la federasyonun - AKİS'in evvelce de temas ettiği gibi ehir karmasına ncu davet etmek selâhiyetinde ol- madığı belirtiliyordu. Buna ilave ola- rak Galatasaray kulübüne ancak ma- çın oynanacağı gün As Başkan Hak- kı Yeten tarafından bir davet vaki olmuştu. Oysaki futbolcular o sabah Efkârı umumi- şartlarda bahis çu AKİS, 3 ARALIK 1955 sım Perşembe idi. SPOR Son maçlardan görünüş İyiye antrenman yapmışlar ve yemeklerini yemişlerdi. Haberin sonra gelmiş ol- ması kabahatinin Galatasaraya yük- lenmesi elbetteki doğru olamazdı. Tebliğ için, spor efkarı umumiyesinde müsbet karşılandı demek pek de ha- talı olmazdı. Öyleya Milli takıma da- vet edilen diğer kulüplerden, mese- olan Beşiktaş takımından sadece bir tek futbolcu gelmişti. — Hastalık ba- hanesi federasyonca meşru karşı- lanmıştı. Bunun üzerine — bir takını şahıslar federasyonun bazı kulüple- re yakınlık gösterdiği iddialarını or- taya attılar. Bu ne dereceye kadar doğrudur bilinmez. Hasan Polat'ın basın toplantısı Hadise —üzerinden iki gün geçmişti. Ankaradan İstanbula alel acele gelen federasyon başkam Hasan Po- lat bir basın toplantısı yapmış ve bu toplantıda Galatasaray kulübünün hadiseyi tevil etmeye çalıştığını bil- dirmişti. Ayrıca tanzim edilen rapo- ru Umum Müdürlüğe sevk edileceği- ni sözlerine ilave edıyordu basın top- lantısından sadece bir gazete haberdar edilmişti. Dıgerlerı ise bel- ki de kendilerine muhalif olduğu mü- lâhazası ile çağrılmamıştı. Bunun da sakat bir düşünce elbetteki inkar edilemezdi. Hasan Polat'ın be- yanatı Galatasaray kulübünün idare- cilerini sinirlendirmiş olmalıydı ki er- tesi günü bir akşam gazetesinde Re- fik Selimoğlunun su sözlerine rastla- nıldı: "Federasyon başkanı "tevil" ke- limesi kullanmaktadır. Biz sadece hadisenin cereyan tarzını doğru ola- rak söyledik. Tevil hiç bir zaman bi- zım için sapılan bir yol değildir. Biz e başka kulüpler gibi mazeret beyan edebılırdık Etmedik. Etmeyiz de... mum Müdürlüğünün husnuniye— tine ve bitaraf hareket edeceğine e- miniz". doğru Gazetelerdeki akisler u satırların yazıldığı anlarda spor- 2 la meşgul olan bütün gazeteler şehir karmasının fiyasko ile netice- lenmesini tahlil etmekte ve hakiki mes'ulleri tayine çalışmaktadır. Sü- tunlarını en ufak dedikodulara dahi cömertçe tahsis etmiş olmaları ef karıumumiyenin arzusu şeklinde izah edilebilir. Galatasaray'ın ceza göre- ceğini bu arada iddia edenler için, fe- derasyona temayülü olanlar, demek pek de yersiz olmaz. Bu hadisenin or- taya koymuş oldugu hakikat Umum Müdürlüğünden, — hatta Vekilinden başlayarak en ufak teşkilatına ka- dar spor işlerimizde bir ıslahatın ve bir değişmenin lüzumlu — olduğudur. Sade teşkilât değil zihniyette de bir reform yapmak mecbbiriyetindeyiz. Lig maçları 13 1r haftadan beri devamlı şekilde yağ yağmurlar altıncı hafta karşılaşmalarından sadece Galatasa- ray Beykoz maçının tehirine sebeb olmuştur. Diğerleri ise normal olarak yapılmıştır. Haftanın en mühim kar- şılaşmasında lig liderlerine en kuv- vetli namzet olan Beşiktaş tahmin- ler hilafına Vefa ile —2 berabere kalmıştır. Bu neticeyi evvelden kes- tirebilmek — hakikaten imkansızdı. Çünkü Beşiktaşlılar — son haftalarda büyük form gösteriyorlardı. Vefa ise malum olduğu üzre ta bidayetten be- ri bir türlü toparlanamamıştı. İkinci devrenin yirminci — saniyesinde 2—0 galip durumda olan Yeşil-Beyazlılar bu neticeyi oyunun sonuna kadar de- vam etirmeyi beceremediler. Hafta içinde Adalet Istanbulspor maniası- aya muvaffak u. Em- niyetle Kasımpaşanın 2— 2 berabere ması için sürpriz kelimesi pekâlâ kullanılabılırdı Altıncı hafta sonun- da Beşiktaş'ın bir puvan kaybetmesi ile üç büyükler hizaya gelmiş oluyor- lardı. 33