3 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

3 Aralık 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR İNCE MEMED (Yaşar Kemal'in romanı. 1. Cilt, Çağlayan Yayınevi, 184 sayfa, 250 kuruş) "Duvarın dıbmde resmim aldılar "Ak k başladığımız "İnce Memed" daha rı arasında Toros dağlarında yüzelli den fazla eşkiya dolaşır mış. - "İnce Memed bunlardan biri"ymiş. Şehirli için eşkıya, gozu kanlı, eli bıçaklı, mal, , Irz, namus düşmanı bır hay duttur Ondan ancak korkulur. "Eş- kiya" adı bıle, daha baştan ınsana bir ürperti verır Butun bunlar doğru dur da. Ne i, çoğumuz, çocuk- lugumuzda bazısı uydurulmuş bile ol sa, korkutucu hıkayelerını dmledıgı- miz, "Eşkiya" tipine karşı ürper- ti duyarız Bızım sevgımızı, ılgımızı, zaman zaman h yranlıgımızı üzerin- de toplayacak bir "Eşkiya" ğını ummayız. Bu da do grudur Ama bir de, bir zamanlar, neden bir t kı adamlar "daga çıkarlar mış, "eşkiya" olurlarmış? Bu mesele var. Bunu da bilmeyiz. Bu bılmedığımız de doğrudur. "İnce Me med" r ga- rip, fakir köy çocuğunun eşkıya"lık macerasından öte, onun tek başına yaşadığı maceradan daha önemli, ba- zı gerçeklerı bıze ögretiyor Bu ara- da "eşkiya ldugunu, neden “dağa çıkıldığı"nı da anlıyoruz. Yüz- lerce yıl süregeldiği bır kere daha bütün açıklığı, acılıgıyla anlaşılan A- nadolu insanının kader çizgi- sını bu kıtapta "Ince Memed tem- sil ediy Topraksız koylu ne demek? Biz bunu bilm iki kelime bize çok şey soylemez Hatta hıç bir şey soylemez "Topraksız köylü" ifadesi- nin altında saklı duran buyuk dram bize yabancıdır. "İnce med" bu- nu anlatıyor. Yuregınızde bır yanın sızladıgını duyuyorsunuz "Köy Ağa sı" da n'olaki? "İnce Me med"dekı "Abdi Ağa" yalnız Değirmenoluk Köyl lermm, alnı Me ocağına incir dıken, okudukça bütün nefretimizi, kınımızı, hıncımızı üze- rinde toplayan bir roman kahrama- nı değil, Anadolu ınsanının başında yüzlerce yıldır dolaşan bir felâket ve belanın, son derece tipik bir örneği- dir. "Abdi Ağa", köy ağalığını, dört yönüyle temsil eder. "Dağ köylükle- rine her gelişinde toprak kızartması yaptır"tan Savcı bey, "Abdi Ağa"nın evınden idare eder. Orda yatar, orda yer, sonra gider. “Ağa", köyün bütün — topraklarının ahsulün dörtte üçünün, vanların tek sahibidir. Koylu çalışır, o toplar, ölürcesine çalışma, sonun- da, kış ortasında açlıkla burun buru- na gelme "köylü"'nün; mahsulü dev- 22 soruşturmayı, şirtip ambarlarına istif etme, her çe- şidinden emegi alabildiğine — sömür- me de "Ağa"nın kaderi olmu ştur Köylüye zulum “hükümet insam"na itibar, "Ağa"nın degışmeyen İki tu- tumu budur, "Ağa", köylünün yalnız emegıne, malına hukmetmez yüreği- ükm onun gıbılerın neden "Dağa çıkıp eş- kiya" oldukları, ancak bu kitab o- kunduktan sonra anlaşılır. Asıl "eş- YAŞAR KEMAL'E İTHAF : "İNCE MEMED" kiya'lığın, "İnce Memed'lerden de- ğgil, bu "Abdi Aga lardan — geldiğini bu kitaptan öğrenirsiniz. "Abdi A- ça, prangaya vurulmanın — daha az eziyetli olduğunu dü şuneceksınız "Kul'luk etmenin, bir ınsana “kul luk" etmenin daha da ötesi olmadı- ğını, bize ürperti veren "eşkiya'lı- ğın, "Abdi Ağa'ların yaptıkları ya- nında, nasıl küçük kaldıgını size "İn- ce Memed" öğretece Kulluk, zulüm, yıgıtlık haklılık, haksızlık aşk eşkıyalık bunların "İnc ed"de, en keskin çızgılerle ıfadesını bulmuştur Bir ça- ğın, onulmaz yara gibi sızlayan acı gerçeğini yalnız ogrenmekle kalmı- yacaksınız, Anadolu —insanın sabrı- nın, tahammülünün, çilesinin de dere cesini görecek, hayran olacaksınız. O, Toroslardan öte, bütün yaylalar, daglar, tepeler, ormanlar, o Çukur- ova, tel tel, ıplık ıplık önüne seril- miştir. Göreceksiniz. Çakırdıkenı ni tanıyacaks nız. Kıraç toprakla, ve- rımlı toprağı bıleceksınız o bolge- taşından, topragından tutun da, suyuna, ağacına, kuşuna, çiçeğine, insanına kadar herşeyını eksiksiz 0- larak tanıyacaksınız. Acıyacaksınız. Nefret edeceksınız Seveceksiniz. Yaşar Kemâl, her haliyle bu İşin üstesinden gelmiş bir sanatçı olarak karşımızdadır. Bu bölgeyi b deki insanların kaderini, acısını, dini, ta derinden, iyicene bılıyor O- nun içindir ki, anlattıkları, okuyana inanmazlık duygusu vermiyor. Sana tın memleket gerçeklerıne yonelme— sinden yana çıkanlar bu işin edebi- yata, sanata rağmen yapılmasında da ayak diriyorlar. Halbuki Yaşar Kemâl, sanatına kıl kadar zarar ver meden, bir memleket gerçeğinin o0- lanca acılık ve açıklıkla nasıl veri- leceğini "İnce Memed'le bir kere daha göstermiştir. Memleket gerçek lerine yönelen sanat için ölçü, Yaşar Kemiâl'in sanatı olabilir. Yaşar Kemâl, bize hadiseyi yal- nız insanlariyle degıl geçtıgı yerler- le de tanıtıyor. Cogr afyasını da ve riyor. Şıırını de veriyor. Gu ellıgının yanında çırkınlıgını sevincinin yanın da hüznünü de veriyor Fıkır fıkır kaynayan yerı d dur: yan, akıp gıden, dupduru, pırıl pırıl bı Turk- çesi var. Başladınız mı, bakıyorsu- nuz, sayfalar kendiliğinden ili çevrilivermiş. — Kitabın çok yerinde, alabıldıgıne şiirli bir dil, sizi alıp gö- türüyor. Yaşar Kemâl, nerede ne yapılacağım Ölçüp biçen, ıyıcene kes tiren bir sanatçı. O çe enın, o top- lumun içinde doğup büyü tişip görmenin verdiği bilgili alış- kanlıga kendini hemen kapıp ko miyor. layı, olayın geçtiği yerlerı, kahramanları, onların özelliklerini, bir bir, hiç ihmâl etmeden, aynı ti— tizlik ve incelikle, işlemiştir. Başta, "İnce Memed" olmak üzere, ana Dö- ne, iyi yürekli Süleyman Ağa, Abdi Ağa, Kınalı Hatçe, Kerimoğlu, Eş- kıya Deli Durdu, İraz teyze, Cabbar, İz'ci Topal Ali... kahramanların tü- mü bütün özellikleriyle karşımıza çı- kıvermıştır Nerde görsek onları ta- opal Ali'nin, kitap için- dekı lıp geçıveren yerıne rağmen nutulma mümkün müdür? To pal Ali'ye, kızmakla kızmamak arasın- da kalacak, ona hem hak verecek, hem de onu yereceksiniz. Oyle bır tip. İnce Memed'le Hatçe nin, yürek sızlatan kaderleri, sönmeyen aşkla- rı, sizi ta derinden sarsacaktır. AKİS, 3 ARALIK, 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: