YURITTA OLUP BİTENLER Kayseri'ye hususi trenle gidiş Kalkınmanın büyük D. P. Şahıslar ve fikirler Pazar günü sabahleyin Ankaradan uzun bir motorlu katar kalkıyor- du. Trenin hareketinden hayli zaman evvel gar kalabalıklaşmaya başla- mıştı. Katarın yolcuları güzel bir ta- til gunu geçırm ye hazırlanıyorlar- Şirketinin davetlisiydiler, fabrıkanm açılış töreninde bu- e Kayseriye gıdıyorlardı Gorecekler yıye ekler, ıçecekler i. Bu nevıden seyahatler için freskler çoktan bir tâbir bulmuşlardı: "Pren- sesin hesa “ diyorlardı. Tabir hü kümdarların devrinden kalmaydı. Ih— bunlar "Demokrasinin hesabına" di- ye isimlendirilecektir. Zıra usulün keşfi den sonraya ait Gülündü, eğlenildi ve Kayserıye gelindi. Davetliler arasında Demok- rat milletvekilleri, seçme gazeteci- ler, Ankarada bulunan Kayseri ileri gelenleri, umum müdürler, eşler ve dostlar vardı. Seyahatin masrafı, a- sağı yukarı adam balına 100 lira ka- dardı ki bu, Prensese dokunmazdı bile Başkentten hareket edilirken ha- va güneşliydi. Kaysende yağmur bu- lundu. Merasım yeri fabrikanın bah- çesıydı ribünler hazırlanmış- Şehirde fabrıkanm açılacağından habersız olanlar sade sağırlardı. Zıra gunlerden beri kesif bir propa- pılıyor, tellâllar ve hopar- lorlerle başb akanın geleceği, başba- kanın konuşacağı bıldıı'ılıyor, halk 4 heyecanı içinde... kendisini görmeye davet olunuyordu. Adnan Menderes Ege bölgesinden u- çakla hareket etmişti, her an gelme- si beklenıyordu Hava alanından me- rasim mahalline giden yollara çok- tan mektepliler, fabrika işçileri, spor- cular, memurlar yerleştirilmişti. Bun- lar hükümet başkanını hararetle al- kışlay: caklar, candan tezahürat ya- pacaklardı. Eğer hava biraz daha ıyı olsaydı ve başbakanın uçağı geci meşeydı vazifeleri kolaylaşacaktı A- , Şansları yaver gitmedi. Bu arada gazetecılık mütehassıslarımızdan Züh- ü Hilmi elıbeş fotoğraf röportaj- ları hazırlıyor. Fabrika civarına da halk toplan- mıştı. Ancak ortalıkta bir karışıklık hüküm sürüyor ve zaman zaman jan- darmanın müdahalesi icap ediyordu. Mamafih biraz sonra aynı insanlar İşletmeler Bakanı Samed Agaoglu- nun ağzından "1050 den bu yana j arma — baskısından kurtuldukları müjdesini alacaklar ve çok sevine- ce at ikiye doğru motorlu tren Kayseriye vardı. Bundan sonra, bek- lemek kalıyordu. Egeden gelecek u- çak geç hareket etmişti. Hakikaten Başbakan Adnan enderes ancak dörde doğru meydana indi. orgun ve mükedder görünüyordu. Egedeki tetkiklerinden, İzmirdeki şından. meleden pek memnun olmadığı anla- şılıyordu. Fakat herkes zannediyordu ki kendisine has heyecanlı edasiyle konuşacak ve kalplere ferahlık serpe- ti. Karşılayıcıların iki sıra halinde beklemekte oldukları yollardan geç- ti ve fabrikaya geldi. Yer yer alkış sesleri yukselıyordu Gerçı bir gün sonra Ankara radyosu tezahiiratı an- lata anlata bıtıremıyecekt ih- timal ki hata radyonun amplıfıkator sisteminin mükemmeliyetinden geli- yordu. Zira Adnan Menderesın, bun- dan sadece bir sene evveline kadar gittiği yerleı'de nasıl karşılandıgını bilenler için Kayseride kulaklara ge- len alkışlar hiç mesabesındeydı Baş- bakan merasim yerine dahil olunca tribünlerde yer almış olan demokrat milletvekillerinden bir kısmı ayağa kalktı, bir kısmı kalkmadı. İhtimal ki kalkmayanlar partilerinin "büyük- ler kalkmamak" prensibine baglı olanlardı Doğrusu istenilirse D. P. nin muhalefetteyken koydugu prensipler içinde halen tam manasıy- le tatbik olunan tek prensip buydu. Buna mukabil Kayseri milletv ekili İbrahim Kirazoğlunun Başbakan Ad- nan Menderesin elini -hürmetle öptüğü görüldü. Zaten biraz sonra aynı zat öyle bir nutuk verecekti ki di ler bu kadar methedici kelimelerin nasıl olup da bir araya getirilebildi- ğine şaşacaklardı. İşte bu sırada, bir hadise cereyan etti. Sual soran gazete “Erciyes Telgraf" adını taşıyan bir gazete çıkıyordu. Ga- zetenin sahibi muhalıf değildi. Hayır Bilâkis uzun yıllar Demokrat Parti bayrağı altında mücadele etmişti. Bu zat gazetesinde Adnan Menderes- ten birkaç sual soruyordu. İşte, meç- hul biri o anda, Başbakanın eline ga- zeteyi tutuşturdu. Birinci sayfada, : "Sayın Adnat esten üç s - Sayın Başvekıle hoş geldınız dedıkten son- ra, aşağıdaki üç suali cevaplandır- malar mı rica edeceğiz: 1) İdealistle- ri mebhut, halkı münkesir, üniversi- teleri mefluç ve matbuatı zebun bir memlekette el'an demokrasiden bah- sedebiliyor musunuz? 2) Tüccarı sı- kıntıda, sanatkârı boşta, işçisi zorda ve çıftçısı borçta bir beldede ucuzluk etten bahsedebiliyor musu- 3) Ve nihayet muhitinizdekileri ıtmek şartıyle etrafa baktığınızda bir tek ımar edılmış gönül görebili- yor musun Kayseride Adnan Menderes gazeteyı elınde kıvırdı. Demek Kayseride de bu n viden suallere maruz bırakılıyordu O Kayseri ki daha 1954 te Demokrat Partinin kalesi sayılıyor ve İçelden seçilmesi tehlikeli bulunan Refik Ko- raltanın adaylığı oradan konuluyor- du. Üstelik suallerı soran, muhalefe- te dahi mensup değildi.. Vakit gecikmişti, yağmur çiseli- yordu, hoparlörler bozuktu, halk he- yecanlı değildi, asaplar gerilmişti... Başbakan konuşmadı. Günlerden be- Tİ ılan edilen hitabe yapılmadı. Hal- buki herkes, bari nan Menderesi dinlemek için şehre dönmemiş, bek- AKİS, 12 KASIM 1955