bediyordu. Mütevekkildi, hiçbir şey istemiyordu. Gürültü etmediği için herkes artık ıstırap çekmiyor zanne- diyordu. Üçüncü devre en fenası idi. Suku- tu hayale uğrayan çocuk, annesinin hayalini şiddetle ıstıyordu Bık sık değişen ve her çocuğun malı olan hemşireler de onu hayal sukutuna uğratmışlardı. Çocuk sevilmediğine artık inanmıştı ve kimseyi sevmiye- cekti. Gülüyor, hattâ neş'eli gözükü- yordu ama "hakiki çocuk" değildi Bugün günden güne revaçta olan bir usul hastahaneye yatan çocukla- rın annelerıyle beraber yatmalarıdır. Bu çocukların iyileşme ümitleri dai- ma daha çoktur. Ameliyata giden ço- cuk ta son dakikaya kadar annesinin yanında olmalı.. Annesi sakin görün- meli ve onun maneviyatını takviye etmelidir. Hayat daima pembe değildir. Ha- yatta bazı zaruri ayrılıklar vardır. O zaman çocuk dikkat ve şefkatle i- dare edilmeli.. Mubalagaya kaçmadan yalnızlıktan, sevilmemek endişesin- den terkedilmiş olmak hissinden kur- tarılmalıdır. Ve anneler şunu unutmamalıdır- lar ki: ölçülü ve mantıklı, müsbet bir anne aşkının yerini tutacak olan ilâç henüz mevcut değildir. İngiltere Ağlayan Prenses prenses Margaret nihayet kararını verdi ve bunu milletine bildirdi. Bu karara İngiliz milleti, muhakkak ki hürmet edecek ve küçük prenses- lerini her samandan fazla, takdirle bağrına basacaktır. Ama gene mu- hakkak olan bir şey varsa, bu kara- rın milleti ve hattâ bütün dünyayı hayal sukutuna uğrattığıdır. 10 ya- şındaki çocuktan yaşlı ihtiyar kızla- ra kadar İngilterede herkes, bu izdi- vacın olmasını canı yürekten arzulu- yor gibiydi. Hele iki sevgılının buluş- malarından sonra, izdivaç- tan başka şekılde bıtebılmesı "pek haince bir şey olur" telâkkisi kuv- vetleniyordu.. Bir İngılız gazetesi "ar- tık karara varılsın, diyordu, veya- hut da şu hatırlansın ki can çekişen at bir kurşunla öldürülür, — ıstıraba terkedilmez!" Bu İngiliz gazetesinin acı acı ha- tırlattığı hadise nihayet vuku buldu. Margaret "ayrılık darbesi' 'ile ıstıra- bına son verme yolunu seçti. çunku uzun zamandır, hakiki bir ıstırap çekiyordu. 1053 senesinde bir gün, o annesinin boynuna atıla- rak: “— Yemin ederim ki Townsend ile evlenecegım" demişti Anne kraliçe, ilk “anda bir tuhaf Oldu. Townsend'i çok severdi ama bu ızdıvaç 'kilise ve hanedanlık prensip- lerince, uygunsuz bir izdivaçtı. kraliçe karşılarına çıkacak engeller- den haberdardı AKİS, 12 KASIM 1955 Towsend - Margaret Onlar ermediler muratlarına Hadiseyi ilk olarak dehşetle kar- şılayan Edimbourg Dükü Philip ol- muştu' Netice şu ki, yirmi dört sa- at içinde, Townsend'in vazifesi değiş- tirildi ve Brüksel'e tayın lun sırada Margaret annesi ile seyahat- te idi, bu yeni tayini duyunca, düştü bayıldı' Derhal Buckingham'a tele- fon açtı, haberin teyid edıldıgını du- yunca, hıçkıra hıçkıra annesinin kol- larına atıldı ve bir hafta ıstıraptan hasta yattı. İngıltereye döndüğü zaman her- kes ona "mahzun prenses" adını tak- mıştı. Çok sinirli idi. Herkesın ıçınde mütemadiyen sigara İçiİyı hiç gülmüyordu. Brükselle yeşıl telefon vasıtasıyle irtibata geçti. Yavaş ya- üzeldi, çünkü hiçbir şeyın onu sevgilisinden ayıramıyacagına artık azmetmişti. Madem ki 25 yaşma ge- lınce, tahttaki haklarından feragat edip Townsend ile evlenebilecekti, iki sene cesaret ve azimle, yalnızca mek- tuplarla ve telefonla iktifa ederek ya- şıyabilirdi. İşte bu devrededir ki, Margaret dos- tunu, düşmanını ayırmaya başla- mıştır. Düşmanları dostlarından fazla idi. Her ne kadar bunlar sadece kralıyet ailesinin ıyılıgını istiyorlarsa da, garet için bu izdivacı arzu etmeyen- ler o devırlerde, yalnızca birer düş- mand Çok sevdiği eniştesi Phi- lip, bunların başında idi Ve muhak- kak ki kraliçeye de tesir edıyordu Kraliçenin vaziyeti bambaşka, Ö kardeşinin mesut olmasını herkes- ten çok isterdi; mevkii dolayısiyle, bu işe hiç karışmıyacak, hadiselerin dı- şında kalacaktı. Efkârı umumiye ikiye ayrılmıştı. Bir kısım halk, bu izdivacı şiddetle arzu ediyordu; fakat bu arzu biraz da "kraliyetin ehemmiyeti" ni küçült- mek istiyenlerin beslediği arzu idi. Hadiseyi bir kalb ve aşk meselesi değil de, yalnızca kralıyetın ciddiye- tini muhafaz mek — bakımından tahlil edenler ıçın bu izdivaç mühim bir _gaf olacaktı e bu iki senelik bekleme dev- sınde, hadise bu cepheden Marga- rete müteaddit defalar anlatılmış ve tahttan feragat etmekle yalnız ken- dine değil, İngiliz kralıyetıne yapaca- ğı fenalık izah edilmişti sorların ızdıvacına taraftar olan Churchıll bile Margaretin karşı- sına düşman olarak çıktı. Çünkü Windsor'ların olduklarına, Churchill manmıyordu ve Townsend- Margaret ızdıvacının mesut bir neti- ce vereceği hakkında da şüpheli ıdı. Belki Churchill her ıkısını de çok iyi tanıyordu ve karakter bakımından uyuşamıyacaklarını Ve aradaki yaş farkını da düşünüyordu. Fakat Margaret bütün bu düşman- larla mücadele ediyor ve halkı gün- den güne daha çok kendi etrafına ka- zanıyordu Townsend ile evlenme az- mi, kilisenin şiddetli mukavemetine rağmen devam ediyor ve o, sabırsız- lıkla 25 yaşını bekliyordu. O gün geldi geçti, Margaret me- suttu. Artık karar vermekte serbest- ti, daha doğrusu kraliçeyi meseleye karıştırmadan, kimsenin başını der- sokmadan — işini halledecekti. Townsend İngiltereye döndü. "pren- sesi" ile uştu, zorluklar yenilmek üzere idi. Margaret düşmanlarını bi- rer birer mağlüp edecekti, fakat.. Mukaddes vazife Yepyeni — bir düşmanla karşılaştı... Bu Townsend'in kendisi idi. Hayır Albay onu, her zamandan çok sevi- yordu. Her zamandan çok ona âşıktı ama prensesinin karşısına yepyeni bir vazife, mukaddes bir vazife ile çı- kıyordu. Londraya ilk gelişinde yap- tığı resmi temaslarda kendisine ve- rilen bu mukaddes vazife, Margaret'i 23