YURTTA OLUP BİTENLER Muhalefet lideri Hamama giren terler çok meseleyi Meclise getirmek için hazırlıkları vardı. Bunların içinde is- pat hakkının lüzumunu bir defa da- ha belirtecek olanlar bulunuyordu. Seçme güçlüğü 19 lar başka bir güçlükle karşı kar- şıya bulunuyorlardı: taraftarları- nı seçmek. Zira bin partinin ipini çek- miş politikacılardan gazetesini bir türlü satamayan başmuharrirlere ka- dar türlü neviden sinek bu yeni çiçe- ğe konmak için sıra bekliyordu. Hal- buki 19 lar şahsiyetleri 1t1barıyle de bir mana ifade ediyorlardı. Giriştik- leri harekete umumi efkârca makbul Sayılmayan kimseleri — karıştırmak o an için bir fayda sağlasa dahi - büyük bir hata olur, eskimiş, yıpran- mış isimleri aralarına almak onları zayıflatırdı. Çok, ama inanılmıyacak kadar çok dikkatli bulunmaları lâ- zımdı. "İspat hakkı" tasarısından ev- vel memlekette Turan Güneşler. Ra- if Aybarlar, Ekrem Alicanlar ve di- ğerleri parlak bir şöhrete mi sahip- tiler? Hayır! Ama davalarının doğ- ruluğu ve denenmemiş şahsiyetlerine atfedilen samimiyet onları en kuv- vetli politikacılar haline getirmişti. Şimdi aynı yolda evam etmeleri, fersude şöhretleri ellerinin tersiyle it- meleri gerekirdi. Kırk yıllık Yani na- sıl Kani olmazsa, senelerden beri dal— kavuklukla vakit geçiren ve dem rasiyle alâkası dahi bulunmayan ha— reketieri teşvik etmekten kaleminde mürekkep kalmayan başmuharrirler de umumi efkârın önünde iadei iti- bar edemezlerdi. Kendi partilerinde muvaffak olamamış, çevirmek iste- diği dolaplar başlarına yıkılmış po- litikacılar 19 lara fayda değil, sarar verirlerdi. Bunlar yeni hareketi sö- mürmek için sıra ve fırsat bekliyor- lardı. Buna mukavemet etmek lâzım- dı. Bu ise çok zor- bir işti. Zira in- sanlar zayıftırlar. fîkırlerını değiş- tirmiş, Kendi kanaatlerini benimse- L0 Kapaktaki Partici Piraye 1950 senesi 14 Mayısından bir kaç vve!, Demokrat Parti Genel Piraye soyadı Bigat idi. O sıralar- da Demokrat Parti heyecanlı gün- ler yaşıyordu. Memlekette demok- rasi rejiminin getirdiği rahat ko- nuşma, serbest tenkid ve fıkırler- de bağımsız olabilmenin tazeliği se- ziliyordu. Bunlara önderlik eden Demokrat Parti idi ve bilhassa mü- nevverleri kendisine cezbediyordu. Herkes memleketin içinde bulun- duğu durumu - 1950 de - rahatça anlatabiliyor, liderler ile konuşu- yor, iktidar partisinin, kendi par- in t utumunıı istedikleri gibi tenkid edeb Pir Bıgat okumuş ve tah- silini demokratık memleketlerde yapmış genç bir Türk kızı olarak bu hareketi benımsıyor buna hay- ran oluyor ve Demokrat Partinin liderleri ile her türlü mevzu üze- rinde konuşuyor, hatta onları ten- kid etmesini biliyordu. Piraye Bi- gat Amerıkan Kız Kollejinden olmuş, İstanbul Hukuk Fakultesını bitirmişti. 1950 den i- i sene evvel, Amerika'ya gitmiş ve Bırleşmış Milletlerde vazife al- mıştı. Fakat, memleketindeki ha- va, demokratik hareketin genişle- mesi cezbesi onu da ü. Hiç bir maddi karşılık beklemeden Demokrat Partinin hizmetine giriyordu. Parti, Piraye miş görünenlere karşı yumuşak dav- ranmamak ellerinden gelmez. Hele biz Türkler için başka türlü hareket etmek daha da zordur. Ama 19 lar artık batılı ölçülerle düşünmeli, ha- reketlerinin üzerine yapışık "yeni" etiketini muhafaza etmek zorunda- dırlar. Siyasi mazi onlar için bir mi- yar olmalıdır ve her ne pahasına o- lursa olsun bundan fedakârlık etme- melidirler. Mücadelelerinin akıbeti buna sıkı sıkıya bağlıdır. P. den gelen teklif Fethi Çelikbaşın ifade ettıgı gıbı "19 ları almaya herkes talip" gö- zükmektedir. Nitekim Kasım_Gulek umumi kelimelerle de olsa İzmitte söylediği nutukta — "ispatçılar" için açık bir kapı bırakmıştır. Gerçi C. H. . Genel Sekreteri bir davet yapma- dığını, partiden vaktiyle ayrılmış o- lanların tekrar dönebileceklerini hay- li samandan beri tekrarlamakta bu- lunduğunu bildirmiştir ama C. H. P. de böyle bir arzunun mevcudıyetı gö- ze çarpmaktadır. Fakat bu. ham bir hayalden başka bir şey değildir. 19 ların C.H.P. ye girmeleri ne kendile- rine yarar, ne de C. H. P. nin bazı, Bigat Bigati'tan gereken şekilde istifade etmesini bildi, bilhassa — partinin me rkezinde propaganda — işlerinde kendisine vazife verdi. Demokrat Parti iktidara geldi, üzerinden beş sene geçti ve bu beş sene Piraye Bigat bir partili olarak kaldı. Seneler liderlere, liderlerin va- adlerine ço aybettirmişti. Geçen ay içimle toplanan Demok- rat Parti Büyük Kongresinde Pi- raye Bigat 19 ların partıden ihraç edilmeleri meselesine - hiç bir erkek delege cesaretle el koyama- mış iken - temas ediyor, bunun par- tinin tüzüğü ve prensipleri ile hiç bir zaman bagdaşamıyacağını söy- luyordu Bu söz! -bu haklı sözle- - kendisini tanıyan liderler tara- fmdan infial karşılanıyordu kü Piraye Bigat doğ söy- luyordu 195 eki ateşınden hiç bir şey kaybetmemişti 19 ların ıhracı aleyhinde bulu- nan Piraye , Kongre sonunda Haysıyet Dıvanına verildi. Kendi- si şimdi kararı beklemektedir. Zi- ra Haysıyet Dıvanı henüz bir ka- rar vermiş ildir. Ne hazindir ki, ileri oruşlu hır ınsan doğruyu nizamı ve partiyi alâkadar eden bir mevzuda konuştuğu için o te- şekkülden kovulmak istenilmiştir. Bu hazin gerçek, bir siyasi teşek- ülün beş sene içinde kaybettik- lerini gösteren en bariz delillerden birisidir. Piraye Bigat bütün mi- sallerin en taze ve en canlısıdır. çevrelerindeki kanaatin aksine ola- rak bu partiye.. Ancak müşterek bir cephede mücadele edileceğine liderlerin arasında bir temasın ması son derecede fayda verecektir. Bu temaslara öteki büyük partinin lideri Osman Bölükbaşı da dahil e- dilmelidir. Zira savaşın çok çetin ge- çeceğinden zerrece şüphe yoktur. Muhalefet bütün kuvvetini, bilhassa bu devrede teksif etmek ve kuvvet kaybına yol açmamak sorundadır. Fakat bu, elbette ki 19 ların C. H. P. veya başka bir Siyasi teşekküle- katılmalarından bambaşka mana ta- şıyacaktır Zaten doğrusu istenilirse 19 lar da hiç bir partiye girmiyeceklerdir. Onların hakiki partisi Demokrat Partidir. Onun ideallerini, onun fi- kir ve prensiplerini bazı kuruculara karşı yeni bir parti kurarak müda- faa etmek ve zafere ulaştırmak va- zifesini omuzlarma almışlardır Kul- lanacakları "müşteri" ler bundan 10 yıl evvel memlekette hakiki demok- rasiyi gerçekleştirmek için mücade- leye atılanlardan ibarettir. Bu, onlar için kâfi ve hasır bir kuvvettir. AKİS, 12 KASIM 1955