Kaçan kaçana Seyreden edene ile nesebi gayrı sahih bir pıyes, Bu- yük Tiyatro sahnesınd ata" adında sne temsil edılır- ken, Istanbuldan onbeş genç gelip, Yenişehirdeki Sanatsevenler Kulü- bü l sahnede "Kaçan kaçana" ile bir Amer kan komedısının temsılıne başladılar ” n kaçana" komedisi, öyle uzerınde uzun ezgi mun akaşa edile- bilecek cinsten bir r değil, bilâ- kis gayet hafif, zarif, köpiik gibi bir komedi. Seyircilerini güldürmekten başka bir gayesi yok sanılır. ' Eskiden sahne sanatkârı olan bir kadınla evlenmiş bulunan bir rahibin mutaassıplar nazarındaki hali, sah- ne hayatının serbestısınden bir papazının haremıne giren kadının du- rumu, ındaki — Almanlar, Amerıkalı askerler dindar kadının isterik tezahürleri, pıskopos amca.. bütün bunlar uzun a kısa fasıla- larla duşuncelerımızı çelıyor ama bi- zi yormuyor. Vakanın işlenişi, gül- dürme gayesine tıpatıp uymuş; kü- çücük tiyatro boşalırken herkes memnun.. Haldun Dormen, kendisi gıbı genç ve fedakâr arkadaşları ile gırı tığı bu teşebbusunde yalnız bırakılm: hdır, zira bu gençler sahnede goster— dıklerı başarı ile kendilerini seyre- denlerde büyük ümitler uyandırmış- tır. İstanbuldan on gün için Ankara ya gelen bu genç tıyatro heyetı, gör- düğü alâka ü ikametini bir o kadar daha uzatmaya mecbur olmuş- tur. Bu hadise, tıpkı geçen sene ay- nı sahnede temsil edilen Jezabel pi- yesinde olduğu üzere, Ankaranın bir hamle tiyatrosuna muhtaç oldugunu ispat etmekte, Ankaralı seyircinin Devlet Tiyatrosu repertuvarını tas- vip etmedığını anlatmaktadır kat anlayan kim 32 SPOR Futbol Federasyonun kararı Kasım 1955 Cumartesi günü en 5 ağır başlı gazetelerin spor say- fasına bir göz atan okuyucular İri puntolarla ü üzerine yazılan şöyle bir haberle karşılaştılar : "Fut- bol federasyonu yeni kararlar aldı"! Kararın mahiyeti madde madde sı- ralanmıştı. Bunlar içerisinde tasvib görenler olduğu gibi tenkit edilenler de mevcuttu ve doğrusu istenirse An- karada üç ı,_%un üst üste toplanan fe- deresyon elerinin almış oldukları bu kararlar Istanbul da spor mahfil lerinde iyi karşılanmadı. Muteakıp günlerde gazeteler bu mevzuda spor otoritelerinin çeşitli kanaatlerini gös- teren yazılarla doluydu. Bunların ek- serisi alman kararların aleyhındeydı Hele Seleksiyon ve Basın Komitesinin lağv edilmesi en çok şimşek çeken mevzular oluyordu. Bu komitelerin yerine bir teknik müşavere hey'eti kurulmuştu. İçerisindeki isimlere dik- katle bakılacak olursa aşağı yukarı bilinen şahıslar olduğu görülürdii Fe- derasyon bu komıteye çok ağır me- sulıyetler yüklüyor. Bütün işler tam bu komıtenın tasvibi ıle yapılacaktı Aman Yarabbi! bu garip bir karardı. Tıpkı' "Ş mek— tepler olmasa maarifi gul gıbı idare ederim" diyen nazır — gibi... Her- halde federasyon başkanı, kulüpler olmasa futbol işlerini gül gibi idare edecektı Teknik Hey'etin selâhiyeti- i gördükten sonra g yrı ıhtıyarı fe- derasyonun hikmeti vücudu düşün lebilirdi. Bu vazıyette federasyona yapacak hiç bir iş kalmıyordu. Tabii mesuliyeti de olmıyacaktı. Fakat u- nutulmuştu ki Beden Terbiyesi teş- kilâtına bağlı olan federasyon bu he- yet azalarına bu kadar geniş selâhi- yetler veremezdi. İstihdam ettiği a- zalara hattâ harcırah dahi - mevcut kanuna göre - veremiyordu. Baka- hm alınmış olan bu karar nasıl tat- bik edilebilecekti.. Lik maçları : Mithatpaşa Stadına hemen her gün cepten oldukça kuvvetli bir meb- lağ ödiyerek yolla an spor severler geride bıraktığımız pazar günü Ga- latasaray ile Beşıktaş arasında yapı- çe mücadeley r türlü unu- tamamışlardır Denılebılırkı bu güne tunluğuyle çıkan bir önünde aglıya ak 90 dakk nunda stadı terketmesi ender müş hadısele rdendi. Maçın bitiminde Mithatpaşa Stadının alt koridorla- rı bir bayram manzarası arzediyordu. Hele uzun, şışmanca, esmer bir şah- sın döktüğü göz yaşları yanında bu- lunanları da aynı şekılde aglatmıştı Esmer şahsı herkes tanıyordu. şıktaşın umum kaptanı Sadri Us- oğlu.. Ağlı. yordulamına bu bir te- essurden ziyade sevinç göz yaşları idi Futbolcular ise vazifelerini yap- mış nım, gurüurüu ve heyecanı İ- çındeydıler Beşıktaş tarafının sah- i buyd Gal iğer kısım yani a- tasaraylıların bulundukları cephede bir ölü sükütu vardı. Rakibi küçüm- semenın ve onunla alay etmenin ne- Beşiktaş — Galatasaray maçı Galibiyetten mağlubiyete AKİS, 12 KASIM 1955