KADIN Prenses Margaret Mahzun aşık bu izdivaçtan vazgeçirmekti. Çunku Ingılız imparatorluğunun, krallık r jiminin menfaati bunu elzem kılıyor— du. Townsend müthiş milliyetperver ve fevkalâde titiz bir vazife adamı Çok merhametli olduğu halde ha rpte, bu vazife aşkı ile düşman u- çaklarına saldırmış, onları düşürmüş- u adam n öldürmekten nefret ediyordu ve ılk tayyareyi dü- şürdüğü Zzaman, acıdan hareketsiz kalmış: "— Zavallıları öldürdüm" demiş- ti. Harp bitince onu kralın yaveri ola- rak aya tayin etmişlerdi. Townsend, teşrifatçı başı olmaktan aslında hoşlanmamıştı ama bu feyi de, çok kısa zamanda fevkalade bir surette başarmaya muvaffak ol- muştu. un için vazife Vazıfeydı ve memleketinin, bagl olduğu impara- torluğun menfaatleri nasıl ıcap etti- rirse Oyle hareket ederdi. va zıfesını de, dogrusu istiye- rek kabul mişti a madem ki Ingılız kralıyetının yuksek menfaat- leri mevzuba h t Townsend "evet" demıştı VIII i Edward'm tahttan aşk için feragatını birçokları gibi o da belki hoş gormemıştı Şimdi ken disi "Mrs. Simson" un oynadığı rolu oynamak ıstemıyordu Harbe gider- ken bu kadar cesaret toplamaya ih- tiyaç duymamıştı. İşte bunun içindir ki, ilk buluşma- ların sonsuz saadet ınden sonra, Townsend prensesını bulmaya gıder— ken hep o nüfuz edilmez, kapalı, dü- şuncelı hali muhafaza edıyord Mar- aret ise, son resimlerinde, yarı ağ- layan bir hal arzediyordu. Kimse bel— ki onu Townsend'den vazgeçiremezdi 24 ama Townsend bu işi de, başardı. Va- zife ve aşkı arasında ıstırap çeken genç prensese, azim ve fedakârlığın en son şeklini de gösterdi. Onu o d! rece ikna etti ki vazife yolunu seçer- ken Margaret âdeta mesut oldu. Eğer halktan bir insan olsaydı medeni nikâhla iktifa edebileceği mu- hakkaktı; fakat o krallık — ailesine mensuptu, etrafa iyi misal olmalıydı. Vazife bu bakımdan kıymet kazanı- yor ve körü körüne bir itaat olmak- tan çıkıyordu. Margaret Townsend hikâyesi böylece kapanmışa benziyor.. Fakat birçok romantik insanlar, bu hadiseyi yeni bir "Romeo-Juliet" romanı ola- rak vasıflandırmışlardır. "Margaret- Townsend" hadisesi menfi bir şekil- de bittiyse bile, yakında eski krali- yet evlenme kanununun çok mühim değişikliklere uğraması beklenmekte- dir. İtalya "Gina" nın kocasıyım! Karımla — 1947 senesinde tanışmış- tım.. O zaman on sekiz yaşınday- dı.. Subiaco şehrinde, marangoz olan babasının evinden Romaya şarkı ve resim dersleri almaya gelmişti Ben Milko Skofic çünkü adım mösyö Lollobrigida degıl Milko Skofic'tir - aslen Yugoslavyalıyım — ve Romaya 'tib tahsiline gitmiştim.. Otuz dört ya- şındayım; gözlerim yeşildir, — fakat ne anlatıyordum? 1047 senesinde ka- rımla seviştik ve evlendik. O zaman meşhur değildi. Bazı İîlmlerde figü- ranlık yapıyordu. Meşhur bir doktorun karısı olmak istiyordu. Fakat ne olduysa, ben meş- hur bir artistin kocası oluverdim! Vakıa doktorum ama, meşhur o- lacak kadar vakit bulamadım; karım parlayıverdi. Belki sanat insanı da- ha çabuk göklere uçurtuyordu. Ne- tice şuydu ki, doktorluk yapabile- cek kadar bile artık vaktim olmuyor- du. Evet karım birdenbire parlak bir sanatkar oluverdi. İtiraf edeyim ki, bu benim için pek de kolay bir şey değildi! Hayatımız hep "Lolo" nun muvaffakiyeti etrafında — dönüyordu. İlk defa Amerikadan parlak teklifler aldığı zaman, Lolo ile beraber seya- hat etmek ıstememıştım "— Senin işin ayrı, benimki ayrı, dedim. Sen f'ılm çevir, ben hastalara bakacağ Lolo yalnız gitti. Üç ay "altın ka- fes" te hapis hayatı yaşadıktan son- ra dört fazla kılo ve gözyaşları ara- sında eve dön — Bana şu kontratı imzalatmak istediler, dedi.. Bir şey anlıyamadım, hem de sana sormadan imzalamak ıstemedım Eger benı yalnız bırakır- san yapamıyacağım.. " Gina ağlıyordu. Kontratı okudum. Manasızdı.. Onu yırttık attık ve ye- ni vaziyet karşısında, — saadetimizi korumak ıçın neler yapacağımızı dü- şündük Eğer Gina meşhur olmuşsa, onun kabahatı yoktu. Birbirimizi se- viyorduk. Onun sanatını takdir edi- yordum. Onu terkedemezdim, hasta- larımı terkettim. "Lollobrigida" şir- ketini kurduk. Gazetecilerle ben ko- nuşurum; kontratları ben yaparım, senaryoları okur, ancak sanat bakı mından tatmınkar olanları kabul e deri Gına sanatını çok sever, evini de.. Bol uyku uyur, istediği yemegı hatta spaghetti'yi bile bol bol yer, jimnas- Gina hayranları arasında Ne mutlu omuzuna alana AKİS, 12 KASIM 1955