Bayar sergide alâkadar — oldu Çok grafıt ihtiva eden bir termal reaktörün küçük bir temsili maketi yapılmış. Bu- rada, reaktörden çıkan enerji fazla arttı- ğı zaman patlamanın önüne geçmek için kontrol çubuklarının nasıl derhal reak- tör içine sokuldukları görülüyor. Elek- trik santrallarında kullanılacak reaktör- lere ait de bir iki küçük maket var. Bu maketlerden, uranyum reaktörünün kö- T ocağının yerini nasıl aldığı kolayca . Daha ileride radyo - izotop- ide, tıpta ve ziraattaki çeşitli tatbikatından ornekler ve fotoğraflar var. AKİS'te şimdiye kadar bir çok defa bah- settiğimiz bu tatbikata ait inandırıcı re- simler görmek mümkün. Bu kısmı gezen- lerin en çok ilgisini çeken şeylerden biri- si atom fabrikalarında radyoaktif tozlar ihtiva eden odalara giren işçilere giydi- rilen plastik elbise, öteki de reaktörden çıkan bölünme mahsulleri gibi fazla rad- yoaktif olan cisimleri uzaktan tutabil- mek için kullanılanı robot eller cihazı- dır. Radyoaktif bölgenin bir kaç metre uzağında ve bir cam duvar arkasında duran bir operatör, bu madeni eller yar- dımıyla radyoaktif malzemeyi istediği gi- bi kullanabilmekte, kendi elleriyle yap- mak isteyeceği hemen her hareketi yapa- bilmektedir, Atom sergisi halktan büyük bir ilgi görüyor. Serginin bulunduğu koridorlar âdeta kalabalıktan — geçilmez olmuştur. Öğleden sonraları 3.5 ile 8.5 arasında açık olan sergiyi gezenlere Fen Fakültesi öğrencileri izahat veriyorlar. Sergi 6 Ka- sıma tadar devam edecek, sonra İstan- bul'a götürülecektir. 28 T Hastalıklar Tansiyon Boyu L75 di. Çıplak 90 kılo gelıyor— du. Yanakları kıpkırmızı Yü- zünde burnunun üzerinde, şakaklarında büklüm büklüm pembe damarlar vardı. Kızdığı zaman bunların atışı uzaktan görünürdü. —Yokuş, merdiven çıkmakta zorluk çeker, solur, tıkanırdı. Kulakların- da uğultu, baş dönmesi, baş ağrısı, çar- pıntı vardı. Geceleri rahat yatamazdı. Hele fazla yemek yer, birkaç kadeh bir şey alırsa daha da rahatsız olurdu. Çok sigara içiyordu. Doktorların tavsiyesine rağmen bunu bir türlü bırakamamıştı. Doktorların da nihayet polisi, jandarma- sı, inzibatı yoktu. Ellerini kollarını bağ- layarak kendisini menedemezlerdi. Küçük bir memurdu. Şehrin uzak semtinde bir evde oturuyordu. İşine yayan derdi . erine, bazı tavsiyelerin tersine boyuna delik acıyordu. Bir kış günü vazi- fe başında hastalandı. Dudaklarında ve ellerinde — büzüşme, yuşukluk — vardı» Söylenenleri anlıyamıyor, hatırlayamıyor, çalışamıyordu. Yazıları titrek bir şekilde yaranış, daire müdürü bunları sökmekte zorluk çekmişti. Sonra yüzüne bakmış, terli ve sıkıntılı olduğunu görmüş, hasta olduğunu anlamış, hekime haber yolla- mıştı. Hemen yetişen doktor tansiyonu- nu Ölçünce iş anlaşıldı. Tansiyon 24 dü. Bunun biraz ilerisi ölüm demekti. Şim- dilik bir spazm — geçiriyordu. ambulans çağırılmış, evine hekimle bera- I P ber gönderilmişti. Başına buz koymuş- lardı. Damarından iğneler yapılmıştı. Birkaç gün sıkı perhize alınmıştı. Yeni- den yapılan bir ölçmede tansiyon düşük bulunmuştu. Sonra doktor kendisini sıh- hi kurula yollamış, idrar, kan tahlilleri yapılmış, göz dibi muayene edilmiş ve üç hava değişimi verilmişti. bunlara rağmen yine kollarında uyuşuk- luk hissediyor. Yine başı dönüyor, ka- lakları uğulduyor, göğsünde ağrılar olu- yordu. Yine yokuş ve merdiven çıkamı- yordu. Rahat çalışamayordu. Adeta ma- lül bir hale gelmişti. Hekimlerle dost ve akraba gibi olmuştu. Yatağının baş u- cunda hergün yeni yeni ilâçlar Deliriyor- du. Evin yemek şekli değişmişti. Sebzeler, meyvalar, tuzsuz yemeklerden müteşek- kildi. Tadsız ve zevksizdi. Çoluk çocuk da bu saman gibi yemekten yemek zorun- da kalmıştı. Acaba cehennem azabı gibi karşısına çıkan, yakasını bırakmıyan bu tansiyon hastalığı neydi? derde ne- den, nasıl tutulmuştu? Nasıl çâre bula- caktı? Kısa notlar Artık aklını hastalığına vermişti. Bu hususta kitaplar okuyor, hekimleri dinliyor, bilgi edinmeğe çalışıyordu. Duyduklarını, öğrendiklerini kısa notlar halinde tesbit ediyordu: Tansivon yüksekliğinin sebeplerı çok- tu. Bazılarının neden Zorlama, heyecan, çerden, eklampsi, baş ağrısı, ğu belliydi. sinir eksitasyonlan, i- dışardan zehirlenmeler (üremi, kurşun zehirlenmesi...) yarım tabes krizleri, böbrek üstü be- Hastalığın yatağa mıhladıkları Sebebi meçhul dert AKİS, 29 Ekim 1955