YURTTA OLUP BİTENLER girmedi. Konuşması gürültüyle karşılanan bir başka milletvekili C.M.P. den is- tifa etmiş bulunan Osman Alişiroğ- luydu. Osman Alişiroglu ekalliyetin Türklerden daima — misafirperverlik gördüğünü söyleyince bazı milletve- killeri itiraz ettiler, sesler yükseldi. Başkan bunların sebebini keşfe ça- lışıyordu. Bunun üzerine kâtip Atil- lâ Konuk, Refik Koraltanın kulağına bir şeyler fısıldadı. Başkan o zaman müdahale etti ve Türkiyede ekalli- yet diye bir sınıf olmadığını, herke- sin, Türk sayıldıgını misafirden bah- setmenin yersiz bulunduğunu kükre- yen bir sesle bildirdi ve alkışlandı. Fakat aynı hatibin Adnan Menderes Kabinesinin istifa etmesi — gerektiği yolundaki sözleri D.P. gurubunun tirazlarına yol açmadı. Milletvekille- Buyuk Millet rinin önünden bu feci levhaları defet- mek istiyormuş gibi elini yüzüne ka- pamıştı. Mecliste herkes ıstırap için- deydi. Bu, mılletvekıllerının çehrele- rınden anlaşılıyordu Üzü im- kânsızdı, ama Hacopulosun sözleri- nin dogrulugu da ortadaydı. hatibin konuşmasını başbakan dahi alkışladı H mütecavizleri — tel'in et- mekte ittifak ediyordu. Fakat üze- rinde ittifak edilen başka bir nokta vardı: hükümet kuvvetleri gerektiği gibi müdahale etmemişler, önlenebi- lecek hadiseleri önlememişlerdi. Ni- tekim biraz sonra Başbakan Adnan Menderes ve yardımcısı Fuad Köp- rülü de bunu kabul edecekler, bir kı- sım kuvvetlerin iyi çalışmadığını biz- zat söyliyeceklerdi. akat Türkiye Meclisi hareketleri çin kürsüye geldiğinde hakikat ol- duğuna inandığı aynı cümleyi tek- rarladığında sözü yeniden kesildi. Meclisten "kehanet istemiyoruz" ses- leri yükseliyordu. Hikmet Bayurun da konuşması yarıda bıraktırıldı. Hikmet Bayur seker kıtlığından ve muhalefetin kendince vazifelerinden bahsetmeye başlamıştı. Bu hâdiselerden sonradır ki hü- kümet adına Fuad Köprülü söz aldı. Başbakan yardımcısı evvelâ iki muhalefet partisi arasındaki görü birliğini yadırgar mahiyette sözlerle işe başladı. Ondan sonra hadiseleri, memleketin içinde uzun zamandan beri yaratılan havaya atfetmek ve muhalefeti mesul görür bir kaç cüm- le sarfetti. Fakat Meclisin bu hare- ket tarzını tam mânasiyle tasvip et- mediği görülüyordu. FFuad Köprülü Türkiye Buyuk Mıllet Meclisi içtima halinde ri bu sözleri büyük bir sükünetle din- lediler. uki Osman Alişiroglu Başbakanı 1stıfaya davet ediyordu. Rum ve ermeni hatipler Günün — en alâka uyandırıcı konuş— malarından ikisini D. ve rum iki milletvekili yaptılar hassa Hacopulos'un konuşması pek Çok acı noktayı ihtiva ediyordu. İs- tanbulini rum milletvekili bizzat ken- di başına gelenleri anlattı. Polisin ha- iseye nasıl müdahale — etmediğinin delıllerını verdi. Tecavüzleri tefinde tam y ittifak sanki bir tek insanmış gibi red ve nefretle tel'in ediyordu. Bunlar Türk milletine mal edilemezlerdi. Bizim yapabileceğimiz şeyler değildi. — Bir takım soysuzların marifetinden iba- retti. Türklerin tarihinde kilise yak- ma Ğ açmak yoktu. İstanbul fethedıldıgı sırada bile Fatih hiç kim- senin dinine karışmamış, mabedlere el sürmemişti. Meclis büyük bir heyecan içindey- di. Hayır, yapılanlar Türklere mal e- dilemezdi. Hükümet konuşuy Birk konuştu. Busı- — O kadar ki, dedi, sanki em- niyet kuvvetleri um daşl TI degıl mütecavizleri himaye edi- yordu Hacopulos seksen yaşındaki anne ve babasının nasıl — tartaklandığını, kıhselerm nasıl — yakıldığını bir bir öyledi. Bu sırada Başbakan gözle- 6 rada Hamdullah Suphi Tanrıöve- rin eger İngiltere Kıbrıstan ayrılırsa adanın bize verilmiyeceğine dair Söz- leri gürültülerle karşılandı, hatip sö- zünü yanda bırakmak zorunda kaldı. Fakat ikinci celsede bunları izah i- tecavüzlerin birden bire geliştiğini söyledi ve hükümetin haberdar bu- lunduğunu bildirdi. Bu söz hükümet sözcüsünün ağzından beklenmiyordu. Herkes buz gibi donup kaldı. Başba- kan yardımcısı hükümetin haberdar bulunduğunu, fakat zamanını tayin edemediğini ifade ediyordu. Fua Köprülü arkadan bunu Amerikanın ikinci dünya harbine katılmasına yol açan Pearl Harbour baskınına ben- zetti. Yardımcısı konuşurken Başbakan evvelâ kabineye ayrılan yerden kalk- tı, gitti milletvekillerinin arasına o- turdu, sonra yerine döndü. Fakat o- rada da çok kalmam, üçüncü defa o- larak köşeye, Samed Ağaoğlunun bi- tişiğine geçti. Nihayet Fatin Rüştü Zorlunun yanında karar kıldı. Fuad Köprülünün hükümetin ha- AKİS, 17 EYLÜL 1955