bilmiş son bir kaç orman parçasını silip süpüren yangın felâketlerinin henüz dumanları tüterken şimdi bir de seylâp âfetleri başlamış bulunu- yor. Artık her yıl' memleketin şu veya bu bölgelerinin seller — altında kalması beklenen ve tabit — karşıla- nan hadiseler arasına girdi. Bu bir orman meselesidir. Ormanlar Türki- yede mahvolmaktadır. Türkiye bir seller diyarı olmaya bu gidişle mah- kümdur. Tabiatın, kendi azgın kuv- vetlerine bizzat kendısının koyduğu maniler insan oğlunun elıyle mahve- dildikten sonra gene eliyle kurulacak — tesisler duramıyacaklardır. kuvvetleri durduran onlara faydalı olmak vasfim kazandıran ta- bii varlıkların başında gelir Ormanlar Türkiyede ziraat kuraklılığın pen- çesinde kıvranır. ık bir orman meselesidir. Türkiye topragı kısırlaş- ma tehlikesinin kucağındadır. Kısır- laşma, yabanlaşma, bir aşınma ve ta- şınma meselesidir. Aşınma ve taşın- bir orman problemidir. Türkiye- de beldeler her yıl artan bir sel fe- lâketi ile karşı karşıyadır. Sel sattan evvel veya rasgele bir zaman- da gelirse ekseri ahvalde mahsulü de mahveder. Sel bir orman meselesi- dir. Hayvancılık ziraatle el ele yürü- tülmek gereken, onun gibi bir ku- raklık v.s. gibi iklim ve hava şartla- rına tabi bir iktisadi faaliyet kolu- dur. O halde hayvancılık bir orman meselesidir. Bu suretle gidilirse or- man varlığına kendiliğinden veya bir vasıtayla bağlanmıyacak hemen hiç bir memleket meselesi yok gibidir. İş- te orman davası Türkiye için bir a- na varlık davasıdır derken bu sözle yukarıda bir. kaçını sıraladıgımız re- aliteler anlatılmak isten Fakat bü tün bu hakikatlere ragmen Turkıye ormansızlığa doğru dört nala mesa- fe almaktadır. Ve bunda malesef ve binlerce defa maalesef, orman içinde veya kenarında yaşıyan 6 milyon nü- fusun seçimlerde hesaba katıldığı zaman kader üzerinde nihai rolü oy- nayacagı düşünülen reyi büyük çap- ta müessir olmaktadır. Türkiye için orman davası bir seçim, bir parti, bir ekseriyet, şu veya — bu şekilde bir menfaat, bir nesıl meselesi olamaz. Bu neslin, bu e şuursuzca gele- cek nesillerin haklariyle, var olabil- me imkânlariyle oynayabilmesi aklın alacagı bir şey değildir. Bizim idraki- miz bu gidişi anlamakta ve izahta â- ciz - kalıyor. Muhalefet yıllarında orman me- selesini başlıca bir istismar vasıtası haline getiren bugünkü iktidar par- tisi, iktidara geçtikten sonra da, hiç değilse, bu yoldaki gidiş süratini ya- vaşlatmamış; belki bilâkis arttırmış- tır. Bu gidişle tarih karşısında nasıl bir durumda kalacağını, ne turlu bir adla adlandırılacagını nme Za- manı bizim ka endisi 1çın de gel- miş olmalıdır artık' Türkiye ormanlarının mahvoluşu karşısında gösterilen — bigânelik ay- nen ormancılık mesleği ve bu mesle- AKİS, 17 EYLÜL 1955 ğin kadrosuna karşı da gosterılmek— tedir. Biz bu yazımızda asil bunun zerinde durmak istemiştik. Yurekler acısı hal sözün bu konuya intikalini elde olmıyarak geciktirdi. Bir . — mütehassısın — anlattıkları ir aç yıl önce bir ormancılık mütehassısının izahlarını — dinle- mek fırsatını bulmuştuk. Mütehassı- sın fikrine göre, Türkiyede ilmi ya- hut modern mânada ormancılık ya- pılabilmek için en az 5-6 bin yüksek tahsil görmüş yüksek orman mühen- disine ihtiyaç vardır. Yine ayni zatın bılgısıne göre, ki bizzat öğrenebilmek bilmek durumunda idi, ormancı- lık işlerini yürütmeye memur teşki- lâtın elinde - Orman Genel Müdürlü- ğü - ancak ve ancak 500 kadar yük- sek mühendis bulunuyordu. Bunun da bir kısmı Ankarada ve diğer il merkezlerinde sırf büro ve kırtasiye işleriyle meşguldü. Geçen bir kaç yıl içinde gördüğümüz ve duyduğumuz. Nedim Ökmen Davaların en büyüğü hadiseler durumunun bugü den daha da kötüye gider şekılde ge— liştiğine hükmetmeye verdire- cek tarzda gelişmişlerdir. Türkiyede ormancı, liseden sonra, en son ilmi metodlara göre araştırma ve tedrisat yapan bir fakültede dört yıllık ilmi ve mesleki bir tahsille ye- tişir. Genç ormancı buradan gönlü, vicdanı ve aklı tam mânasiyle heye- can dolu, iman dolu olarak çıkar, da- ha doğrusu çıkardı. Şimdi, bunca o- lup biten görüldükten sonra, ayni heyecan ve imanın devam etmesi, e- debilmesi hususunda, — açık soylıye— lim, bizim şüphemiz 'vardır. Ama biz her şeye rağmen bu ruhun devamını candan dileriz. Genç orman mühendisi, Fakülte- den ayrılıp hayata atıldığının daha ertesi günü hayatın hemen Türkiye- de hiç bir yüksek tahsil mezunu gen- ce göstermediği nice meşakkatle kar- İKTİSADİ VE MALİ SAHADA şı karşıya mevsiminde gelir. Kesim ve istihsal milyonlar — değerindeki milli servetin mesuliyeti onun üÜüze- rindedir. En iptidai şartlarla ve vası- talarla millet malına zarar getirme- den istihsal işini tamamlamak onun işidir. Bereket versin ki istihsal, Türkiye ormanlarında şimdi cüzidir» Günlerce at veya katır sırtında, jan- darma misali» — kaçakçı kovalamak onun vazifesidir. Her gün ormanda veya bir dağ başında yırtıcı bir hay- van ve bundan daha çok tehlikeli o- lan orman kundakçısının ve orman kaçakçısının silâhı ile karşı karşıya olan odur. Kanunen kendilerine yetki veril- miş meslek erbabı bir tarafa, mes- leği uğrunda kaatil ve mahküm ol- muş, ormancıdan başka, bir meslek erbabı — gösteremezsiniz. 1 en asgari medeni insan ihtiyaçlarından mahrum bir şekilde kaderini ve çilesini doldurmaya ade- ta mahküm edilmiştir. Üstelik bir de evlenmişse bir kaç canı daha bu gül- mek nedir bılmıyen kaderine ortak etmiş demek Şu saydıgımız emek ve bunca me- şakkatin karşılığı, , mükâfatı — nedir bilir. misiniz? Otuz lira asli maaşın karşılığı olan 187 lira ile, geceyi or- manda geçirmek şartı ile alacağı bil- mem kaç kuruşluk harcırah! ra hemen cemiyet nazarında küçük görülme ile haksız gadre uğramayı rahat rahat ilâve edebilirsiniz. İşte Türkiyede orman dâvası böy- lece hal olunacaktır. Türkiye bugün bilmem hangi ha- nende hanım veya beyine ödenen se- ans ücretinin üç veya dört rakamlı ve pek muhterem bir milletvekili- muharrırın de ifade ettiği gibi, husu- si otomobillere ödenen bedelleri beş veya altı rakamlı sayıların ifade et- tiği bir memlekett Halbuki söz Vardır der ki: "Her nimet bir hizmet karşılıgıdır Yahut her hizmet bir nimet karşılığıdır." ördüğümüz nice hizmetlere te- min ettiğimiz malüm nimetlerle bu davalar yürüyem Or davasında ciddi — olmaya karar verdiğimiz zaman ilk yapaca- ğımız işlerin başında onun gönülden sahibi ormancının durumunu ele al- mak gelmelidir. Ormancılığa, cidden lâyık olduğu, şeref]ı durumu kazan-, dırmalıyız. Bunun için Orman, Fakül- tesini İstanbul Unıversıtesınden ayı- rıp Teknik Üniversiteye ağlamak, mahiyet itibariyle, — çok isabetli bir hareket olacaktır. Bu yoldan teknik Üniversite mezunu kek orman mühendisine çok daha geniş iş ve kazanç imkânları kazandırılmış olur. Biz meselenin halli için daha uygun bir hal şeklinin mevcut olduğuna ka- ni bulunmuyoruz. Fransa İhracatın tanzimi Son —günlerde Fransız ihraç reji- minde oldukça esaslı değişiklikler yapılmıştır. Her memlekette olduğu 15