KİTAPLAR HARAÇ MEZAT (Şiirler, yazan: Suat Taser, Ya- yınlıyan: Seçilmiş Hikâyeler, fiyatı 100 kuruş, basıldığı yer: Son Hava- dis Matbaası, Ankara). Bir yıldan fazla oluyor sanıyorum, onusunda söz etmek, bir çe şit yiğitlik oldu. Şiir alanını, şiir ko- nusunu naraca kesenler, doğrusunu ıstersenız, kışının sozunu agzına tı- yetle; ya da söylenene, yazılana ka- tılmadığınızı belirtmek isteseniz, def- terinizi dürüveriyorlar. "Aksiyon" lu, "fonksıyon lu, "sosyal" li, "milli" li, atı" h, "Doğu" lu bir hücuma uğ- ruyorsunuz ki. me gitsin. "Aman" zaman" dinlemeden hesabınız görülü- veriyor. Eh, sanata, şiire saygınız varsa, bu saygı sizi böyle bir savaşa gir- mekten alıkoyuyor. Biliyorsunuz ki, “şiir" in derdiyle bu "celalli bilgin" lerin derdi bir değil. Yol, çıkar yol değil Susuyorsunuz. m da bu değil benim. Bir şi- ir kitabı üzerine bir kaç satır yazma isteğini, duyunca, ister istemez bun- göster bir yiğitlik, bir çift lafını söy- verince, başıma gelmesi muhtemel kaza ve belâyı" da şöyle- ce belirtmekle "akıbetimin, hal-ü kâr- da tarafı âcizanemce malüm" olduğu- nu söylemek istedim * Ben size, tutup dörtlük okusam “Bu tende bu can — mermidir ha- gelınce vatan — çeker düşürür tetiğini" ne dersiniz? Ucuz bir kahraman- lık şiiri mi bu ? Bir yalancı pehlivan- hk edası var mı bu dört küçük mıs- rada? Peki, böylesine bir duruluk i- çinde. böylesine canlı, gerçek bir va- tanseverlik duygusunun dillendirildi- ine rastladınız mı? — Bu işin fikir yönü. Sanat yönünü de inceleriz. şöyle bir küçük Biçimi, dili, deyişi nasıl buldunuz? Büyük bir duygunun, dört küçük mısrada bıçimlenip, kişinin yüreğini "hop" vermesi, bize, usta bir — sanatçıyla kargı karşıya olduğumuzu anlatmı- yor mu? Ta m. Bu dört mısra, vatanse- ver bir şairindir. Gerçek sanatçı her zaman düzen- den, barıştan, esenlikten yana çık- Bunca yıl dövüştükten, mil- yonların kanı yıllarca akıp durduk- tan sonra, dunyanııı bir barış özlemi vardı. Bu özlemi kim duymadı ki? Yurdumuzu kalkındırmak, daha iyi yaşamak, geleceğe milletçe güven- mek istemiyor muyuz? Ama, olaylar AKİS, 17 EYLÜL 1955 kişioğlunun bu derin özlemine karşı- dır. Kişioğlunun yarım kalan, ger- çekleşemeyen özlemini, sanatçı söy- ler: “Böyle mi olacaktı — hani öksüz- ler sevinecek — dullar yetimler gü- lecekti hani — kahpe bahar böyle mi gelecekti — — barışsız çırılçıplak perişan" Böyle mi olacaktı — — söyleyin bre dağlar taşlar — kurtlar kuşlar — kanlar boşuna mı ak Kişioğlunun bir buyuk özlemini bu mısralarda buluyor musunuz? Tamam. Bu, yüreği kişioğlunun e- senliği için çarpan bir şairin mısra- larıdır. Bir yoklayın kendinizi, geçmişi- nizde, birikmiş anılarınızın içinde şu mısraları sarıp sarmalayacak bir şey bulacaksınızdır: Suat Taşer Sahavet hanımın — rüyası “Pencerem dağlara karşı — rüzgâr değer anlıma hafiften — Akasya- lar çiçek acar yaprak döker — sarışın bir kız ağlar — hafızamda gizliden" "Yağmurla bir gecede öptüydüm — avuçları sıcacıktı — öptükçe su- sadı sevdikçe acıklıydı" "Nice yağmurlar yağdı — nice ka- ranlıklar indi toprağa — gelge- lelim — aynı sarışını bulamadım bir daha" sıl? içinizin bir köşesinde giz- li kalmış, tatlı tatlı acıyan bir yanı- nızı söylemiyor mu bu şiir? Tamam. Bu şiiri yazan, kişisel duygulara, aşka, anılara saygılı, de- diğini ustaca biçimleyen bir şairdir. * Sözü ne uzatıp duruyorum? Şöyle güleç bir yüzle, içinize aydınlık ge- tiren, umud veren şiir mi okumak istiyorsunuz? Size bir kaç isim ve- reyim: "İstanbul'a Bak" 1 okuyunuz. "İyi Niyetle" yi okuyunuz, "Dürdane Kız" 1, 'Karşıki Evde Bir Horoz öt- tü" yü, —"Kulakları Çınlıyası" yı, "Sevdalara Karşı," yı, "Kız İster Ki" “Pencere Güzeli" ni okuyunuz. "Sahavet Hanım" 1 zaten tanıyorsu- nuz. Taşlama mı istiyorsunuz? İşte size bir kaç isim de ondan: "Bilme- ce Bildirmece", "Dolap Beygiri I -II" "Şu Allanın İşleri”. Sürçmeyen bir dil: ta bir deyiş, Öz'e uy: sinin hayatından, hayatının her yö- nünden, duygusundan, düşüncesinden örülmü ö alın teri dökül- Arı. duru, Us- şiir susuzluğunuzu giderm deyseniz bu kitabi okuyacaksınız “Haraç Mezat" böyle bir kitaptır. Sahi! Suat Taşer'i, sanki ben mi size anlatacağım. 900 ÜNCÜ YILDÖNÜMÜ DEVLETİMİZİN KURULUŞU (Yazan : Atsız. İlaveli ikinci ba- sım. İstanbul 1955 — Türkiye Ticaret Matbaası. 94 sayfa, fiyatı : 100 kuruş.) Devletimizin — başlangıcı ve kuruluş zamanı, tarih anlayışlarına gore değişmiştir. Eskiden Hicri başlatılan Milli Tarihimiz, şimdi 1071 tarihçilerinden bize intikal etmiş bir zihniyetin neticesidir. Bu kitapta, Önasyada kurulmuş o- lan devletimizin tarihi 1040 ta ka- zanılan Dendanekan Meydan Muha- rebesiyle Horasanda başlatılıyor. Sel- çuk Hanedanından sonra bu devletin başında Cengiz Hanedanının bulun- duğu, Cengiz İmparatorluğunun ba- tı kolu olan İlhanlılarla garba doğ- ru genişlediği, ve yazara göre birer Uç Beyi olan Osman Gazi ve Orhan Gazi ile yeni bir safhaya giren dev- letimizin Mayıs 1040 ta 900 üncü yılını doldurduğu belirtilerek — Türk Milletinin batıda kurduğu — devletin bir destan olan tarihi gözden geçiri- liyor. yıl kadar evvel Japonlar, çoğu ayanan tarihlerinin 2600 , Portekiz — kuruluşunun 800 üncü yılını kutladı. Türk D tinin tamamen vesikalara dayanan 900 yılının ifade ettiği mâna büyük- tür. Büyük bayram vesilesidir. Kitap, böyle bir günde gösterdiğimiz atale- te karşı, geçmişi ile iftihar eden bir Türkün uyanıklığını da ifade etmek- tedir. Simdi, bizim yapabileceğimiz iş, bu kıtabı okuyarak, farkında ol- madığımız bir bayrama geç de olsa katılmaktır. 31