Foster Dulles Menfaatler 3. Sınırlar meselesi: Dulles a- çıklanan plânında şimdiki sınırların kesin olmadığını, hak ve nısfet kai- delerine göre yeniden çizilebileceğini söylüyordu. Fakat o kadar... Esas mesele bu hak ve nısfet kaidelerini kimin tesbit edeceği ve kimin tatbik edeceğiydi. Dulles onuda fazla sarahate yanaşmıyordu. Gecen haftaki çarpışmalar Dullesin — açıkladığı plan henüz Arap etleri ve İsrail tarafından ce- Vaplandmlmadan Mısır - İsrail sını- çarpışmaların re çarpışmalar Gazze bölgesinde vu- ku bulmuştu. Bu bölge ise gerçekten netameli bir yerdi. Hemen her ger- ginlik buradan çıkıyor her çarpışma burada başl seferkı karışıklık tahminler hilâfına oldukça Uuzun sürmüştür. Hâdiseye hangi taraf m sebebiyet ver- diği kati olarak bilinememekte, fa- kat çarpışmaların iki saat kadar de- vam eden karşılıklı ateş teatisi ile başladıgı söylenmekteydi. İlk savaş gününün hemen ertesinde Birleşmiş * Milletler mütareke komisyonu baş- kanı General Edson Burns derhal vaka mahalline giderek ateş kesilme- sini istemiştir. Ateş kes teklifi Mısırlılar tarafın- dan kabul edilmiş, fakat İsrail buna yanaşmamıştır. Israıl ateş kesmek için Mısırın bu seferki hadiselerin mesuliyetini yüklenmesini istiyordu Bu teklif bütün Arap devletlerini kız- dırmış, Türk - Irak paktının imza- sından beri Arap dünyasında beliren ayrılıkları bir an için ortadan kal- AKİS, 17 EYLÜL 1955 dırarak bütün Arapları İsraile karşı cephe almaya sevketmiştir. Bu ara- da Irakın Mısıra yardım teklifi Arap devletleri arasında İsraile karşı olan cephe birliğini göstermek bakımın- dan manalıdır, Gazze civarında bulunan sularda balık avlamak isteyen bir devlet de Rusya olmuştur. İlk hadiselerin he- men ertesinde Amerikan Dışişleri Bakanı FFoster Dulles tarafından Rusyanın Arap devletlerine silâh sat- mak teklifinde bulunduğu açıklan- mıştır. Dulles bu haberi verdiği ba- sın konferansında Arap devletlerinin istedikleri devletten silah satın a makta serbest olduğunu, ancak Rus- yanın bu hareketinin Cenevre konfe- ransından sonra yaratılan dostluk ve sulh havasına aykırı düştüğünü söy- lemeyi de unutmamıştı. Bu sözler hem Rusyayı, hem de Arapları kız- dırmıştır. Şu satırların yazıldığı sırada alı- nan haberler bu mıntakada her gün ayrı bir hadisenin vuku bulduğunu Ve her iki tarafın da küçümsenemi- yecek kayıplar verdiğini gösteriyor- u. Bu son hadiseler bir kere daha belirtiyor ki Batılı devletlerce bir is- tikrara kavuşturulmak isteyen bu bölge İsrail Mısır ihtilâfı bir hal tarzına baglanmadan hür dünyanın dur emellerıne hız edecek bir ma gelemez. Bu 1htılaf1n halli için de her şeyden önce tali meseleleri bir ta- rafa bırakarak esas davanın ciddi- yet ve cesaretle ele alınması gerekir. Mısır ve diğer Arap devletleri İsra- ili tanıyıp, onunla yanyana yaşama- ya razı olacaklar mıdır? Esas dava budur ve kolay kolay halledilecek cinsten değildir. Arap devletleri re- aliteleri gören ve onlara göre hare- ket eden idarecilere sahip olmadık- ça veya şimdi iş başında bulunanlar itidale yanaşmadıkça Arap - İsrail ihtilâfı Yakın Doğunun bağrında iş- leyen bir yara olarak kalmakta de- vam edecekti Bir istifa Bir yandan Mısır - İsrail gerginliği bütün şiddetiyle devam ederken, diğer yandan aynı günlerde Kahire gazetelerinin "Cemiyet hayatı" sü- tunlarında da şaşırtıcı bir havadis veriliyordu: Mısır Milli İstikamet Ba- kanı ve Sudan işlerini idare ile gö- revli Yüzbaşı Salah Salim bir müd- "izinli" addediliyordu. Gerçi bu Mısır İhtilal Konseyinin bu asli ve faal üyesine işbaşına geldıgınden beri verilen ilk izin değildi. Sala lim bundan önce de birkaç kere 1ş başından uzaklaştırılmış ve — son tekrar vazifesine avdet etmişti. Ge— çen Ağustos ayında Arap memleket— lerıne yaptıgı ziyaretten sonra kus bir müddet için işten uzaklaştırıldıgı halâ hatırlardadır. Bu bakımdan, ye- ni haberin taaccüple karşılanmama- sı gerekiyordu. Fakat havadis şu ba- kımdan şaşırtıcıdır: verilen 1zn1 Sa- lah Salimin istifası takip — etmiştir. Bu, Milli İstikamet Bakanı ile Ihtılal DÜNYADA OLUP BİTENLER Konseyi arasındaki fikir ve görüş ayrılığının bu sefer ciddi olduğunu göstermektedir. İstifanın sebebi nedir? Yakın Do- ğu olaylarını yakından takip eden- ler Mısır İstikamet Bakanının istifa- sını Sudan meselesine ve bu konuda gösterdiği başarısızlığa bağlıyorlar. Bu meseleyi geçen sayılarımızdan bı— rinde (AKİS, sayı 68) uzun boylu zah etmiştik. Orada da soyledıgımız gibi, Sudan .halen Mısır ile İngiltere- nin müşterek idaresi altındadır ve 1956 yılı başında ve milletlerarası bir komisyonun nezareti altında ya- pılacak seçimle kurulacak bir Kuru- cu Meclis Sudanın bundan mukadderatını tayin edecektir. meclisin vereceği karara göre Sudan ya bagımsız bir devlet olacak, yahut da Mısıra bağlı müstakil bir Cumhu— riyet 11an edilecektir. Başlangıçta Sudan halkı ve idare- cileri Mısıra bağlanmayı daha uygun goruyorlardı Fakat bundan bir ay kadar önce alınan haberler ve ondan sonraki yeni gelışmeler Sudanhların fikirlerinin değiştiğini — göstermiştir. Mısır idarecileri Sudanda ugradıkları bu hezimeti Salah Salim tarafından takip edilmekte olan politikanın yan- lışlığına hamletmişler ve Milli İsti- Salâh Salim Oynarken — yürüdü