kamet Bakanına ağır hücumlarda bulunmuşlardır Bu hücumu Bakana verilen izin, onu da istifa takip et- miştir. Salah Salim bakanlıktan ayrıldı- ğı gibi, ihtilââl Konseyinden de çekil Mısır dış politikasında tif asından sonra Mısırın, milletlerara- sı münasebetlerinde yeni gelişmeler beklemek yanlış olmaz. Gerek kabi- nede,gerek İhtilâl Konseyinde birza- manlar çok ağır basmış olan bu müfrit ihtilâlcinin şimdi her iki te- şekkülden de aynı zamanda uzaklaş- asiyle, Mısır dış politikasına aklı selım ve itidalin avdeti imkân dahi- line girmiştir. Mısır 1darecıler1nın bundan böyle takip edecekleri dış s yaset sadece kendilerini değil, fakat Yakın Doğuda itidal ve sagduyunun yerleşmesini dünya barış ve güven- liği için elzem gören batılı devletleri de yakından ilgilendirmektedir. Birleşmiş Milletler Yerinde sayanlar Geçen sayımızda toplantılarına baş- la bildirdiğimiz Bırleşmış Mılletler Silâhsızlanma — Komisyonu, şu satırların yazıldığı sırada bırıncı çalışma haftasını geride bırakarak ikincisine girmiş bulunuyor. Alınan haberler hiç de iç açıcı değildir. Baş- langıçta dolaşan söylentiler bu sefer- ki toplantı süresinde en önemli mü- zakere mevzuunu teşkil edecek "si- lâhsızlanmanın kontrolü" meselesin- de Amerika Birleşik Devletlerinin Rus görüşüne yanaşmayı kabul ede- ceklerini gösteriyordu. Fakat şimdi öyle anlaşılıyor ki "kontrol" mese- lesi - 1947 den bu yana, her yıl ol- duğu gibi - 1955 yılında da buyuk devletler — arasında bir anlaşmazlık konusu olmakta devam — edecektir. Zira, Komisyondaki Sovyet temsil- cilerine göre, bu seferki oturumlar- dan birinde açıklanan yeni Amerikan plânı, geçen Mayısta Sovyet Rusya tarafından ileri sürülen yon çalışmaları sırasında hıç bır de- ğişikliğe — uğramadan tekrar edilen Rus plânına, getirdiği kontrol sis- temi bakımından uygun olmakla be- raber, tatmin edici değildir Silâhsızlanma ve ondan — doğan muhtelif meseleler hakkındaki Ame- rikan ve Rus goruşlerını geçen sayı- mızda izah etm sında da belırttıgımız gibi, silâhsız- lanmanın — kontrolü mevzuunda iki büyük devlet arasında buyuk bir an- laşmazlık mevcuttu. Sovyetler Birli- ği kontrollerinin münakale merkez- lerine, hava meydanlarına, ana yol ve limanlara yerleştirilecek müşahit- ler tarafından — yapılmasını istiyor, una — mukabil Birleşik — Devletler kontrol ekiplerinin sadece bu nokta- ları değil, aynı zamanda bütün aske- ri ve sınai tesisleri de murakabe et- melerini — taleb ediyordu. Devletler, ayrıca, vadan yapılması hususunda da israr AKİS, 17 EYLÜL 1966 ediyordu. Halbuki Amerikanın silâh- sızlanma komisyonundaki temsilcisi Harold Stassen tarafından açıkla- nan yeni plânı, şimdiye kadar kurul- masını istediğinden epey farklı ve Sovyet Rusyanın talep ettiğine ya- kın yeni bir kontrol sistemi getir- mektedir. . Amerika Birleşik Devletleri ge- çen hafta içinde açıklanan bu yeni plânında kendisi ile Sovyet Rusya a- rasında karşılıklı ve iki taraflı bir kontrol sisteminin kurulmasını tek- lif etmektedir. Bu sistem gereğince, Amerika Birleşik Devletleri ve Sov- yet Rusya silâhlı — kuvvetlerinin ve askeri tesıslerının plânlarını karşılık- l1 olarak değiş-tokuş edecekler ve sonra da, bunları daimi olarak ka- radan ve havadan murakabe altında bulunduracaklardır. Görüldüğü gibi, teklif Eisenhower tarafından Cenev- re'de ileri sürülenin yumuşatılmış şeklidir. Havadan kontrolden vazge- çilmemiş, fakat Rusları memnun et- mek için bir de karadan yapılacak kontrol ilâve edilmiştir. Oysa bu şim- diye kadar Amerikalıların düşündük- lerine aykırıdır Bugüne kadar bahis konusu bile etmediği bir sistemi teklif olarak i- leri sürerek bir hal tarzına varılma- sını arzuladığını — gösteren Birleşik Devletlerin aksine, S sya, geçen 10 Mayısta yaptığı teklıften bir adım bile ayrılmış değildir. Bu teklifinde Sovyet Rusyanın, silâhlı kuvvetlerin azaltılmasını, en kısa bir müddet içinde atom silâhlarının imhası ile 'bunlarla ilgili tecrübelerin yasak edilmesini, - bunlardan sonra yukarıda saydığımız noktalara yer- DÜNYADA OLUP BİTENLER leştirilecek müşahitler vasıtasıyla ontroller yapılmasını istediği oku- yucularımızın malümudur. — Kontrol sisteminde Amerikalıların kendileri- ninkine yakın bir teklifle karşılarına çıktığını görünce Sovyet sefer de Amerikan — plânın Rus isteklerini dikkate almadığım, bir kontrol sistemi kurulmadan ön- ce sılahsızlanmaya gidilmesi gerektı- ğini ileri sürmüştür. Ruslara göre kontrol meselesi ihmal edilmemeli, fakat herşeyden önce sılahsızlanma mevzuunun kendisi — görüşülmelidir. Halbuki Amerikan plânı sadece kont- rol meselesini bahis konusu etmek- İngiltere ve Fransa'ya gelince, bu devletler de birer plânla ortaya çık- mış bulunuyorlar. Fransız plânı baş- lıca iki noktadan ibarettir: nokta bütçelerdeki silâhlanma mas- raflarında kısıntı yapılması, de milletlerarası bir — silâhsızlanma teşkilâtının kurulması hususundadır. Bu plân bellibaşlı bir hususiyeti ol- mayan İngiliz teklifine nisbetle da- ha çok dikkati çekmiştir. Silâhsızlanma komisyonunun ilk hafta çalışmaları göstermiştir ki Cenevre konferansından sonra dün- yayı kaplıyan iyimserlik havasına ragmen siyasi hayatta bir şey yok- tur. ünya meseleleri halâ askıda, büyük anlaşmazlıklar halâ pusuda- dır. Sadece eskiden asık bir çehreyle görüşülen konular, bu gün güler yüz- le müzakere edılmektedır o kadar.. Önümüzdeki günler bunlardan han— gısının bir hal tarzına bağlanıp han- gisinin anlaşmazlık konusu olmaya devam edeceğini gösterecektir.