şeyin bir anda duzelecegını sanmak elbette ki hatadır ve lüzum yimserliktir. Eskiler, mucadelelerını yapacaklar ve tamamıyle süprülme- mek için ellerinden gelen gayreti sar- fedeceklerdır Münevverlerin bu taar- zu beklemeleri ve ona göre hazır- lıklı bulunmaları gerekir. Ama ne olsa İstanbul teşkilatında — estirilen bahar havası iyi bir başlangıçtır. C. H. P. Açıklanmayan kararlar İsmet İnönü derin bir oh çekti. Par- ti Meclisi çalışmalarını iki gün i- çinde tamamlamıştı. Ertesi sabah - pazar sabahı - Merkezde toplanıla- cak ve teblığ kaleme alınacaktı. Me- selenin mühim tarafı bitmişti. Ama müzakerelerin heyecanlı geçtiğini i- tiraf etmemeye de imkân yoktu. Sa- dece Şemseddin Günaltay işi beş bu- çuk saat müddetle görüşülmüştü. Tebliğ neşredildiği zaman hayret uyandırdı. Pek umumi ve pek afaki meseleler ele alınmıştı Tenı bir şey oktu. Hattâ satırların arasındaki manaları anlamakta üstad — olanlar dahi eski tebliğlerde belirtilmiş olan hususlardan başka bir fikir bulama- ar. Gerçi meseleler ortadaydı. Bun- lara iktidar el atmadığı için hepsi ya- vaş yavaş "muhalefetin dâvaları" ha- line geliyor ve bu hal Cumhuriyet Halk Partisini gittikçe sevimli yapı- yordu. Tebliğde gene onlar üzerinde durulmuş, vazıyet bir defa daha teş- rih olunmuştu. Ama Ski gün müddet- le devam eden toplantıda bazı "fiil- ler" hakkında mutabakata varılmış- tı. Bunlar bir karara bağlanmamış, muallâkta bırakılmıştı. Fakat neti- ce tebliğde pek âlâ ihsas edilebilirdi. Birincisi "bu şartlar devam ettiği takdirde" il Genel Meclisi ve Beledi- ye seçımlerıne katılmamak kararıy- dı, öteki de Kurultayın, D. P. Büyük Kongresınden sonraya bırakılması keyfiyeti... Delegelerin büyük bir kıs- mı, bu goruşlere iştirak etmişti. Fa- kat temayül, tebliğe aksettirilmemiş- Bilhassa şartların bir muhalefet partısıne serbestçe seçim kampanya- sı yapmak imkânını vermez hale gel- diği umumi bir müşahede olarak or- tadaydı. Partinin, bu şartlar altında seçimlere ıştırakını beklemek bir ha- yalden ibaretti Toplantının ılk günü bazı hatip- ler partinin bilhassa belediye seçim- lerinde kazanmak imi duğunu belırterek bir karar için ace- le edilmemesi tavsiyesinde bulunmuş- lardı. Bu tavsiyeleri yapanlar arasın- da Genel Merkezin selâhiyetli şahsi- etleri de varı delegelerin ekseriyeti balda mevzuu olanın şu veya bu seçimi kazanmak değil, se- çim kampanyası yapan partililerle muhalefete rey verecek seçmenlerin da bir çok misaller verildi ve görül- dü ki milletvekili seçimi kampanya- sında söyledikleri nutuklar, hattâ AKİS, 18 HAZİRAN 1956 kongrelerdeki sözlerinden dolayı mu- halifler hakkında takibat devam et- mektedir. Bu husus, kararın büyük âmillerinden biri oldu Kurultayın geri bırakılması ise hem teşkilat bakımından zaruretti, hem de politik sebeplere dayanıyor- du, öteki muhalefet partisi, C. M P., kongresini Haziran sonunda toplaya- caktı. İktidar partısının de nihayet bir kongre yapacağı şayiaları dola- şıyordu. Kurultayın bu iki toplantı- nın ışığı altında cereyan etmesinde fayda mülâhaza edildi. Fakat Ku- rultayın tarihi, Ağustos ayında İstan- bulda yapılacak Parti Meclisi içti- mamda kati olarak tesbit edilecekti. Husust meseleler Parti içindeki kaynaşmaların ele alınmaması imkânsızdı. Nitekim Şemseddin Günaltay hadisesi bahis konusu oldu. Bir kaç delege eski baş- bakanın beyanatına sert şekilde mu- kabele edenleri de kusurlu gördükle- rini belirttiler. Fakat herkes Şemsed- Günaltayın feveranı üzerinde durdıı Hattâ o kabinede bakanlık etmiş delegeler, bu fevri' mizacın mü- him kusur olduğu noktasını ifade et- tiler. Her halde eski başbakanının hareketini tasvip eden yoktu. Fakat meselenin Haysiyet Divanına götürül- mesi tezini idarei maslahattılar yen- diler ve hadisenin izam edilmemesini istediler. Bazı delegelerin, hadiseden üstü kapalı şekilde tebliğde bahsedil- mesi yolundaki teklifleri de makbul görülmedi Bu Şemseddin Günaltay çok isabetli bir kararla Haysıyet Di- vanından istifa ediyor ve yerine Re- cai Güreli geliyordu. Nihad Erim me- selesine, yeni Divan bakacak ve ka- rar verecekti. Bu kararın İhraç kara- rı olacağından pek az kimsenin şüp- YURTTA OLUP BİTENLER hesi vardı. Nihad Erimin Haysiyet Divanına verilince di h a çıkmıyacagı ve istifayı tercih edece- ği sanılıyordu. Böyle sözler Olmuştu. Fakat Halkçı'nın baş ve diplomatik yazarı partinin ışını bu şekilde ko- laylaştırmak niyeti görünmü; du. Bilâkis gurultulu başlıklarla neş— riyat yapıyordu. Ama C.H.P. nin me- sul organları gürültüye aldırmak ni- yetinde görünmüyorlardı. Güleğin mevkii sağlamlaşıyor Parti Maeclisinde dikkati çeken baş- ka bir s Kasım Güleğin mev- kinin gittikçe kuvvetlendiği oldu. Bir takım çevreler Genel Başkanla Genel Sekreter arasında anlaşmazlık bu- lunduğu Trivayetlerini çıkarıyorlardı. Bunlar daha ziyade ©o çevrelerın te- mennileriydi. Bilâkis İsmet Genel Sekreterinin çalışmalanndan ziyadesiyle memnun bul! mü- şahede edildi. Hattâ Inonu bu yolda bir de konuşma yaptı. Kasım Güleği övdü. Genel Sekreter de Genel Baş- kanın elim öptü. İnönü, belki de ilk defa olarak Kasım Güleği içten ve samimi olarak tutuyordu. Senelerden beri türlü rakiplerle pençeleşmiş olan Genel Sekretere bu itimat, Üü şüphe yok daha rahat çalışmak imkânını bahşedecektı Şimdiye kadar, belki de bu yüzden, ayırıcı bir hüviyetle meydana çıkmıştı. Bundan böyle da- ha birleştirici olabılecektı O takdir- de partisine ço faydalar Bağ- hyacağından şuphe etmemek gerekir- alefet partisi şimdi her şeyden çok samimi insanların bir- leşmesine muhtaçtı. İnönü Kurultaya kadar onu temine çalışacaktı. Parti içindeki bütün mücadelelerden galip çıkarak .0 meziyetini tasdik ettirmiş olaıı(n Kasım Güleği sıkı sıkıya tuta- ra C. H. P. Meclisi Mühim kararlar açıklanmadı