SPOR Nuri Turan ması -hakikaten takdirle kaydedil- mekte idi. Necdet Erdem aynı za- manda Moda'da açılmış olan Milli Takım kampının müdürlüğünü yapı- yordu. Bu seferki konuşması daha zi- yade yeni Vazıfesı hakkında efkârı umumiyeye malümat vermek içindi. Bilindiği gün evvela 25 tecrübesiz e- lemanı milli kadroya alan Futbol Fe- derasyonu sonradan — "basının ikazı ile demek doğrudur" 18 elemanı kad- ro dışı bıirakmış ve onun yerine bey- nelmilel müsabakanın havasına yat- tan diğer futbolcuları almıştır. İşte bu futbolcular geçen hafta içerisinde Modada kampa .alındılar. Maksat koca bir sezon müsabakadan müsaba- kaya koşan bu gençlere bir müddet dinlenme imkanı vermek ve âdeta laçka olan adalelerini yeniden maç çıkarabılecek bir duruma getirmek- Hafta içinde gazetelere bir göz atan spor otoriteleri gençlerin de- nizde çekilmiş olan resimleriyle kar- şılaştılar, işte bunun üzerine bir va- veyladır koptu. Nasıl olur diyorlardı ? Futbolcu; hem de önlerinde ciddi bir maç bulunan futbolcular denize so- kulur mu? Bunun lehinde konuşanlar da yok değildi. Fakat ekseri otori- aleyhteydıler Milli takımın antrenörü ise denize gırme hikayesi- ni şöyle izah diyordu: "Futbolculara banyo yaptırmış olmak ve sinirlerini düzeltmek için denize soktu ü det 10 dakikadan fazla degıldı A- daleye zararlı olacak banyolar, kabul etmek lâzımdır ki 10 dakika değil bir iki saat suda kalmaktır." Milli takım 10 günlük istirahatten sonra 19 Ha- ziranda Hacettepe ile bir deneme ma- çı yapacaktır. Bundan sonra da ha- reket tarihine kadar topsuz sadece kültürfizik hareketleriyle iktifa edi- lecektir. 26 Haziranda İtalya |karşı- sında gençlerimizden çok büyük bir başarı beklemek bu şartlarda yersiz- ir. Bundan evvel de işaret ettiğimle gibi olu sezonda müsabaka kabul et- mek federasyonun islediği en büyük hatadır. Bizim için milli maç kabul etme tarihi daha ziyade Şubat veya Mart ayları olmalı idi. Şimdiki hal- de söylenecek yegâne söz: Jlah muvaffak etsin demekten başka bir şey değildir. Kulüpler Spor dedikoduları Fenerbahçe — kulübünün yıllık kong- resi sıyası partılerın kongrelerı kadar alâka görmüş ve ciddi gazetelerin bile baş sabitelerin- de manşette en az üç sütunluk yer iş- gal etmiştir. İri puntolarla yazılmış olan haberlerin içinde AKİS'in bun- dan evvel tanıtmaya çalıştığı genç idare heyeti üyesi Muhittin Bulgurlu- nun ifşaatı yer almaktadır. Bulgurlu- nun kongredeki konuşması âdeta spor muhitinde bir bomba tesiri yap- mış ve bu tesir gittikçe her tarafa si- rayet etmiştir. Hususi organizasyon- larda yapılan yolsuzlukların birden ortaya atılışı spor otoriteleri arasın- da memnuniyet uyandırmakla bera- ber doğrusu istenirse hiç birisi cesa- retle bu mevzu üzerinde durmamak- ta daha ziyade hadiselerin tebellur etmesini beklemektedirler. Vakıa ba- sma ispat hakkının tanınmamı ması bu şekilde hareket edişlerine bir sebep olarak gösterilebilir. Biraz bu- biraz da nemelâzımcılık sebebiyle hepsi bir köşeye çekilmişlerdir. Mu- hittin Bulgurlunun ifşaatından he- men iki gün sonra bir gazetede Sad- ri Usoğlu, Remzi Tosyalı ve Muzaf- fer Bozok'un beyanatları ile karşıla- şıldı, itham altında kalan her üç i- dareci de mahkemeye müracaat ede- ceklerini bildirmekte idiler. Hattâ bu arada bir akşam gazetesinde Fener- bahçenın meşhur tiplerinden Yağcı hkemeye müracaat edece- gını bildiriyordu. Yağcı Ali'ye ne ol- muştu- Söylenen ve ifşa edilen içerisinde ismini alâkadar eden en ufak bir söz dahi geçmemişti. Bu gayreti neden ileri geliyordu?. Buna kat'i olarak bir cevap verilemezdi a- ma, kongrede hırpalanmış olmasının kendisini üzdüğü — söylenebilirdi. Bu idarecinin mahkemeye müracaat edecekleri haberinden iki gün sonra Kadıköyündeki kulüp lokalinde bir basın toplantısı yapan Muhittin Bul- gurlu pervasızca ithamlarına gene devam etti. Bu arada söz alan Fe- nerbahçe idare heyeti azası ve ayni zamanda Muhittin Bulgurlunun avu- katı olan Ertuğrul Akça; kongrede- ki sözlerin basına ufak bir nüans far- kı ile aksettiğini, Muhittin'in bu ifşa- atı daha ziyade hâdiseye ismi kan- san Fenerbahçeli idareci Hayrullah Güvenirden işittiğini söyledi ve söz- lerine: "Bu memlekette haysiyet ve şerefi kırılan insanların müracaat e- decekleri bir merci vurdu. O da mah- kemedir. Bu şahıslar neden duruyor- lar? Neye mahkemeye müracaat et- miyorlar, diye devam etti. Bu satırla- rı yazdığımız dakikaya kadar henüz itham edilen şahıslar mahkemeye res- men müracaat etmiş değillerdir. Bu arada edindiğimiz malümata göre. Muhittin Bulgurlunun elinde iki a- det vesika vardır. Ve bunları adı ge- çen şahıslar kendisini mahkemeye vermezlerse basın yolu ile efkârı u- mumiyeye açıklıyacaktır. Ortaya a- tılmış olan bunca iddialardan sonra Beden Terbiyesi teşkilâtının harekete geçmesi beklenmektedir. Millf futbol takımı kampta Karada mı, denizde mi oynıyacağız AKİS, 18 HAZİRAN 1955