YURTTA OLUP BİTENLER Siyast nezaket Bana, bu ihtiyar adamı rahat bırak diyorlar..O ise ce- miyeti rahat bırakmıyor ki.. Bir köşede oturup hatıratım yazsa bütün memleket kendisini Mer- yem Ana ziyaretgâhı gibi galip ziyaret edecek. Dr. Mükerrem Sarol (Balıkesirde nutuk) D.P. Gençleşme Türkiyenin en büyük vilâyetindeki Demokrat Parti teşkilatının ba- şında artık 35 yaşında bir genç adam var. 35 yaş.. Bu, şair için ömrün ya- ralıdır. Ama 35 yaşındaki bır politi- kacı bizde 1945 ten evvelki hürriyet- sizlik devrinin ıstırabını hatırlayan, 1945 ile 1950 arasının mücadelesini bilen ve 1052 den sonra yüreğinde sukutu hayali hisseden insan demek- tir, istanbul 11 kongresinde delegele- rin hemen hemen ittifakiyle idare kuruluna seçilen, arkadan lun başkanlığına getirilen Orhan Köprülü üstelik doktorasını - Edebi- yat Fakültesinin tarih kısmından me- zundur - demokrasinin diyarı olan Ingılterede yapmak fırsatını bulmuş- Orada, Bayswater üzerindeki bir sokaktan hürriyetin ve insan hakla- rının ne olduğunu daha iyi temaşa etmiştir. İstanbul, Demokrat Parti İçin-son derece mühim bir vilâyettir. Partinin erkânı oranın milletvekilidirler. Su- na rağmen iktidarın İstanbulda pres- tijinden her geçen gün biraz daha kaybettiği ve nüfuz tacirlerinin cirit attıkları teşkilâtın hizipçilik mikrobu tar: an kemirildiği âdeta gözle goruluyordu İl kongresinin yapılma- sından çekinen partililer mevcuttu. Anlaşmazlıkların açık şekilde ortaya çıkmasından endişe ediliyordu. Parti içinde, bir nüfuz iddiasında olanlar kenı dılermı Genel İdare Kuruluna seç- tirmek i Büyük Kongreye taraf- tarlannı delege diye göndermek is tiyorlar ve başkalarının taraftarları— nı “"hizipçi" diye tardediyorlardı. Bin- Nükte Demin Halil adında bir dele- ge arkadaş konuştu. Soy- adını sordum, Bal dediler. Ha- kikaten ağzından ballar aktı. Bu balları Kasım Gülekin ekşimiş midesine atatmak lâzımdır. Dr. Mükerrem Sarol (Balıkesirde nutuk) dirilmiş kıtalar kongre kongre dola- şıyor, meselâ Anadolu yakasındaki hemen bütün toplantılarda aynı si- malar göze çarpıyordu. Jandarmanın müdahalesine de lüzum görülen yer- ler oluyordu Ateş bacayı çoktan sar- mıştı. Nüfuz tacirlerinin hummalı fa- alıyetı partiyi çok yıpratıyordu. Sakin bir kongre İşte bu yüzdendir ki geçen hafta Pazar günü Spor ve Sergi sarayın- da âdeta sessiz bir kongre yapılması hayret uyandırdı. Halbuki bu, bir dik- katlı hazırlıgın neticesiydi. Evvelâ, Genel Başkanı tarafından İs- tanbul Mılletvekılı Dr. Mükerrem Sa- rola Egede, kongre tarihine rastla- yan tarihte bir vazife verılmıştı Bu suretle Sarolun Spor ve Sergi sara- yında bulunması onlenılıyordu On- dan sonra, İstanbulun müstakbel Be- lediye Başkanı namzedi üzerinde bir Dr. Mükerrem Sarol Başkanın ideal arkadaşı karâra varılmıştı. Bu namzet şimdi- lik İzmirin eski Belediye Başka- nı Rauf Onursaldı. Rauf Onursal il kongresi başkanlığına getirilecek, İs- tanbulun siyasi sahnesine adımını at- mış olacaktı. Nihayet il idare kurulu için Genel Merkezin tasvibine maz- har olan bir "resmi liste" hazırlan- mıştı. Böylece, muhtemel karışıklık- lar Önleniliyordu. Plan — muvaffaki- yetle tatbik edildi. O kadar ki kong- reyi takıp ıçın gelen gazetecıler bü- tün gün esney, Konuşaca- ğından bahsedılen Genel Başkan Ad- nan Menderes ise toplantıya katılma- dı. Söz alan delegeler de daha ziya- de sudan tenkidlerle iktifa ettiler. Övünme Kader — beni hep İsmet Paşa ile karşı karşıya getiriyor. Dr. Mükerrem Sarol (Balıkesirde nutuk) Yeni bir zihniyet Gerçi Orhan —Köprülünün il idare kurulu başkanlığına getirilmesin- de kuruculardan Fuad Köprülünün oğlu olmasının büyük rolü vardı. Zi- ra Genel Merkez, itimada şayan bir balkan arıyordu. Ama Orhan Kop rülü, senelerden beri teşkilâtın için- deydi. Nitekim il idare kurulu baş- kanlığına getirildikten sonra verdiği ilk beyanatta Genel Merkeze sımsıkı bağlı kalacaklarını belirtmeyi faydalı uldu. Ancak genç başkanla beraber teş- kilâta yeni bir de z ıyet getirili- yordu Orhan Köj|; prulu dürüst tanınan bir insandı. Menfaatçilerle mücadele etmek azmmdeydı Hizipçilerin fikir- lere değil, menfaat dağıtımına daya- narak teşkilâta hakim olma gayret- lerine set çekecekti. Bunun zor bir iş olduğu aşikârdı. Fakat genç baş- kan Demokrat Parti ileri gelenlerinin ıktıdarı aldıklarından beri uttuk- ları nokta üzerinde srarla durdu basının yardımına güveniyordu. Ba- sınla sıkı bir işbirliği yapılacaktı. Ba- sının ise nüfuz tacirlerinden nasıl şi- kâyetçi oldugu hiç kimsenin meçhulü değildi. Ista nbulda gerçek demokratların menfaatçiler zümresine bu galebesi, mutlaka hayırlı akisler yaratacaktır n büyük vilâyetimizde parlayan kı- vılcımın öteki vilâyetlere sıçrama- masına İmkân yoktur Genç neslin ik- tidar partisi içinde ve bilhassa ikti- dar partisinin teşkilâtında rol alması ümid vermektedir. Zira Orhan Köp- rülü gibi münevverlerin demokrasi telâkkisinin, meselâ Dr. Goebels hay- ranlarının ve mukallitlerinin demok- rasi telâkkisinden farklı bulunduğu aşikârdır. Bunlar hiç olmazsa İstan- bul teşkilâtından — temizleniyor ve Genel Başkan onları himayeden vaz geçiyordu. Fakat iktidar partisi içinde har Kabadayılık Arkadaşlar, dunları hep bir- likte onların kaim kafala- rına sokmaya çalışalım. — Şayet kafaları atmazsa, cehenneme defolup gitsinler. Dr. Mükerrem Sarol (Balıkesirde nutuk) AKİS, 18 HAZİRAN 1955