SPOR tin Bulgurlu, Ertugrul Akça ve Raif inçkök gireceklerdir. - Kavrakoğlu- nun durumu ise henüz belli değildir. Her şeye rağmen ağır tenkidlere uğ- rıyacak olan Dağlaroğlu gurubunun idare heyetini tekrar ellerıne alacak- ları kanaati umum Çünkü hızıp karşısında belâgatli konuşma ve mantık daima mağlüp olmaktadır — N Gökay Başkanlıktan ıskat edildi Bundan bir buçuk ay evvel Kadıko— yünde eski ismiyle Zuhal gaz su olan ufak bir Lokaldi fevkalade kongre yapılıyordu. Salon gayet ten- ha idi. Ekserisi faal sporcu olan aza- ların yekünu ancak 45 kişi idi. Doğ- rusu Modaspor gibi Basketbolde bü- yük bir hamle yapan ve devler ara- sına katılmış olan bir kulübün aza bakımından bu derece fakir oluşu yadırgandı. Evet, faal sporcuları he- saba katmıyacak olursak o günkü kongreye iştirak eden hakiki üyele- rin adedi onu bulmazdı. Fevkalâde kongrede hiç bir fevkalâdelik arzet- meden, daha doğrusu bu fevkalâde kongreye neden lüzum görüldüğü an- laşılmadan sona ermişti. (Seçen hafta gene Zuhal gazinosunda sabahın er- ken saatinde bir faaliyet ve kaynaş- ma göze çarpıyordu. Bu seferki kon- gre ise fevkalâde — değil, normaldi. Gündemde mevcut olan maddeler te- ker teker sıralandıktan sonra nıha— yet bir üyenin suali üzerine şu m: hut "Türkiye Basketbol şampıyona— sındaki hadiselere geçildi. Bu sua kongrenin havasını birden elektrik- lendirdi. Modalılar Vali Gökay'ın mü- zaheretiyle şampiyonluğun Galatasa- raya verilmesine şiddetle itiraz etti- ler ve bu hava içerisinde üyeler müt- tefikan Moda Kulübünün fahri baş- kanı olan Gökay'ın bu başkanlıktan ıskatına karar verdiler. Onun yerine Fahri Başkanlığa Devlet Vekili Dr. Mükerrem Sarol getirildi. Böylece bir müddetten beri Sarol'un Fener- bahçe Kulübüne Başkan olacağı de- dikodusu son bulmuş oluyordu. Bu işten Modalılar kadar memnuniyet duyanlardan biri de hiç şüphe yok ki, Fenerbahçe kulübü başkanı Osman Kavrakoğlu olmuştur. Transfer dedikoduları Temmuz ayında oldukça uzun bir zaman bulunmasına rağmen trans- fer piyasası birden bire yükseldi. Hadiselere mihrak noktası teşkil e- den iki kulüpten biri Adalet, diğeri de Vefadır. Diğer büyük kuluplerde henüz bir hareket daha doğrusu bir kıpırdanma göze çarpmıyor. Geçen hafta hararetli bir kongre yapan Ve- fa kulübü zengin âzalarının kulübe hibe ettikleri paralarla transfer işine tam yüz yirmi bin lira ayırmıştır. Doğrusu istenirse bu para patron ku- lüpleri endişeye düşürmüştür. Çunku kendi saflarında bir oyuncuyu, amma iyi bir futbolcuyu bu şartlarda' tut- maları çok güçleşmiştir. Vefa ilk hamlede Emniyetten Nejat'ı, Yelde- ğirmeninden — Altan'ı kadrosuna al- mış, piyasada şöhret yapmış olan di- ğer futbolcuların da peşine takılmış bulunuyor. Adalet kulübünde ise fa- aliyet bir hayli geniştir. Onların da transfere tam yüz bin lira ayırdıkla- rı söylenmekte. Temmuz ayı yaklaş- tıkça oyuncu mübadelesinin de hız- lanacağı ve büyük sürprizler olacağı tahmin edilmektedir. — N. S. Futbol Fluminense Brezilya maçları Bir — müddetten beri Istanbullu spor severlerin gönüllerini — fetheden Brezilyanın meşhur futbol takımla- rından Fluminense geçen hafta Cu- martesi günü lig şampiyonu Galata- saraya karşı yaptığı Dördüncü ma- çında her iki devrede attığı birer gol- İe sahadan 2-0 galip ayrıldı. Doğrusu- nu söylemek icap ederse bizden kat- bekat üstün futbol oynayan Flumi- nenseliler gene de 1951 senesinde şeh- rimizi ziyaret etmiş olan Desportesin bıraktığı iyi intibar aşamadılar. Aşa- mazlardı , da... Çünkü, Desportes ta- kımından. nga Julınho Santos, Bra- nzinho gibi dünya çapında büyük e cambaz futbolcular vardı. Onun haricinde kalan diğer elemanları için vasatın çok üzerinde futbolcular idi demek pek de hatalı olmaz. Halbuki Fluminensede bir tek göz dolduran o- yuncu sağ içi Didi idi. Sol açık Es- kurinyo (Arap ekspresi) ise Didi ka- dar muvaffak olamadı. Hadi Didi ol- Beşiktaştan — gayri diğer takımların da Fluminenseyi yenmele- ri pek zor olmıyacaktı. Misafirler son maçı Pazar günü Mithatpaşa sta- dında Milli takım namzetlerine kar- şı yaptılar. Tamamen genç ve tec- rübesiz elemanlardan kurulu olan namzet kadro, neticede Brezilyalıla- ra 4-1 mağlüp oldu. Bu netice bize bazı mühim hakıkatlerı göstermek bakımından ehemmiyet taşır. Evet, A veya B takım dâvasının hararetle müdafaa edildiği şu şuralarda 26 Ha- ziranda Trıyestede İItalya Milli takı- mı ile yapacağımız karşılaşmaya ta- ve Suat gibi takımda nâzım rol oy- niyacak üç eleman bulunmaktadır. Fakat bu üç elemanın milli maç ha- vasına yabancı olan futbolcuları şev- ki idarede muvaffak olacakları şüp- he götürür. Bu sözlerle hiç bir zaman genç kabiliyetlerin ikinci plâna bıra- kılması veya bir köseye itilmeleri te- zi müdafaa edildiği sanılmamalıdır. Bütün dünyadaki spor teşkilâtları şimdi gençliğe, daha doğrusu genç İeşmeye doğru bir hamle yapmakta- dırlar. Bunun bizde de tatbik edildi- ğini görmek memnuniyet verici olu- yor. Fakat dikkat edilecek olursa gençleşme yolunun alem darlığını ya- pan İngilizler ve Almanlar bu ist tedrici bir şekilde yapmaktadırlar. İşin normal şekli de budur. Yoksa birden hamleye kalkmak elbette ki arzulanan neticeyi vermiyecek ve bu- güne kadar haksız yere patırdısını edip durduğumuz A takım, B takım dâvasını bize kaybettırmış olacaktır. Flunıiinense karşısında farklı mağlü- biyete Uğrayan milli namzetlerın Tri- la iyimserlik olacaktır. Daha önümüz- e bu hatayı tashih edebilmemiz i 1n uzunca bir zaman vardır. Bunı faydalanmasını bilmek federasyon 1— çin herhalde faydalı olacaktır. AKİS, 4 HAZİRAN 1955