yıldan beri ılk defadır ki iktidardaki bir parti, velki seçimlerden d h şe göre iktidar, muhafazakâr partiyi yıpratmamıştı. Liderlerim — fikirleri Seçimlerden sonra kazananlar ve kaybedenler fikirlerini açıkça söy- lemekten geri kalmadılar. Sir Ant- ony Eden'e gore harp sonrası nesli, kendisine düşen vazifeyi yerine ge- tirmeye hazır olduğunu reyiyle ispat etmişti. Mr. Attlee ise hezimetinin sebebim, seçmenin kanaatinde değil, kendi partisinin ıçınd aramak gibi son derece medeni bir tavır takındı. Kabahat, Birlik manzarası göstere- meyen İşçılerdeydı. Bu yuzden seç- men reyini ona Vermekten çekinmiş- ti. Üçüncü bir mağlüp vardı ki, on- dan hemen hiç kimse bahsetmiyordu. Bu, liberal partinin lideri Lord Real ması karşısında memnuniyeti- ni saklamağa J1üzum — görmüyordu. Kanaatince, İşçilerin sonu yaklaşmış- tı. İşçilerin sonunun laşması her- kesten ziyade liberallere yarıyacak- tı. Zira İngıltere, ıkı partılı bir re]ı- mi art be semış E velce i Fakat son- re yeni bir şans verebilirdi. Buna mu- kabil İşçi partisinin sol kanadını tem- çilerin hezi- bir sosyalizme doğru gitmeliydi. Parti liderlerinin fikirleri ne olur- sa olsun hakikat suydu: Muhafaza- kârlar, altmış kişilik rahat bir ek- seriyet Bağlıyarak memleketin İdare- sini beş yı İçın ellerıne geçırm ler- i beş tle İngiltereyi, rına, riayetsizlik etmiyerek istedikleri gibi idare etmek hakkına sahiptiler. Eden'in başındaki dert Fakat — zavallı Başbakan Sir Ant- en, zaferinin dahi tadını çıkarmak fırsatını bulamadı. Netice- lerin ilânından iki gün geçmişti ki İngilterede görülmemiş grevler baş- ladı. Sanki işçiler, İşçi partisinin he- zimetini protesto ediyorlardı. Aslına bakılırsa, kazan evvelden beri kaynı- y Liman işçileri bır lıaftad an beri grevdeydıler Şı onlara 70 bin demiryolu işçisi de katılıyordu. Vaziyet pek parlak değildi. Zira lı- ve trenleri e lirdi. Sanki 1928 daki korkunç grev- ler yeniden hortlamıştı. :' 5 n ©o B a © — © © © halline çalışmış, fakat maalesef mu- vaffak, olamamıştı. İşçiler lâf anla- mak istemiyorlar, — Muhafazakârlar AKİS, 4 HAZİRAN 1955 DÜNYADA OLUP BİTENLER İngilterede seçim kampanyası Muhafazakâr Lady Tweedmuir işçilerle seçim kampanyalarında yurda refah geldiğini belirttiklerine göre bu fahtan hisselerini istiyorlardı. Aksı halde çalışmıyacaklardı. - İngilterede trenle haftada beş buçuk milyon ton mal nakledıldıgıne göre grevin veha- meti ortadadır. Eden evvela Bakanlararası fevka- lâde bir komite teşkil etti. Bu komi- te, halkın zaruri ihtiyacım teminle mükellef olacaktı. Bilindiği gibi in- gilizlerin yiyeceklerinin en büyük kıs- mı dışardan gelir. Bunların limanlar- da veya istasyonlarda birikmesini ön- lemek ve içeriye nakillerini temin et- mek lâzımdı. Başbakan azimli görü- nüyordu. —Eğer işçiler durmazlarsa, fevkalâde hal ilân edecek ve grev ya- panları askere alarak öyle çalıştıra— caktı. Eden bu kararını radyoda yap- tığı bir konuşmada, ilân etti. Karışık- hk iki sendikanın kendi aralarındaki anlaşmazlıklarından çıkıyordu. Mem- leket ise, sendikaların keyfine tabi olamazdı. Hükümet iki sendika ile taşıt komisyonu arasında yeniden normal münasebetlerin başlamasına çalışacak, yardım edecekti. Ama bu favda vermediği takdirde zecri ted- birler alınacaktı. Batı - Doğu Görüşmeler başlıyor Gazeteciler Fransız Dışışlerı Baka- n ine Pinay'i tam —meşhur es sarayının onunde yakalamış- . Dişilleri Bakanı, Cumhurbaş- kanlığında yapılan bir kabine toplan- günlerden beri öğrenmek istediği hu- Günün Büyükler Toplan- susları bülbül gibi açıkladı. meselesi tabu Dört tısıydı. Pınay, bunun İçin batılıların 18-21 Temmuz arasını münasip gör- duklerını açıklad er ola da İs- n teklif olunacaktı. Gi çı Rus ar iyana üze yorlardı ama, işgal kuvvetleri henüz çekilmemiş bu- lunduğu için Avusturya tam müsta- kil bir yer sayılamazdı. Buna muka- bil gerek İsviçreliler, gerekse Lozan şehri bu gibi toplantıların şampiyonu ve mütehassısı kesilmişlerdi. Dört Dışişleri Bakanı, Haziran sonunda Birleşmiş Milletler Teşkilâtının ku- rulusunun onuncu yıldönümü dolayı- rans olacaktı. co'da yapıldıktan sonra Lozanda bu- luşmak' mümkün olacaktı. Beyanat, bilhassa Amerikada derin bir hayret uyandırdı. Zira Üç batılı devlet he- nüz konferansın yeri ve tarihi husu- sunda tam bir mutabakata — varma- mışlardı. Dulles'in teminatı Nitekim bir gün sonra —Amerika Dışişleri Bakam John Foster Dul- les, gazetecilere bir beyanat vererek Pinay'in sözleri karşısında duyduğu hrdı ama, batılılar bunu kararlaştır- mış vaziyette olmaktan uzaktılar Pinay ihtiyatsızca konuşmuştu. a- mafih dünya, böylece konferansın ye-