ZİRAAT Toprak Mahsulleri Ofisi Fiyatları - arttırmıyor Mahsul Bereketli bir yıl Bundan tahminen üç ay kadar ev- vel De let Meteorolcı]ı İşleri 1l- ımım Müdürü t Adalı'nın telefo- nu çaldı. Gazetecılere karşı sempati- si İle tanınan üdür karşı- sında muhalif bir gazetenin muhabi- rinin sesini duyduğu halde renk ver- medi. Muhalif gazeteci diyordu ki: "— Havalar çok kurak gidiyor. Bu sene kış da olmadı. Şehrin su sı— kıntısı çekeceği söyleniyor. Bu dur mun mahsul vaziyetine tesiri olacak mıdır? Umum Müdürü günlerden beri düşündüren sual nihayet bir gazeteci tarafından sorulmuştu. Hiç- tereddüt etmeden şu cevabı verdi: "— Türkiye ilkbahar yağışları bölgesine dahıl bir memlekettir. Ya- ni hiç kış olmasa bile. Nisan ve Ma- yıs aylarında yagmur duşerse mahsul vaziyeti kurtulmuş o Bu sene, geçen senelere nazaran kış ve yağmur durumu, hakikaten is- tenilen şekilde olmamıştır. Bilhassa geçen seneki sıkıntılı mahsul duru- mundan sonra bu yıl da havaların böyle gitmesi işin aslını bilmeyenler için endişe verici görülmektedir. Fa- kat müsterih olunuz. Nisan vs Mayıs aylarında istenilen — şekilde yağmur yağması kâfidir. Şüphe edilmesin ki ümit edilenden çok daha mükemmel mahsul alınabıl Ya iş Nisan ve Ma- yısta yağacak yagmurlara mı kaldı"" '— Şüphesiz. Bizim gibi, daha dünyanın birçok — memleketlerinde mahsulün idraki hâlâ yağacak yağ- mura bağlıdır. Hattâ Amerikanın bir çok bölgelerinde dahi bu böyledir." AKİS, 4 HAZİRAN 1955 Muhalif gazeteci, "yağmur yağ- dıramazsak ne olacak?" diye sordu. mum Müdür şu cevabı verdi: "— Yağmuru insanlar yağdırabi- liyor, fakat bu şimdilik sadece tec- rübe yağdırışları halmdedır "— Yani efendim ani, yağmur kendı kendine yağacaktır : Türkiye uç say, Nisan ve Mayıs aylarında “"yağmur ya yağmazsa' diye kara kara düşündü. Mayıs ayı- nın son günlerini yaşadıgımız şu sa- atlerde hepimiz ga ütün Umıtlerımızm fevkınde yağ- mur yağdı. i zaman zaman yurdun muhtelif bolgelerınde yağmur bir âfet halini aldı. Diyarbakır civa- rında 100 bin dönüm arazı yağmura tutulduktan sonra doluya yakalandı, on kadar köy ve mahsul dakika- larca süren şiddetli bir yağış sonun- da mahvo'du. Kızılay d hi müdaha- le mecburiyetinde ka Bir muharebede, iştirak edenler- den bir kısmı elbette ölecektir. Fakat değişmeyen bir kaide vardır, kalan- lar daima ölenlerden fazla olacaktır. Şiddetli yağışlar memleketin birçok yerlerinde mahsul durumumuza Za- rar vermedi ve iyi bır mahsul idrâk edilmesine yardım etti. Mühim meseleler Gecen sene memleket mahsul ba- kımından hazin durumdaydı. Bir damla yağmur düşmemesi — koyluyu feci vaziyete düşürmüştü. Demokrat Parti iktidara geldiği günden beri Ziraat Bankasının kapı- sını ardına kadar açarak, memleket- te şimdiye kadar görülmüş değil, dü- şünülmemiş olan bir zirai politika takip ederek bankanın nesi var nesi oksa hepsini köylünün — hizmetine tahsis etmişti. Köylüye o kadar çok kredi verildi ki, bu rakam 1954 yılı ekim mevsimi sonunda bir buçuk mil- yar lirayı bulmuştu. Yani devletin bır yıllık bütçesinin dörtte üçü. Mev: min kurak gitmesi köylüyü kara kara düşündürmeye başlamıştı. Fakat asıl endişeyi hükümet hissediyordu. Mah- sul kötü olursa bu sene köylü bor- cunu nasıl ödiyecekt Ziraat Bankasını bL'ıyük bir kri- zin beklemekte olduğu haberleri ya- yılıyordu. Köylünün borçlarının tecili imkânsız görülüyordu. — Memleketi sarması ihtimali olan yeni bir ikti- sadi kriz karşısında yabancı memle- ketlerden kredi temini mümkün ola- bilecek miydi?. Havaların gayri mü- sait gitmesi yüzünden meydana gelen kıtlık' mühim tesirlerini gelecek se- ne'gösterecekti. Mahsul ihraç edile- memesi yüzünden gelecek sene müt- hiş bir döviz darlığı meydana gele- cekti. Harici teahütler yerine geti- rilemiyecekti. Dış borçları Ödemekte güçlük çekilecekti. Bu bir yığın me- sele karşısında, seçimler de gelip çat- mıştı. Köylüye dört senedir gösteri- len kolaylıkların devam etmesi, bil- hassa seçim yılında devam etmesi i- cap etmekteydi. miktar Borçların Bankanın yeniden aynı kredi vermesi imkânsızdı. 'bir kısmını tecil, belki mümkün ola- bilecekti. yoktu. Ayni iktisadi kriz alış veriş yap- tığımız diğer bazı memleketlerde de meydana gelmiş oldugundan dert an- latmak mümkün olabilecekt Bütün bu sebepler ve meseleler yüzünden Demokrat Parti hükümeti iktidara gelmeden yapmış olduğu bü- tün seçim propagandalarına bir sün- ger çekerek Amerika'dan borç buğ- day istemek — mecburiyetinde kaldı. 1050 seçimlerinden evvel meydanlar- da konuşan D.P. li hatipler: "Buğda- yın vatanı olan bu memleketin ya- bancı memleketlerden buğday ithal etmesi bir cinayettir" diye haykırı- yorlardı. Bütün bunlar unutuldu. A- merika'dan borç olarak buğday iste- nildi. Mesul makamları işgal eden- ler memlekette kıtlığı kabul etmekte beraber istihlâkin çok arttığı tezini de ileri sürerek işin içinden çıkıver- Bundan başka yapılacak iş Bu seneki ekim sahaları Ge cen seneki kıtlığın acısını çıkar- mak için 1954-55 yılı ekim mevsi- minde 8 milyon 517 bın 359 hektar kışlık hububat ekildi.. Bu miktar bir evvelki feci yılı nazaran yüzde on dört nisbetinde farta idi. Bir yazı tu- ra oyununa terkedilmiş olan kış eki- mi Nisan ve Mayıs ayında görülme- miş derecede düşen bol yağmurlar sa- yesinde kazançla neticelendi. Köylü- nün yüzü güldü. Bundan kuvvet alınarak yaz ekim devresinde 1 milyon 338 bin 601 hek- tar arazi ekildi. Yeni ekilmekte olan kısımlarla beraber ekim sahasının ge- nişliği 11 milyon 500 bin hektar ola- rak ümit edilmektedir, 1953 senesinde memlekette hubu- bat istihsalinde rekor kırılmıştı. Bu