luyordu. Programın tafsılatı açıklan- uluyordu. Ruslar gel n ral lerınde alıcılarım da getirmişlerdi. Sempati — gösterileri Ertesi gün —Yugoslav başkentinin sokaklarını Rusların Zis markalı ve Packard taklidi otomobilleri kap- ları. Yanlarında Mareşal Tito bulun- madığı zaman Rus heyeti o arabalar- la dolaşıyordu Hem de üstü açık 0- lanlarında.. Böylece, Yugoslav hal- kının sempatisini toplamak istiyor- lardı. Uzerlerınde hep aynı bıçımsız elbiseler vardı a lümsüyor! ar, nutuklarda okuşuyorlardı. Zaten heyete, u başbakanının değil, Rus komünist partisinin birinc sekreterının baş- k etmesindekı a da ayrıc anlı dıkkatı çekiyor Yugoslavlar Rus heyetine parlak, fakat soğuk bir program hazırlamış- lardı. Mareşal Tito'nun ihtiyatı elden bırakmak Ruslar k rar peyk hal lamıyacağını idrak etmişler imkân yoktu. Mareşal o halen kendilerinden daha kuvvetli vaziyet- Raab ki komünist" partilere hâkimdiler. Bu- nun tek istisnası Yugoslav komünist partisiydi. Tito'nun kuvveti de ondan gelıyordu Şımdı Krutçef bu partiye d iç maz sempatik görünmek ve Yugoslav dıktatorunu öyle zayıf-. latmak emelindeydi. FFakat komü- nistlerin bütün taktiklerini gayet iyi bilen Mareşalin gözünden bu husus elbette ki kaçmıyordu. Hakikaten misafirlerine parti ile pek uğraşma- malarını kapalı seklide ihtar ettiği, Belgradda dolaşan rivayetler arasın- dadır. Temaslar ve neticesi İki heyet arasındaki temaslar, he- men o gün başladı. Fakat ilk gö- rüşmeler, hür nezaket görüşmesi hu- dudunu aşmıyordu. Ertesi gün tek- rar buluşuldu ve toplantıdan sonra neşredilen tebliğe nazaran dünya me- seleleri gözden geçirildi. Ruslar bir barış taarruzuna geçmişlerdi. Mem- leketlerinin etrafında tarafsızlardan müteşekkil bir kordon kurmak ve böylece Amerikan kıtalarının Ameri- kaya dönmesini temin etmek istiyor- lardı. Almanyanın silahlandırılmasını kabul mecburiyetinde olduklarım da biliyorlardı. Alman milletinin pasif tarafsızlık pahasına birleşmeyi red- dedeceği aşikârdı. Fakat Yugoslavya AKİS, 4 HAZİRAN 1955 DÜNYADA OLUP BİTENLER Almanyadaki 3 batılı elçi Batıyla bir misal yerine geçebilirdi. Ruslar bu eski düşmanlarına muşama ve ya akınlık gosterırlerse batı âle- mi efkârı kendi tarafları- na celbedebileceklerine ınanıyorlardı, Yugoslavya, dünyanın gözünü üzeri- ne çekiyordu ve Mareşal Tito'nun çok mahir siyaseti sayesinde siyaset pa- zarında hakiki kıymet olarak ortaya çıkmıştı. Üstelik, Mareşal Tito Nehru ile beraber "aktıf tarafsızlık" polıtı- kasının şampiyonuydu. Bu politika i- se en ziyade Kremlinin işine yarıyor- du. Amerikan kuvvetlerinin Avrupa- dan, yani Rus hudutları civarından çekilmesi ancak o yoldan gerçekleşe- bilirdi. Madem ki Kremlin kuzu pos- tuna bürünmüştü, bu oyuna devam edebilirdi. Temaslarda bir çok nokta, ihtilâf mevzuu oldu mukabil bir çok değişiklik olmuştu. Mareşa polıtıkasına karışmak nıyetınde de- kuvvetlenip kalkınabilmesi için Bü- yük Dost Rusya yardıma hazırdı. İk- tisadt bloküs zaten kalkmıştı ama, bu sefer kolaylık da gösterılebilirdi. Heyette Mıkoyan ve Kumkyn'in bu- lunma- bu "iyi niyet" in delılıydı Buna mukabil Rusya bir tek şey is- tiyordu: Yugoslavya, bloklardan hiç birine girmesin. Balkan paktına ge- lince, paktın tahakkuku şuasında tehdit notaları veren Rusya, yumu- bağlar sağlamdır şamıştı. Fakat paktın askerı tarafı- nın zayıflayıp ekonomik v ültürel sahada canlı kalmasını -tercıh ettiği aşikâ rdı. erinde en ziyade durulan husus- lardan biri de Almanya meselesi oldu. Rusların ziyaretinden evvel Foster Dulles Washıngton daki Yugoslav el- çisiyle mevzudaki düşüncelerini ogrenebılır- ler Ve buna karşı Batılıların görüşü- nün, ne olduğunu da izah edebilirler- di. Yani Tito - Krutçef müzakereleri, Dört Büyükler Konferansının ilk saf- hası, hazırlıgı yerine geçebilirdi. Ma- yetine bıldırmıştı sında beyaz bir leke kalamazdı. Fa- kat Almanya, silâhlı bir tarafsızlık politikası güdebilirdi. Mareşal Tito bütün paktların aleyhindeydi. Bu ba- kımdan Atlantik Paktını da ilzam etmiyordu. Almanya, tıpkı Yugoslav- ya gibi barışın âmili olabilirdi. Buna mukabil Ruslar kendi tezle- rini ileriye sürdüler. Eğer Batı Al- manya silâhlandırılıp Amerika blo- kuna dahil edilirse, Varşova andlaş- ası gereğince Doğu Almanya da si- lâhlandırılacak ve Rus blokuna alı- nacaktı. Bu suretle taraflar, silâhla- rını çekmiş olacaklardı. Fakat bir u- yuşma zemini Belgradda da buluna- Türkiye şerefine kadeh "Belgrad ziyafeti bir hakikati daha taya koymuş bulunuyor: Rusla- rın maksadı sadece Yugoslavları ta-